Salgın döneminde en hızlı büyüyen sektörlerin başında metal eşya ve makine sektörü yer alıyor. Dijitalleşme, teknolojiye yönelimi hızlandırmakla kalmadı, makineleri de sanayicinin gündemine getirdi ki bu hiç de şaşırtıcı değil. Zira gelişim, makineler üzerinden yürüyor.
YARININ SEKTÖRLERİNİN KODLARI
Önümüzdeki dönemin kodları; yapay zekâ ile döşenmiş makinelerde yatıyor. Salgın hastalıklar, beklenmeyen doğal felaketler, insanın doğada yarattığı büyük tahribat; hizmet sektörünün meşakkatli işlerinde makineleri devreye sokuyor.
BORSACILAR ŞİRKETLERİ MAKİNE ÜZERİNDEN İNCELEMELİ
Borsa cephesine bakıyoruz; geçen yıl satışları en fazla artan sektörler içinde metal eşya ve makinelerin yer aldığını görüyoruz. Rakam mı? Satış gelirleri %26,7 büyümüş. Ekonominin 400 gün kapalı kaldığı süreçte bu performans, bu iki sektördeki pozitif ayrışmanın bariz göstergesi…
MAKİNECİLERİN TEKRARLANAN HATALARI
Makine sektörü, tıpkı çağrışımı gibi; dinamik bir sektördür. Bu sektörde dışa bağımlı kalarak büyüyeceğini sanmak; sürekli köleliği kabul etmek demektir. Zira makineyi almakla kalmıyorsun parçaları, ekipmanı ile koca bir sektörün müşterisi haline geliyorsun. Üstelik teknolojisi sürekli yenileniyor. Daha fazla kazanmak için daha bir makine sahibi olmanın telaşı da var sende… Ancak sorun şu ki kazandığın para yurtdışına gidiyor. Sektörün 3 yinelenen hatası; 1-Teknolojide dışa bağımlılığı önemsememek, 2-Yerlisi varken, yabancı neden?, 3-Üretmek yetmez finansal ile makineyi paketlemek gerek.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Ağırlıklı olduğumuz sektör hizmet. Hizmet ederek büyüyebilir miyiz? Bugün yükselen toplumlar, bunu; teknoloji ve sanayi üzerinden sağlıyor. Tarımına dahi ileri teknoloji ve sanayi enjekte ediyor, tarlayı ayağa kaldırıyor. Bizim ağırlıklı olduğumuz alan hizmet sektörü ve salgında nasıl daraldığını gördük. Bu da ekonomi içinde sanayi payımızı artırmamız gereğini gösteriyor. Makine neden insan hayatında bu kadar önemli? 20’nci yüzyılın en büyük icadı, sanıldığının aksine bilgisayar değil, çamaşır makinesi oldu. Zira kadına zamanını hediye etti. Makine demek, kazanılan zaman demek… Verimlilik demek, daha az emekle daha çok iş demek. Türkiye; makinede geliştirdiği kabiliyetini korumalı ve artırmalı…
not
ENFLASYON TAHMİNLERİNE NASIL ULAŞIRIZ?
Yarın Merkez Bankası’nın Para Kredi Kurulu toplantısı var. Yüzde 42,89 ÜFE oranı ile bir faiz indirimine gitmeyeceğine göre, faiz artırımı için de sinyal veremeyecek. Hareket alanı kalmamışsa, yapacağı tek şey; pozisyonunu korumak, faizi pas geçmek… Merkez’imizin tuhaf bir alışkanlığı var; enflasyon hedefl emesi yapmak ama o hedefe ulaşamamak. Sürgit ıskalayacağın hedef koymanın mantığı da yok faydası da. Oysa “rekabetçi kur” takıntısı yerine katma değeri yüksek ürün rekabetini öne çıkarsa? Belki de bu sayede enflasyon tahmini tutar.