Ticari kredi faizleri politika faizinin 27 Ekim 2023’te yüzde 30’dan yüzde 35’e çıkarılmasından sonra tarihi zirvesine ulaştı ve 3 Kasım 2023 haftasında 181 baz puan artarak yüzde 50,74 oldu. TCMB verilerinin olduğu son 10 yılı analiz ettiğimizde bu oran zirve. 2012 yılında başlayan dataya göre son 10 yılın ortalaması (27 Temmuz 2012- 3 Kasım 2023) yüzde 16,52 ve en düşük olduğu tarih 26 Nisan 2013 ve oran yanlış okumadınız yüzde 5,92. Bugün ödenen faiz son 10 yılın ortalamasına göre 3.1 kat, en düşük olduğu yüzde 5,92’e göre ise 8.6 kat daha fazla.
Faiz oranında artış kredi talebini önemli bir miktarda azalttı ve kredi büyümesi yavaşlıyor. Kredi büyümesi ekim ayında yüzde 2,9 seviyesinde ve yüzde 3,43 olan ekim TÜFE’si ile karşılaştırdığımızda reel olarak küçülüyor. Faizin pik yaptığı 3 Kasım 2023 haftasında krediler yüzde 0,6 büyüyerek 10 trilyon 995 milyar TL’ye ulaştı. Mevduat ise 13 trilyon 840 milyar TL ve düşen kredi talebi nedeniyle 2017 yılında yüzde 121 ile pik yapan Kredi/Mevduat*100 oranı yüzde 79,4’e geriledi. Bankalar topladıkları mevduatı artık eskisi kadar krediye dönüştüremiyorlar. Bir yandan kredi talebi düşüyor bir yandan da faiz artıyor ve sürdürülebilir değil ve kredi faizi düşecek.
Yüksek TL faizi nedeniyle azalan döviz kredisi talebinin tekrar artırdığını görüyoruz. Şirketler yüzde 50 faiz oranı ile TL kullanmak yerine döviz kullanımını artırmaya başladılar. Sene başında 131 milyar dolar olan döviz kredisi toplamı 125 milyar dolara kadar gerilemişti ancak Ekim 2023 ayında tekrar artarak 126.9 milyar dolara çıktı.
TL, dolar ve Euro kredi faizleri 2024 yılının ilk yarısında da yüksek olmaya devam edecek. Bizim tahminimiz 2024 yılının ikinci çeyreğinde başta Avrupa Birliği olmak üzere faiz indirimlerinin konuşulacağı zaman olacak. Ülkemizde 2024 yılının hedef enflasyonu yüzde 36 ve 2025 yılı için ise yüzde 15. Hedef enflasyon rakamlarını dikkate aldığımızda gelecek enflasyona baz edecek politika faizinde TCMB indirimlere başlayacaktır.
2024 yılında şirketler döviz kredileri için ortalama yüzde 8 faiz oranından 10 milyar dolar, TL krediler için ise 2.1 trilyon TL ve FX krediler ile birlikte 2.46 trilyon TL faiz ödeyecekler bizim hesaplarımıza göre. Faiz giderlerindeki bu artış 2024 yılı için (2023 son çeyreğinde de benzer etkiyi hissedeceğiz) önemli bir gider kalemi olarak gelir tablolarına yansıyacaktır. Yüzde 3 kadar düşen Faiz Giderleri/Satış oranı tekrar artacak ve yüzde 5 seviyelerinde gerçekleşecektir. Öte yandan faiz karşılama oranı (Faaliyet Karı/Finansman Gideri) 2022 yılında 2.84’e kadar yükselmişti tekrar 2024 yılında 1.5 seviyelerine ineceğini tahmin ediyoruz.
Sonuç olarak, kredi maliyetleri çok yükseldi ve tarihi zirvesinde. Bir yandan faizler çok yüksek bir yandan da iç ve dış talep zayıf. En büyük dış pazarımız olan Avrupa Birliği’nde büyüme “0”. İki taraftan gelen baskı 2024 yılında şirketleri çok zorlayacak. Burada TCMB’ye ve Türk Eximbank’a önemli görev düşüyor. İhracat yapan şirketlerimizin nispeten daha ucuz olan TL reeskont kredilerine erişimini hızlandırmak ve kolaylaştırmak. Şirketlerin de artacak kredi maliyetlerinin getireceği yüksek borç servisini karşılayabilmek için ev ödevlerini yapmaları gereklidir. Bunlar, iş modeli, maliyet yönetimi, borçlanma stratejisi, bilanço temizliği, işletme sermayesi yönetimi ve yatırım gibi ana konularda aksiyon almak gerekir.