Ticaret savaşlarında Türkiye’nin stratejisi var mı?

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

ABD, Çin’i küresel tehdit olarak görüyor. Çeyrek asır önce Atlantik havzası Batı ülkelerinin dünya gelirinin üçte ikisine sahipti. Bugün Pasifik havzası (başta Çin ve Hindistan) ülkeleri ile bu gelir yarı yarıya paylaşılıyor.

Yakın gelecekte Pasifik’in payı 3’te 2’ye çıkacak. Bunun anlamı ABD ve AB’nin güç kaybı. Kayan gücün adresi de belli; Çin ve Hindistan; Osmanlı’nın ifadesiyle Hindiçini ya da şimdilerde Batılıların dilindeki ifadesiyle Chindia…

Türkiye, Batı ile tarihten gelen güçlü siyasi ve ekonomik bağlara sahip. Çin ile Kuşak-Yol projesiyle flörtte. Hatta Rusya’yı da katarsak, yükselen bir Pasifik Yüzyılı fikri bizde de yerleşiyor.

Sorun şu ki bu ticaret savaşının derinleşmesi halinde Türkiye, hangi tutumu takınacak? Bir yandan dış ticaretinde aslan payına sahip Batı ile bunu güçlendirmek isterken, diğer yandan yükselen yeni zenginlik havzasında kendimize yer edinmek istiyoruz.

ABD ile F35, Patriot, S-400, vergilendirme, Halkbank ve Suriye sorunları yaşanıyor. AB ile tıkanan üyelik görüşmeleri ve Gümrük Birliği güncellemeleri söz konusu. Çin ise Kuşak-Yol sürecinde bizden fazlaca yükümlülük peşinde.
Endişem; Türkiye’nin ticaret savaşlarına dair stratejisi olup olmadığıdır. Varsa nedir, ortak akılla mı oluşturulmuştur yoksa bir iki kafanın dayatması mıdır? Özel sektör, düşünce kuruluşları, akademik dünyanın ürettikleri nelerdir?

ABD-ÇİN, TÜKİDİDES TUZAĞINDAN KAÇABİLİR Mİ?

“Atina hızla yükseliyordu ve savaş, bu yükselişin korkusunu yaşayan Sparta için kaçınılmazdı.” Peleponez savaşlarını anlatan Tükidides, bu sözüyle; Sparta’nın düştüğü savaş tuzağına işaret eder.

Bugün Çin’in yükselişi, ABD’nin Tükidides tuzağına düşüp Çin ile savaşı tırmandırması riskini doğurdu. Gerçi Çin lideri; “böyle bir tuzak yok” derken Trump’un cesur Spartalı imajı ile seçime gitme ihtimali yüksek.

Tüm yazılarını göster