“İlim Çin'de de olsa ona tâlip olun. İlim her Müslümana farzdır.” Hadis kabul edilir. Bilimin önemi kadar, Çin’in uzaklığını da ifade eder. O yıllardan bu yana Çin ile bu coğrafya arasındaki mesafe değişmedi ama iletişim ve ulaşım araçları dünyayı küçülttü. İpek ve Baharat Yollarına alternatifler oluştu, bu yollarda artık deve kervanları değil trenler, TIR’lar dolaşıyor. İletişim için saniyeler yetiyor.
Söz konusu hadisi ticarete uyarlayalım: “Ticaret Çin’de de olsa gidip yapınız.” Yukarıda söz ettiğimiz gelişmelerden sonra Çin artık yakınlaştı. Çinliler de bunu çok iyi kullandılar ve dünyanın her yerinde, bu arada elbette Türkiye’de de, pek çok sektörde yüksek pazar paylarına ulaştılar. Hatta verdikleri dış ticaret fazlası kendilerini bile rahatsız etti ki 2018’de, yer alacak ürünlerin yüzde 100 ithal olması şartıyla, uluslararası bir ithalat fuarı başlattılar.
“Biz Çin’e mal satamayız”
Teknolojik gelişmelerle mesafeler daralırken, ticaret şekilleri değişirken, ne yazık ki Türk ihracatçısı için bir düşünce aynı kaldı: “Biz, Çin’e mal satamayız.” Bu tespit bize değil, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi’ye ait. Kendisi bu görüşünü, EİB olarak 6. kez milli katılım organizasyonu düzenleyecekleri, 5-10 Kasım 2024 tarihleri arasında Şanghay’da gerçekleştirilecek Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nın tanıtım toplantısında dile getirdi. Türk ihracatçılarının ürkekliğinin rakamsal yansımalarını da ortaya koydu. Rakamlar çarpıcı. 2023’te Çin'e 3,3 milyar dolarlık ihracat yapmışız. Bu ülkeden ithalatımız ise 44,9 milyar dolara ulaşmış. Dış ticaret açığımız da 41,6 milyar dolar civarında gerçekleşmiş. Bu, toplam dış ticaret açığımızın neredeyse yüzde 40’ına denk geliyor.
Jak Eskinazi, toplantıda, “Biz, Çin’e mal satamayız” düşüncesinin yanlışlığını da rakamlarla ortaya koydu. Araştırma, Türkiye’nin Pekin Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği’ne ait. Buna göre Çin’in 2023 yılında ithal ettiği bin 781 üründe, Türkiye rekabetçi fiyatlar verebiliyor. Söz konusu ürünlerin Çin’in ithalatından aldığı pay ise 416 milyar dolar. Bu pazarın değerlendirilememesinin en önemli sebebi de, ihracatçının ürkekliği. “Çin; satın almak için uzak değilse satmak için hiç uzak değil” mottosunu hatırlatan Jak Eskinazi, Türk ihracatçılarını Çin Uluslararası İthalat Fuarı’na katılarak, 41.6 milyar dolarlık dış ticaret açığının azaltılmasına katkı sunmaya davet etti.
Fuar, geniş bir ürün yelpazesini kapsıyor. Ürün gruplarının ana başlıklarını tüketim malları, otomotiv, ekipman, medikal cihazlar ve sağlık ürünleri, tarım ürünleri, hizmet ticareti olarak sıralayabiliriz. Bunların hemen hemen tamamında Türkiye güçlü bir üretici konumunda. Biz de Jak Eskinazi gibi Türk ihracatçılarına bu pazara dair ürkek yaklaşımlarını bir daha gözden geçirmelerini öneriyoruz.
Çin Timi çalışıyor
Ege İhracatçı Birlikleri’nin Çin pazarına ilgisi bu fuarla sınırlı değil. Hatta, bu fuarın milli katılım organizasyonunun EİB’e verilmesinin nedeni de birliğin Çin pazarına yönelik yaptığı çalışmalar. EİB, Çin yılı ilan ettiği 2019’dan bu yana bu ülkeye yönelik çalışmalarını hızlandırdı. Çin ile ilgili çalışmaları da, yine o yıl birlik bünyesinde kurulan Çin Timi yürütüyor. Çin Timi’nin üzerinde çalıştığı son proje Çin’de dijital ofis kurarak, dijital pazar yeri açmak. Bu pazar yeri ile e-ticaret kanalları JD, Tmall, Ali Baba’nın platformu HEMA, Wechat, Weibo ile Çin’in instagramı Little Red Book, Tiktok’u Douyin’de ülke ve ürün tanıtımlarına ağırlık vererek, Türkiye’nin marka imajını geliştirerek Çinli tüketicilere ulaşmayı hedefliyor. EİB, ithalat fuarı yanında her yıl Xiamen kentinde düzenlen doğal taş fuarına da milli katılım organizasyonu yapıyor. Geçen yıl sonunda PttAVM.com ile iş birliğinde, Çin e-ticaret sitelerine giriş yöntemleri konusunda “Hedef Çin Semineri” düzenledi. Bu ve benzeri etkinliklerle Çin’e yapılan gıda ihracatını 1 milyar dolar seviyelerine yükseltmeyi hedefliyor.
Kültür mü ticaretten, ticaret mi kültürden beslenir?
Bu sorunun yanıtı yumurta-tavuk paradoksu kadar karmaşık değil aslında. Ticaret ve kültür kavramları arasında doğrusal bir korelasyon var. Ticaret ilişkisi kültüre, kültürel ilişki ticarete olumlu yansır. Yani bir nevi verimli döngü. Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nın tanıtım toplantısında bu konuya dikkat çeken EİB’in Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık oldu. Uzun yıllardır bu ülkeye organik gıda ihracatı yapan Mehmet Ali Işık, iki ülke arasındaki kültürel işbirliklerinin artırılması gerektiğini belirtti. Çin’in pazar olduğu kadar partner olarak da görülmesini isteyen Işık, Kasım ayındaki fuarın bu kapsamda da faydası olacağı görüşünü dile getirdi.