Yıllardır izlediğim The Bodrum Cup için bir kez daha Bodrum’dayım. Denizin ortasında alargada bir teknenin içinde yazıyorum bu satırları. Çevremde süzülüp giden yelkenlilere hayranlıkla bakıyorum. Aklımda Nâzım Hikmet’in dizeleri:
“Gemiler gider aydın ufuklara gemiler gider! / Gergin beyaz yelkenleri doldurmaz keder. / Elbet ömrüm gemilerde bir gün olsun nöbete yeter.”
Denizi yaşamak harika bir duygu. Hele bir gemiye binip gitmek; bir de bu gemi yelkenli olursa…
The Bodrum Cup; yıllardır denizi, yelkeni, gemileri sevenleri bir araya getiriyor. Aslında sadece bir yelken yarışından ibaret değil, etkinlikleriyle festival ötesi bir organizasyon, bir sanat ve kültür yolculuğu…
Deniz kültürünü yaşatmak isteyen deniz sevdalıları 1989 yılında bir araya geliyorlar. The Bodrum Cup Kurucu Onursal Başkanı Bodrumlu Erman Aras’ın hayali, 18 teknenin katıldığı ilk yarışla gerçeğe dönüşüyor.
Her sene farklı bir tema’sı olan festival, 34. yılında bu kez “Maviye Güç Katıyoruz” mottosu ile gerçekleştiriliyor. Amaç, Akdeniz'in başta Bodrum olmak üzere kıyısı olan her yerleşim yerine sunduğu değerlerin önemine, bu değerlerin korunması ve dikkat çekmek. Sürdürülebilirliği odağına alan tema kapsamında düzenlenen etkinliklerde mavi ekonominin önemi anlatılıyor.
Festival kapsamında Bodrum Merkez Belediye Meydanı'na bu yıl ilk kez The Bodrum Cup Yarış Merkezi ve Sanat Alanı kuruldu. 16 – 22 Ekim tarihleri arasında katılımcıları ve misafirleri ağırlayan yarış merkezinde festivalin tarihi, mavi ekonomi, denizlerin korunması gibi denizcilik öğelerinin yanı sıra Bodrum'da yaşayan sanatçıların farklı alanlardaki eserlerine de yer veriliyor.
Sergilerden birisi, daha doğrusu altı mekânda süren altı sergisi Türkiye’de denizciliğin ve gemi tasarımlarının duayeni denildiğinde akla ilk gelen isimlerden Yücel Köyağasıoğlu için düzenlenmiş: “Deli Deryalı Bir Dahi.”
The Bodrum Cup Onursal Başkanı Erman Aras “The Bodrum Cup, tekne sporlarının bilinirliğine, Bodrum'a ve daha geniş çapta Akdeniz'e katkılarıyla devam ediyor. En başından beri güttüğümüz bu amaçları ayrıca her yıl hem ulusal hem de yerel çapta önem arz eden konularla zenginleştirmeye de önem veriyoruz. American Hospital The Bodrum Cup olarak, her yıl artan ziyaretçi sayısıyla Bodrum'un kültürel ve tarihi bilinirliğine katkı sağlıyor olmaktan gurur duyuyor, arkamıza bu rüzgârı aldığımız müddetçe de Bodrum'a ve Akdeniz'e daha fazla güç katacağımıza inanıyoruz” diyor.
The Bodrum Cup Organizasyon Komitesi Başkanı Süleyman Uysal ise “The Bodrum Cup kendisini en iyi şekilde anlatıyor, ancak yapımcıların hikâyesi de artık bir romana benzemeye başladı. Emek, sonu olmayan stres ve fedakârlık ile bu ülkenin en inançlı ve en azimli gençleri birbirlerine sırt verdiler. Bir neden olmadan, bu nedensiz sevdikleri ‘şeyi’ büyütüyorlar” şeklinde konuşuyor.
Haklı da böyle bir organizasyonu “mavi aşkı” duymadan gerçekleştirebilmek imkânsız.
American Hospital isim sponsorluğu ve Çağdaş Holding ana sponsorluğuyla düzenlenen The Bodrum Cup’ın ilk yarışı Metro etabında Bodrum-Çökertme rotasıyla yapıldı. Etabın başlamasından önce protokol ve The Bodrum Cup organizasyonunun katılımıyla start çizgisine doğru hareket eden teknede Bartın’da gerçekleşen maden patlamasında hayatını kaybeden madenciler ve yakın zamanda hayatını kaybeden gemiciler için saygı duruşunda bulunuldu ve çelenk töreni gerçekleştirildi.
Törenin ardından verilen işaret ile birlikte 34’üncü American Hospital The Bodrum Cup yarışları başlamış oldu. İşaretin ardından hareket alan yelkenliler Akdeniz’in maviliklerinde renkli görüntüler oluşturdu.
Ben, İstanbul’a döneceğim için sonraki etapları izleyemeyeceğim, ama bugün ve yarınki program şöyle:
21 Ekim Cuma günü Gümüşlük’ten Çağdaş Holding etabı için hareket edilecek ve etap Bodrum’da tamamlanacak.
Festivalin son yarışı olan Anadolu Sigorta etabı ise 22 Ekim Cumartesi günü Bodrum’da başlayıp Bodrum’da son bulacak. Son etabın tamamlanmasıyla birlikte Ağanlar Tersanesi’nde ödül töreni yapılacak. Ödül kupaları bu yıl Evren Erol, Pınar Irmak Çağlar ve Ersin Tavukçu tarafından tasarlanmış.
Günlerden “The Bodrum Cup Zamanı”ydı. Bodrum’da üç gün boyunca bu yıl da maviyi gördüm, maviyi yaşadım. Haydar Ergülen’in dizeleriyle seneye buluşmak üzere içim mavi dolu ayrıldım:
“Mavi konuşalım, mavi yazalım / Mektuplar zarfa girer girmez mavi / Söz mavi olsun ağızdan çıkar çıkmaz /İki ayrılık arasındaki yol mavi.”