Dilimizde “ ağaca bakarken ormanı gözden ırak tutmak” diye anlamlı bir söz var… Son dönemde okuduğum her kitapça sıklıkla rastladığım, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nda çıkan Chris Lewis ve Pippa Malmgren’in “Liderlik Laboratuvarları/ 21. Yüzyılda Liderlik” kitabında ise hemen her sayfasında uyarılan “indirgemecilik tuzakları” düşmeme konusu ülkemiz için de önemli… Ülkemizde kaliteli fikirlerin projelere, projelerin yatırıma dönüşmesinin arka planını oluşturan kamuoyunu bilgilendirmenin ciddi eksiklikleri var. Medyamızın büyük çoğunluğunda, birkaç değişkene dayalı “ kestirme yargılar” ne kadar yaygınsa, “eğilimlerle ilgili bilgilendirmeler” görmezden gelinirken, “konjonktür bilgilerini” abartarak öne çıkarma eğilim de bir o kadar yaygın. Kamuoyunu bilgilendirme tutumumuz, akıl gözümüzü, çevremizi gerektiği kadar görmesini engelliyor.
“İğneyi kendimize batıralım”
DÜNYA Gazetesi’nin 15 Kasım 2021 günü manşetinde “Otomobil yeniden yatırım aracına dönüştü/Sahibinden sıfır ikinci el!” haberi yer alıyordu. Aynı gün gazetenin 9’uncu sayfasında “Yabancı yatırımcı, Türkiye’nin iş makineleri verisine ulaşamıyor” haberi yer alıyordu.
Manşetteki haber, otomotiv sektöründe küresel ölçekte çip krizi nedeniyle üretimin aksamalarını anlatıyordu. Ülkemizde ise yüksek enflasyon otomobili yatırım aracı haline dönüştürdü. Otomobil satın alabilmek için iki ay sıra beklenmesi, döviz kurundaki hızlı yükseliş, araç fiyatlarının dövize endeksli sık sık artması otomobil satın alma kalıplarını etkiledi: Parasının değerini korumak isteyenler bankalarda vadeli mevduat faizleri ile otomobilde fiyat artışlarını karşılaştırmaya başladı; ÖTV kademeleri de göz önüne alınarak otomobil almaya yöneldi. Ayrıca parası olmayanlar bile sıraya girerek geçici borçlanmayla otomobil satın alarak, kısa zamanda satış gerçekleştirerek para kazanmayı düşünerek talep düzeyini yükseltti. Bütün bu gelişmeler ülkenin gündeminde yaygın biçimde yer alan “haber niteliği” taşıyan; geniş kitlelerin ilgisini çeken oluşumlar… Manşet haberinin içeriği konuyla ilgili ayrıntıları içermekte, okuyucuya doğru ve tam bilgi aktarma özeni göstermekteydi.
İkinci haberde, ülkemizdeki iş makineleri sektörünün dünya genelinde 11’inci, Avrupa’da 7’inci olduğu vurgulanıyor; son yıllarda sektörün yükselişe geçtiği anlatılıyordu. Sektörle ilgili iki STK yöneticisi, sektörün yüzde 95’ini temsil ettiklerini belirttikten sonra, 2020 yılına kadar sektörden gelen verileri derleyip paylaştıklarını, Rekabet Kurumu’nun veri toplayıp paylaşmayı yasakladıklarını belirtiyordu. Sektörle ilgili STK yöneticileri, “ Türkiye’ye gelmek isteyen yabancılar pazarı bilmek istiyor. Dolayısıyla veri sunamadığımız için yatırımcı çekmek zorlaştı. Doğru ihracat ve ithalat için bu veriler gerekli. Çünkü pazarda hangi segmentlerin büyüdüğünü, sıfır ve ikinci el miktarlarını göremiyoruz. Ayrıca firmaların servis amaçlı hangi şehirlerde ne kadar yedek parça bulundurduğu konusunda sorun yaşanıyor. Otomotiv sektörüne benzer bir sektörüz; ancak orada her ayrıntı paylaşılırken, biz verilere ulaşamıyoruz” diyordu.
Doğru iş yapmanın gerek şartı
Herhangi bir işte olduğu gibi medyada kamuoyu bilgilendirmesinde de doğru işler yapmanın olmazsa olması bir “merkez düşünceye” sahip olmaktır. “İhtisas gazetesi” dendiğinde, onu diğer kitle gazetelerinden ayıran özellik, “eğilim haberlerini” öne çıkarması, toplumun dikkatini kısa dönemli gelişmelere değil, uzun soluklu etkileri olan “eğilimlerle” ilgili bilgilendirme yapmasıdır.
Envanter, veri, kuram, model, metot ve analitik yetkinlik eksikse, eğilimlerin olası fırsat ve tehlikeleri konusunda “erken uyarı” yapan bir mekanizme oluşturamayız. Uzun dönemli geleceği güven altına alacak olan “eğilimlerin fırsat ve tehlikelerini” gözleyerek “erken uyarı” mekanizmaları oluşturma, ihtisas gazetesi olabilmenin merkez düşüncesidir. Otomotiv fiyatlarındaki gelişmeler elbet ki geniş kitlelerin ilgi menzilindedir; gazete haberi olarak bir “değere” sahiptir. ihtisas gazetesi olsa da kitle ilgisi gözden ırak tutulmamalıdır; ama uzun dönemli geleceği inşa etme söz konusu olduğunda, ihtisas gazetesi, temel girdi haline gelen “ veri konusunu” önce çıkarmalıdır.
“Mobil hesaplama” ne getirir?
Çok yakın gelecekte mobil iletişimin yeni standardı olan 5G teknolojisinin yarattığı kapasite ve teknik olanaklara “mobil hesaplama” başka boyutları ekleyecektir. Qualcomm firmasının odaklandığı “mobil computing” teknolojisi gibi gelişmeler, “veri konusunu” çağımızın en önemli işine dönüştürecektir. Sağlıklı veri olmaksızın “ihtiyaç tanımlanması” yapılamaz, doğu yerde doğru zamanda ve doğru alana yatırım gerçekleştirilemez, kuramları sınanamaz, modeller işletilemez, metotlardan beklenen sonuçlar alınamaz… Veri, yeraltı ve yerüstü varlıklarımızı, fiziki sermaye stoklarımızı, bilim ve teknoloji birikimlerimizi, insan kaynaklarımızı etkin ve verimli kullanmanın olmazsa olmazıdır…
Ülkemizde üretimin sağlıklı büyümesi, üretilen maddi ve kültürel zenginliğin insanımızın yaşamını kolaylaştırılması isteniyorsa, “veriyle ilgili eğilimler” hepimizin ilgi menzilinde olmalıdır; özellikle de “ihtisas medyası” bu konuda sorumluluklarını yeniden tanımlamalıdır. Çağımızın büyük eğilimi veri-odaklı üretim konusunda gerekli yaygınlık, yoğunluk ve derinlikte bilgilendirme yapamazsak, işimizi tam, temiz ve doğru yapmamış oluruz…