Tel Aviv’den Ankara’ya uzanan enerji koridoru

Gökçenur ATAMAN - Enerji Yatırımları Danışmanı

Türkiye’yle İsrail arasında 20 yıldan uzun bir geçmişe sahip doğal gaz boru hattı masada ama projenin önünde uzun bir süreç olduğu görülüyor. Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından Avrupa'da ortaya çıkan doğal gaz sorununa alternatif arayışlarında Türkiye-İsrail seçeneği kuvvetleniyor. Ankara ile Tel Aviv arasında bu konuda perde arkasında görüşmeler yapıldığı ileri sürülürken iki ülkenin de sanayicileri ve hükümet yetkilileri bir anlaşmaya varılması için "zorlu manevraların" gerekliliğinin altını çiziyor. İsrail ve Türkiye, başta İsrail-Filistin meselesi gibi birçok sorun nedeniyle on yılı aşkın süredir yaşanan diplomatik bir açmazı aşmak için adımlar atmaya başlamıştı. Özellikle enerji kaynaklarına alternatif bulmaya daha kararlı hale gelinmesi, iki ülke arasındaki enerji ortaklığını kilit bir konu haline getirebilir.

İsrail’den Türkiye’ye uzanacak muhtemel bir boru hattı yurt içine doğalgaz sağlayacağı gibi, gazın yurt içi iletim sisteminden geçerek farklı güzergâhlarla Avrupa’nın tüketim merkezlerine, hatta Ukrayna’ya kadar taşınabileceği belirtildi. Yıllık 50 milyar küp doğal gaza ihtiyaç duyan Türkiye, bu fosil yakıtın neredeyse tamamını Rusya ve Azerbaycan'dan boru hatları vasıtasıyla ithal ediyor. Jeopolitik pozisyonu nedeniyle de bir doğal gaz dağıtım üssü olarak avantajlı bir konumda bulunuyor. İsrail doğal gazının Türkiye'ye ulaşması aynı zamanda ülkede yaşanan enerji krizi ve zamlanan faturaların da önüne geçilmesini kolaylaştırabilir. Ceyhan ile İskenderun arasından Türkiye’ye girecek olan doğalgaz, kapasitesi artırılırsa TANAP boru hattıyla veya Türkiye-Yunanistan hattıyla Avrupa’nın güneyine, batı hattı kullanılarak Ukrayna’ya kadar taşınabileceği uzmanlar tarafından öngörülüyor. Mısır gazının İsrail üzerinden taşınması için üzerinde 2001’de çalışılan güzergâh deniz altından geçiyor, jeopolitik kaygıları ve taşıma fizibilitesini en iyi şekilde gözettiği de biliniyordu. Fakat Türkiye ve İsrail'in diplomatik krizler yaşaması her iki tarafı da yeni stratejik ortaklar aramaya teşvik etmiştir. İsrail, enerji konusunda Mısır, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile işbirliği yapmayı tercih etti. Doğu Akdeniz'deki gaz keşifleri sonucunda 2019 yılında dört ülke Doğu Akdeniz Gaz Forumu'nu (EMGF) kurmuştur. Öte yandan iş birliğinin bir enerji koridoru oluşturmada başarıya ulaştığını söylemek oldukça iddialı bir söylem olacaktır. Gazın İsrail kıyılarından Güney Kıbrıs ve Yunanistan üzerinden Avrupa'ya taşınmasını amaçlayan Doğu Akdeniz (EastMed) boru hattının inşasına ilişkin anlaşma 2020 yılında imzalanmış ve 2025 ‘ de açılışı öngörülse de, mevcut durumda projenin uygulanmasının finansal ve fiziksel koşullar çerçevesinde zor olacağı öngörülmüştür. İsrail’in 2009-10 yıllarında yeni doğalgaz yataklarını keşfetmesinin ardından İsrail’e gaz taşıyan projeler rafa kaldırılmış olsa da bugünlerde ivme kazanan Ankara ve Tel Aviv ilişkileri enerji koridoru kurulması için farklı konsorsiyumlara açıktır. Şimdilerdeyse deniz altından geçecek bir boru hattınınsa Türkiye’nin diplomatik ilişkilerini kestiği Suriye veya Kıbrıs Cumhuriyeti’nin deniz yetki alanlarından geçmesi gerekecek.

Leviathan Gaz Sahasını Türkiye'nin Avrupa pazarına açılan bir kapı olan Ceyhan limanına bağlama potansiyeline sahiptir. Mesafe dikkate alındığında, yukarıda bahsedilen boru hattı projesi, Avrupa pazarlarına erişim için en uygun maliyetli seçeneği temsil ediyor. Proje sayesinde uzun süredir hayal edilen Doğu Akdeniz enerji koridoru hayata geçirilecek ve aynı zamanda bölgesel kalkınma ivme kazanacağı öngörülmektedir. İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşmesiyle beraber ve enerji alanındaki iş birlikleri her iki ülkeye de fayda sağlayacaktır. Bu süreçte Türkiye, Doğu Akdeniz gazının Avrupa'ya iletilmesinde önemli bir rol oynayabilir. Ayrıca artan ikili ilişkiler ve potansiyel enerji iş birliği sayesinde İsrail kıyılarında bulunan Leviathan ve Tamar gaz sahalarındaki kaynaklar da kolaylıkla ihraç edilecek. Hattın finansal olarak inşa edilebilir hale gelmesini sağlayacak 10 milyar metreküp ve üzeri sevkiyat hacimlerini satın alma gücü Türkiye’de sadece kamu şirketi BOTAŞ’ta bulunuyor. Ancak BOTAŞ’ın yeni bir uluslararası alım anlaşması Gaz ‘ın Avrupa’ya taşınması halinde uluslararası bir anlaşma, ev sahibi ülke (HGA) ve ikili ülke anlaşmalarının yapılması lazım. Tüm tecrübeler uzun yıllar boyunca Avrupa’ya gaz taşıyacak bir hattın hayata geçirilmesi en az dört veya beş yılı bulabileceğini gösteriyor. Enerjiye ilişkin görüşmelerin İsrail Başbakanı Netanyahu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan düzeyinde süreceğini de biliyoruz. Konuşulan konulardan biri iki ülke arasında doğal gaz boru hattı inşa edilmesi olasılığı olacaktır.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de haklarını korumaya yönelik hamleleri, diğer devletler nezdinde bir güç tehdidi sayılmakta ve bu gücü dengeleyecek ittifakların kurulmasına sebebiyet verdiği görülüyor. Türkiye ise bölgede kendisine karşı kurulan bu ittifakı bozmak adına iş birliğinde bulunabileceği devletlerle uzlaşmaya çalışmakta. Bu sayede hem bölgedeki gücünü arttırmayı hem de kendisine karşı kurulmuş ittifakın gücünü zayıflatmayı hedefliyor. Türkiye’nin çabalarının sonuç vermesi durumunda kurulacak bir ittifakın karşısında bu ittifakı dengeleyecek devletlerin bir araya gelmesine yol açacaktır. Bu durum bölgede sürekli bir tarafın bir tarafı dengelemeye yönelik çabasının devam edeceğini gösterir.

Tüm yazılarını göster