Kasım ayında mevsim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi binde 2 oranında arttı.
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılırmış sanayi üretim endeksi ise aylık bazda yüzde 1,4 geriledi. Sanayi üretimi beş aydır ivme kaybediyor.
Gıda, metal ve otomotiv gibi sektörlerde üretim endekslerindeki artışa karşın, diğer sektörlere ait üretim endekslerinin hemen hepsi Kasım ayında geriledi.
Sektörler arasında performansı ile ilgi çekenlerden biri hiç şüphesiz tekstil. Kasım ayında sektöre ait üretim endeksi yüzde 7,2 geriledi. Ama ilginç olan kasım ayındaki gerileme değil. Sektörün üretimi tam 17 aydır kesintisiz düşüyor.
TİM verilerine göre tekstil ve hammaddeleri ihracatında da benzer bir performans var. Sektörün ihracatı son 16 ayın 14’ünde gerileme kaydetti.
Tekstil sektörü sanayi üretim endeksi ve ihracat verilerini gösteren grafik, iki verinin birbiri ile çok benzer bir performans gösterdiğini teyit ediyor. Tekstil sektöründeki bu zayıf seyir, son yıllara özel bir durum değil. TÜİK verilerine göre 2005’ten bugüne genel sanayi üretimi yüzde 138 artış göstermişken, tekstil sektöründe üretim artışı yüzde 39 düzeyinde kaldı.
Sektördeki yavaşlamanın önemli nedenleri arasında, üretimin maliyetlerin daha düşük olduğu ülkelere kayması, Türkiye’deki üretim maliyetlerinin kademeli olarak artmaya devam etmesi, 2022-2023 Haziran döneminde TL’nin aşırı değerli hale gelmesi var. İlgili STK’lar ve girişimciler başka sorunlar da dile getiriyor. “Tekstil” kaderine bırakılmayacak ve bir şeyler yapılacaksa, kemikleşmiş sorunlara bir an evvel çözüm üretilmesi gerekiyor. 2005’ten bu yana Türkiye’den yurtdışına yapılan tekstil ve giyim yatırımlarının toplamı yaklaşık 2 milyar dolar. Bu çok yüksek bir tutar değil fakat maliyet baskısı ve dış pazar kaybı sektördeki kan kaybını bir anda hızlandırabilir. Karşı taraftan tekstil sektörü temsilcilerinin de çözümü içi boş “rekabetçi kur” sloganlarında aramaması; korumacı talepler yerine, daha inovatif yöntemler talep etmesi gerekiyor.