Tekstil sektöründe “5 adımda” dönüşüm

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Döngüsel Ekonomi Eylem Planı’na göre tekstil, net sıfır karbon ve döngüsel ekonomi hedefine ulaşmada en önemli konumda olan sektörlerden biri.            

Küresel tekstil üretiminin son 10 yılda iki katın üzerinde arttığı gerçeğinden yola çıkarsak, sektörün iklim, su, enerji tüketimi ve çevre üzerindeki etkilerini hiçe saymak mümkün değil.           

Küresel yaşam döngüsü perspektifinden bakıldığında, bugün AB’de tekstil kullanımı çevre ve iklim değişikliği üzerinde dördüncü, su ve arazi kullanımı üzerinde ise üçüncü en büyük olumsuz etkiye sahip.            

Öte yandan, düşük maliyetli ürünlere yönelik tüketici talebini karşılamak için üretim maliyetlerini düşürme dürtüsüyle hareket eden sektör, çocuk işçiliği, kötü çalışma koşulları, ve cinsiyet ayrımcılığı gibi sorunlarla da karşı karşıya.            

COVİD-19 pandemisi ve Ukrayna savaşı gibi çatışma gibi gelişmeler de, küresel tedarik zincirlerinin kırılganlıklarını çok daha ciddi boyutlara taşıyan dış unsurlar.       

Tüm bu gelişmeler, AB tekstil ekosisteminde önemli sorunları beraberinde getirdi. Talepteki beklenmedik düşüşler, değer zincirindeki aksamalar, fiyat artışları ve çeşitlenen sosyal sorunlar, ciddi bir yeniden yapılanma ve yeni bir strateji oluşturma ihtiyacını gündeme getirdi.           

Belirlenen yeni vizyon son derece net: 2030 yılına kadar AB’de satılan tekstil ürünlerinin uzun ömürlü ve geri dönüştürülebilir olması; mümkün olduğunca geri dönüştürülmüş liflerden üretilmesi; zehirli kimyasallar içermemesi ve sosyal ve çevresel standartlara uygun olarak üretilmesi.       

AB’nin Tekstil Stratejisi, aslında tekstil sektöründe faaliyet gösteren tüm şirketler için ilham verici bir rehber niteliğinde. Bu stratejide 5 temel adım öne çıktı.

01  -  ZORUNLU EKO-TASARIM GEREKLİLİKLERİNİN GETİRİLMESİ

Tekstil ürünlerinin ömrünü uzatmak; iklimsel etkilerini azaltmak için en önemli stratejilerin başında geliyor. Bu noktada ürün tasarımı ön plana çıkıyor. Ürünlerin dayanıklılığın artırılması, tüketicilerin giysileri daha uzun süre kullanmasını sağlarken, aynı zamanda yeniden kullanım, onarım, geri alma hizmetleri ve ikinci el alışveriş gibi döngüsel iş çözümlerini de destekliyor. Ve tabii ki tüketiciler için tasarrufu sağlıyor. Bu noktada; tekstil ürünleri ve hizmetleri için AB Ecolabel kriterleri ve AB GPP kriterlerini incelemek önemli. Bu iki program, kaliteli ürünler için gerekli olan kriterlerin yanı sıra tehlikeli kimyasallara yönelik kısıtlamalar ve çevre dostu tekstil elyafı tedarikine yönelik düzenlemeler içeriyor.

02 - SATILMAYAN VEYA İADE TEKSTİL ÜRÜNLERİNİN İMHASINA SON VERMEK

Satılmayan veya iade edilen malları imha etmek büyük bir değer ve kaynak israfına neden oluyor. Bu nedenle AB Komisyonu, büyük şirketlerin attıkları ve imha ettikleri ürünlerin miktarını, yeniden kullanım ve geri dönüşüm oranlarını, yakma veya düzenli depolama ile ilgili stratejilerini kamuya açıklamalarını zorunlu kılan bir şeffaflık yükümlülüğü önerdi. Ayrıca, satılmayan ürünlerin imha edilmesine yönelik yasaklar da uygulanacak. Bu noktada dijital çözümlerin geliştirilmesi, giysi iadelerinin yüzdesinin azaltılması, talebe bağlı özel üretimin teşvik edilmesi ile hem endüstriyel süreç verimliliğinin artırılması hem de e-ticaretin karbon ayak izinin azaltılması sağlanabilir.

03  -YEŞİL YIKAMAYA SON VERMEK

Avrupa Birliği’nin yeşil yıkamaya son vermeyi amaçlayan ‘Yeşil Geçiş için Tüketicilerin Güçlendirilmesi’ projesi, tüketicilere ticari dayanıklılık garantisi vermenin yanı sıra, ürünlerin tamir edilebilirlik puanı konusunda da şeffaflık getirmeyi hedefliyor. Proje doğrultusunda hiçbir üretici kanıt göstermeden “yeşil”, “çevre dostu”, “çevre için iyi” iddialarında bulunamayacak. Bu noktada, kamu otoriteleri tarafından çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik etiketlerinin oluşturulması; denetimlerin artırılması önem taşıyor.

04  -YEŞİL VE DİJİTAL DÖNÜŞÜM İÇİN GEREKLİ BECERİLERİN GELİŞTİRİLMESİ

Tekstil sektörü, dijital ve yeşil dönüşümün getirdiği yeni iş fırsatları potansiyelini hayata geçirebilmek için yüksek nitelikli işgücüne ihtiyaç duyuyor. Eko-tasarım, kumaş geliştirme, yenilikçi tekstil üretimi, onarım ve yeniden kullanım farklı uzmanlıklara ihtiyaç duyulan önemli alanların başında geliyor. Yeni becerilerin kazanılması, yaşam döngüsü değerlendirmesi ve değer zinciri değerlendirmesine ilişkin bilgiler de dahil olmak üzere, yeşil ve dijital becerilerin kazanılmasının teşvik edilmesi gerekiyor.

05  -ÇEVRESEL VE SOSYAL ADALETİN SAĞLANMASI

Avrupa’da tüketilen tekstil ürünlerinin büyük bir kısmı üçüncü dünya ülkelerinden ithal ediliyor. Bu durum küresel ölçekte birçok çevresel ve sosyal sorunu beraberinde getiriyor. Bunun yanı sıra, hazır giyim işçilerinin büyük bir kısmının kadın olması nedeniyle, tekstil endüstrisi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve cinsiyet eşitliği konusunda büyük fark yaratabilecek bir sektör olarak tanımlanıyor. AB’nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi, büyük şirketlerin kendi faaliyetlerinde ve küresel değer zincirlerinde işçi hakları da dâhil olmak üzere insan hakları ve çevre üzerindeki fiili ve potansiyel olumsuz etkileri tespit etmeleri, önlemeleri, azaltmaları, ortadan kaldırmaları ve hesap vermelerini sağlamayı amaçlıyor.

Tüm yazılarını göster