Geçen hafta Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) meşhur yapay zekâ şirketi G42 ile Microsoft arasında önemli bir anlaşma imzalandı. Anlaşmaya göre Microsoft’un Başkan Yardımcısı Brad Smith, G42’nin yönetim kuruluna girecek. Smith, önemli bir isim. 2017’de büyük teknoloji şirketlerinin uluslararası sistemde tarafsız bir tutum içerisinde hareket ederken, bir yandan da kendi egemenlik alanlarını inşa ettikleri tespitini yapmıştı. Buna da “Dijital İsviçre” demişti. G42-Microsoft anlaşması neden önemli ve Türkiye için ne anlama geliyor, gelin bakalım.
G42, BAE’nin başkenti Abu Dabi’de 2018’de kurulmuş. Şirketin yönetim kurulu başkanı Tahnoun bin Zayed Al Nahyan. Kendisi hem BAE’nin ulusal güvenlik danışmanı hem de devlet başkanının kardeşi. G42’nin CEO’su ise ilginç biri. İsmi, Peng Xiao. Çin asıllı ama ABD vatandaşlığını alınca Çin vatandaşlığından çıkmış. Xiao, daha önce de Dark Matter isimli şirketin CEO’suymuş. Dark Matter, gazetecilerin ve politikacıların WhatsApp mesajlarını okumakta kullanılan İsrailli Pegasus uygulamasını Ortadoğu’ya pazarlayan şirket. İddiaya göre Suudi istihbaratı Cemal Kaşıkçı’nın yazışmalarını bu yazılım ile takip etmiş. Cemal Kaşıkçı’nın yazarı olduğu Washington Post gazetesinin ve Amazon’un sahibi Jeff Bezos’un evlilik dışı ilişkisi de muhtemelen böyle bir yazılımla ortaya çıkmıştı. Bildiğiniz gibi Bezos boşandı ve eski eşi MacKenzie Scott ise şimdilerde dünyanın en zengin kadını.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, BAE’li mevkidaşı Tahnoun’a 2023 sonbaharında uyarıda bulunmuş ve ABD’ye ait kritik teknolojilerin Çin’e aktarılmasında G42’nin aracılık ettiğini söylemişti. Görünen o ki, Amerikalılar uyarmanın da ötesine geçerek, bu şirketin faaliyetlerini daha yakından takip etmek üzere, G42 ile Microsoft arasında yeni bir ortaklık kurmuş. New York Times’ın haberine göre Amerikan Ticaret Bakanlığı, Microsoft ve G42 arasında yapılan anlaşmaya önayak olmuş. Bakan Gina Raimondo ise müzakerelere bizzat katılmış.
Peki, anlaşmanın sonunda ne olacak? G42, yapay zekâ uygulamalarını Microsoft’un bulut platformu Azure üzerinde geliştirecek. Malumunuz, ChatGPT gibi büyük dil modelleri çok fazla bulut bilişim işlemcisi kullanıyor. O yüzden bu işleri yapan şirketlerin, güçlü teknik altyapıya sahip olan stratejik ortaklara ihtiyacı var. Microsoft, ChatGPT’nin sahibi olan OpenAI’ın da ortağı. Geçen ay “Avrupa’nın değerlerine uygun” büyük dil modelleri geliştiren Mistral de Microsoft’tan. Stratejik yatırım almıştı. Şimdi de G42 ve Microsoft, Arapça büyük dil modeli geliştirecekmiş. Tabii, BAE’nin elinde işlemci alabilmek için gerekli maddi güç ve ucuz enerji avantajı var. Ama bunu yaptırımlara veya kısıtlamalara takılmadan sürdürülebilir şekilde yapmak için muteber bir imaja da sahip olmak gerekiyor. Microsoft ile G42 arasında kurulan ortaklık bu açıdan önemli. Zira Microsoft gibi bir dev ile ortak olan G42, elde ettiği teknik kabiliyetlerin ötesinde, siyasi bir destek de sağlamış oluyor.
ABD ile Çin arasındaki teknoloji alanında gittikçe derinleşen bir Soğuk Savaş söz konusu. 2022’de Çin’in ileri yapay zekâ modelleri geliştirmesi önüne geçmek için Amerikan Kongresi “Çip Yasası”nı (CHIPS and Science Act) onaylamıştı. Senato’da bu hafta onaylanan yasa ile de ABD’nin bir sene içinde TikTok’u yasaklaması söz konusu. Teknoloji dünyasında giderek sertleşen bu ortamda dünyanın da kutuplara ayrılması kaçınılmaz. Görünen o ki, BAE bugüne kadar ikili oynamayı başardıysa da bu anlaşmanın ardından ABD’ye biraz daha yakınlaşmış durumda.
Esas önemli olansa Amerikan teknoloji sırlarını Çin’e aktarabilecek önemde bir şirketin BAE’den, çıkmış olması. Bunun ne kadar gerçek olduğu sorgulanabilir. Fakat BAE’li bir şirketin ABD’den Çin’e teknoloji sırrı aktarabilecek kapasitede olduğu izlenimini vermesi bile bence önemli bir “yumuşak güç” (soft power) emaresi. Keşke Türkiye’de de böyle şirketlerimiz olsa. Belki de bunun için Körfez ülkelerine giden iş insanlarımızın, orada görüştükleri kişilerin yüzlerinde sadece “$” işareti görmek yerine, teknoloji alanında ne gibi iş birliği imkânlarını olduğunu araştırmalarına lazım. Aynı zamanda “BAE gibi ülkelerle beraber dünyaya nasıl açılabiliriz?” diye düşünebilirler. Konuya böyle yaklaşsak, geçen sene ülkemize geleceği söylenen 50 küsur milyar dolarlık kaynağın gelmesi de kolaylaşırdı. Çünkü Körfez ülkeleri, ticari fırsat görmedikleri işlere salt siyasi veya duygusal nedenlerle girmiyorlar.
G42-Microsoft anlaşmasından alınacak diğer bir ders ise diplomasinin teknoloji ilişkilerindeki kritik rolü ile ilişkili. Artık teknoloji alanında faaliyet gösteren şirketlerin, özellikle dünyanın bu tarafında, devletlerden bağımsız iş yapması mümkün değil. Bu nedenle, teknoloji diplomasisi giderek daha da önem kazanacak. Bayram öncesi ilan edilen Dışişleri Bakanlığımızdaki yeniden yapılanmayla “Bilim ve Teknoloji Politikaları Genel Müdürlüğü”nün kurulması bu nedenle önemli bir adım.