Dünyanın en büyük 4’üncü otomobil üreticisi olma yönünde FCA ve PSA gruplarının 50 milyar dolarlık birleşme süreci adım adım ilerlerken ortak üretim planlarında hafif ticari araçlar gibi bazı ürün grupları AB anti-tröst soruşturmasıyla karşı karşıya kalmış ve 17 Haziran’da açıklanacak ciddi bir ön incelemeye alınmıştı…
Oysa bugüne kadar bir tarafta Tofaş’tan çıkan Doblo ve geçmişteki MiniCargo projesi, diğer tarafta her iki grubun 41 yıl önce başlayan Ducato/Boxer/Jumper ve Expert/Jumpy/Scudo serilerini dünya genelinde üreten SEVEL tesislerindeki güçlü işbirliği, rakip Renault-Nissan-Mitsubishi ve Ford’u Avrupa Komisyonu rekabet kurullarına yöneltmemişti…
Hatta, şimdi Opel/Vauxhall Vivaro’nun da geçtiği EMP2 platformunda PSA’nın bu kapasitesinden Toyota da faydalanıp, ProAce ailesini üretiyor…
Fransızlarla İtalyanların bu evliliği en verimli üretim ve tedarik kullanımı yönünde nasıl şekillendireceklerini, çok yakında öğreneceğiz… Fakat, özellikle kompakt hafif ticari araç üretiminde eğer, Fiat ve Peugeot platformlarından biri için tüm markaların ortak kullanım kararı verilirse; Tofaş, bu durumda PSA’nın İspanya Vigo ve Portekiz Mangualde fabrikalarıyla birlikte çalışmaya başlayıp, 450 bin adetlik kapasitesini belki 600 binlere yükseltmek için yeni yatırımlar bile alabilir!..
Ancak diğer tarafta, FCA-PSA birleşmesiyle Fiat, RAM, Peugeot, Citroen ve Opel/Vauxhall’un bir arada oluşturacağı yüksek pazar payı ve rekabet gücü, Avrupa Komisyonu tarafından “endişe kaynağı” olup olmayacağı değerlendiriliyor.
Birleşme sonrasında da FCAPSA grubunun CEO’su olacak olan şu anda PSA Grubu İcra Kurulu Başkanı Carlos Tavares ile bu salgın hastalık döneminde bir telekonferans ile buluşmuştuk… Tavares, pandemi şiddetini azaltırken “ilerleme planları”na yeniden start verdiklerini anlatırken, tüm dünyadaki lokal yönetim ekiplerinin motivasyonuyla şu anda dünyanın en yüksek kâr marjıyla çalışan otomotiv grubu olduklarını ve hatta Avrupa Birliği’nin yeni emisyon sınırlamalarının altındaki ortalama salım değerleriyle ceza ödemeden bu zorlu dönemi atlatabildiklerini söylüyordu.
“Dünyanın her yerinde operasyonları olan iki devin onlarca markasının 15 ay sürecek olan çok uzun ve ayrıntılı inceleme ve değerlendirme işlerinin bürokratik kısmını tamamladık. Yatırımcıların ve bağlı olduğumuz hükümetlerin onayları da tamamlandı!..” derken; bu anti- tröst endişelerinden bahsetmiyor, hatta gülümsüyordu…
Avrupa Birliği komisyonlarının ani kararlarıyla pek barışık olmayan Tavares, “450 milyar euroluk vergi geliri düştüğünde AB çevre yönetmelikleri de son dakikada değişmemeli!.. Talebi düşme tehlikesine sokacak yeni vergiler yaratılmamalı!.. Çok büyük yatırım yapılan uzun vadeli EV programlarını bozmamalıyız!.. Hükümetler, sürdürülebilir gelecek yaratırken, seyahat etme özgürlüğünü kısıtlayacak zorluklar çıkarmamalı!..” gibi elektrikli araçlarla da ilgili kendi endişelerinin yanında, hafif ticari araçlar için de “Müşterilere ulaşılan en son teknolojilerle kapasiteleri maksimize edilmiş tüm seçenekleri sunmaya devam edeceğiz… LCV klasmanında 2021’de tam elektrikli BEV ve yakıt hücreli FCEV gibi farklı filolar hazırlayarak maliyet, menzil, performans gibi başlıklarda farklı teknolojileri aynı modeller üzerinde karşılaştırma imkanı bulacağız. Mühendislik kabiliyetimizi ve müşterilerin tercihini yan yana görebileceğiz ve bu hassas pazar için yönümüze karar vereceğiz…” diyordu ve FCA’nın de kapasitesini en iyi şekilde değerlendireceklerini anlatıyordu…
Bu açıklamasından ise, iki grubun markalarının tüm pazarlarda en modern çevreci teknolojilerle renklendirilip, tüm markaların tüm farklı müşteri gruplarını memnun etmek üzere yollarına devam edeceğini anlıyoruz…
Yani, birleşmeyle birlikte fabrikalar kapanmayacağı gibi ne FCA ne de PSA markalarından her hangi biri durdurulmayacak, modeller azaltılmayacak!..
“Grubun tüm markalarını temsil eden teşkilatta da bayilerin satış ve sonrası duvarlarının arkasında markadan markaya çok ciddi bir rekabet ve yarış var…”
Sonuçta, markalar ayrı olduktan sonra “tekelleşme vardır” demek doğru değil!..