Pandemi ile birlikte hayatımızda ne çok şey değişti. İş yapış şekilleri, çalışma koşulları, iş ahlakı say say bitmiyor. Tuhaf şeyler oluyor. Pandemi bazı sektörleri resmen uçurdu. Ama orada da farklı sorunlar ortaya çıktı. Ev içi tüketim malzemelerinde taleplere yetişmek imkansız hale geldi. Talep patlaması beraberinde tedarik sorununu gün yüzüne çıkardı. Başta Avrupa olmak üzere gelişmiş ülkelerden ülkemize gelen talepler, iç piyasa talepleri bu sorunu daha da büyüttü. Şöyle ki; iş var tedarik sorunları nedeniyle üretim yapamıyorsunuz. Fırsatçılık da almış başını gitmiş durumda. Pandemi belasını dünyanın başına saran Çin şimdi de kıymetli ne varsa toplayarak yeni bir krize davetiye çıkarıyor. Son örnek yonga levha sunta da yaşanıyor. Ülkemizin önemli üreticilerinden ithal ettiği suntaları Türkiye-Çin demiryolu aracılığıyla katar katar çekmeye başladı. Düşünün yanı başınızda bulunan sunta fabrikası üretimini Çin’e ihraç ediyor. Paranız var ama hammadde alamadığınız için siz üretim yapamıyorsunuz. Çalışanınıza izin veriyorsunuz. İhracat bağlantılarınıza ürün sevk edemiyorsunuz. Niye çünkü dünya devi Çin bütün ürünü bağlamış. Sözde yerli üreticimiz de kendi üreticisini yok sayarak Çin’li üreticiyi ayakta tutma gayretine girişmiş. Pes vallahi!
Konuyla ilgili İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Yavuz Uğurdağ’ın sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlar sorunun boyutunu gözler önüne seriyor. Uğurdağ, Türkiye’den Çin’e giden tren katarının fotosuna şu metni ekleyerek tepkisini göstermiş: “Sözün bittiği yer. Yerli üreticimiz hammadde bulamazken, hammadde yokluğunda üretim yapamazken, çalışanına izin verip üretimi durdururken, ihracat bağlantılarını hammadde yokluğundan sevk edemez iken dünyanın ikinci büyük hammadde üreticisiyiz diyerek övünürken Çin’e MDF, yonga levha göndererek yerli üreticiyi mağdur etmek. Ayıp oluyor beyler. Yakışmıyor.”
Uğurdağ’ın paylaşımının altına çok sayıda yorum gelmiş. Üreticilerin bir araya gelerek bir yonga levha sunta kooperatifi kurma fikri öne çıkıyor. Bu konuda da İTSO’ya öncülük yapması için çağrıda bulunuyorlar. Konu nasıl şekillenir zaman gösterecek ama burada devletin de yerli üreticiyi koruması gerekmez mi? Nasıl ki maske ihracatında kota uygulandı. Aynı şeyi farklı sektörlerin hammadde ihtiyaçları için de uygulaması yerinde olacaktır.