TCMB olası İstanbul depreminde Ankara’dan çalışacak

Maruf BUZCUGİL ANKARA NOTLARI

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Ankara’dan İstanbul’a taşınmasının ekonomiye neler kazandıracağını, bankanın işlevini nasıl kolaylaştıracağını ve neler katacağını hala tartışıyoruz. Bu tartışma hiç bitmeyecek. Ancak, TCMB İstanbul’a taşındıktan sonra karşılaşmak istemediğimiz olası deprem felaketini risk planlamasına almış bulunuyor.

TCMB daha önce Ankara’dan yeni görkemli binalarına giden kamu bankaları gibi bütün kumsal varlığıyla artık İstanbul’da. Nitekim Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan 9 Mayıs’taki 2024 yılı ikinci enflasyon raporu toplantısında bundan böyle enflasyon raporlarının İstanbul’da açıklanacağını duyurmuştu. Ancak geçen hafta 8 Ağustos’ta İstanbul’daki binanın bir türlü tamamlanamayan işleri nedeniyle enflasyon raporunu sanırım son kez Ankara’da dinleme fırsatı bulduk.

Enflasyon beklentilerine dikkat…

Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın son enflasyon sunumunda ilan ettiği gibi; “artık dezenflasyon sürecine girmiş bulunuyoruz.”

Dezenflasyon sürecine Temmuz ayı itibarıyla, enflasyonda yıllık bazda 10 puan düşüş, aylık bazda yüzde 3,23 sıçramayla girdik. Enflasyondaki aylık seri daha çok dikkate alan TCMB, Temmuz ayı sıçramasının geçici olduğunu ısrarla vurguluyor. TCMB’nin 8 Ağustos enflasyon raporu bundan böyle beklentilerin yönetilmesinin çok daha yaşamsal hale geldiğini gösteriyor. Her zaman zihin açıcı, bilgilendirici işlevi olan enflasyon raporu kutularının ikisi enfl asyon beklentilerini irdeliyor.

Kutu- 2’de yer alan “Beklentiler yeterince çıpalanmadığında ve dolayısıyla enflasyon beklentileri oynaklık sergilediğinde, bu durum enfl asyon beklentisi yüksek olan firmalar aracılığıyla daha fazla TL kredi talebine, para arzında görece daha fazla artışa ve enflasyon göstergelerinde ek bozulmaya yol açan bir döngüye neden olmaktadır” ifadesini dikkatlice not etmiş bulunuyoruz.

Ayrıca, kesimler arasındaki enflasyon beklentilerindeki keskin fark raporda şöyle ifade ediliyor: “Temmuz ayında 12 ay sonrası enflasyon beklentileri piyasa katılımcılarında yüzde 30’a, reel sektörde yüzde 55’e gerilemiştir. Tüketicilerin beklentileri ise temmuz ayında sınırlı bir artış göstererek yüzde 72 olmuştur.”

Başkan Fatih Karahan ve başkan yardımcısı Cevdet Akçay’ın işaret ettiği yılsonu enflasyon verilerinin, enflasyon beklentilerinde yaratacağı olumlu etkiyi merakla bekleyeceğiz.

Enflasyon düzeltmesi, enflasyon muhasebesi midir?

Ankara Ticaret Odası (ATO) yüksek enflasyonun muhasebe sistemimizde ve şirketlerin bilançolarında yarattığı sorunlarını masaya yatırmayı sürdürüyor. ATO’nun düzenlediği “enflasyon düzeltmesi, enf asyon muhasebesi midir?” başlıklı panel serisinin ikincisi geçen hafta yapıldı. ATO Başkanı Gürsel Baran panelin açılışında enflasyon muhasebesi ve enflasyon düzeltmesi arasındaki farkı net bir şekilde ortaya koydu.

“Enflasyon muhasebesinin işletmenin enflasyon karşısında mağdur olmasının önüne geçecek bir unsur olması bekleniyordu” diyen Baran, enflasyon düzeltmesi uygulaması ile sermayenin bir unsuru olan değerleme artışlarının mali kâr olarak vergilendirilmesinin, işletmeler için kazanmadığı paranın vergisini ödemek gibi bir sorun oluşturduğunu anlattı. Daha önce Maliye Bakanlığı’nda Gelir İdaresi Strateji Geliştirme Daire Başkanı olarak görev yapmış Gedik Üniversitesi öğretim üyesi Nazmi Karyağdı’nı yönettiği panelde enflasyonu muhasebeleştirme sorunları kapsamlı olarak ele alındı.

Depremler ülkesinde yaşamak…

Aktif fay hatları üzerinde bulunan, tarihte ve çok yakın zamanda Kahramanmaraş ve Hatay depremleri ile yasa boğulan ülkemizde olası depremlere hazırlık büyük önem taşıyor. OECD ülkeleri içinde afet riski ile en fazla karşılaşabilecek ülkeler arasında sayılıyoruz. Türkiye’de 45 ilin aktif faylar üzerinde bulunduğu belirtiliyor. En büyük korkumuz uzmanların yaşanma olasılığı ve olası şiddetiyle ilgili sürekli uyarılarda bulunduğu İstanbul depremi. Her sarsıldığımız depremin ardından ekonominin kalbi İstanbul’da yaşanabilecek deprem korkusu daha da atıyor. Yaşadığımız korkunç afetler depreme hazırlıklı olmanın ne kadar önemli olduğu gerçeğini her seferinde acı biçimde gözümüze sokuyor.

TCMB kritik personelini Ankara’da tutacak

Merkez Bankası, Türkiye’de ve dünyada önemli kurumların, şirketlerin yaptığı gibi işlevinin olası bir afet karşısında kesintisiz devamı için hazırlıklarını tamamlamış durumda. Banka hiç karşılaşmak istemediğimiz olası İstanbul depreminde temel işlevini yerine getirmeye Ankara’dan kesintisiz devam edecek.

Edindiğim bilgiye göre, Merkez Bankası çok yakın zamanda İstanbul’a gitmiş kritik personelinin bir bölümünü yeniden Ankara’da görevlendirme kararı aldı. Merkez Bankası’nın önemli birimlerinden belli sayıda çalışan olası bir deprem riski karşısında Ankara’dan hemen devreye girecek. Böylelikle Merkez Bankası’nın işlevi kesintisiz devam edecek.

Fon yönetimi ve Merkez Bankası gözetimindeki piyasalar, uluslararası işlemler hiç kesintiye uğramayacak. Belli sayıda yetkili çalışan işlemlerin sürmesini sağlayacak. 30 Haziran 1930 tarihinde Ankara’da kurulan TCMB’nin Ulus’taki birkaç kez yenilenmiş eski ve yeni binaları da bu durumda varlığını sürdürecek.

Tüm yazılarını göster