“Merkez Bankası dezenflasyon sürecine geçiş öncesi durum tespiti yaptığı Finansal İstikrar raporunda enflasyonla mücadele kararlılığını yükseltti.”
Finansal istikrar, genel olarak finansal sistemin dengelerini bozabilecek beklenmedik durumlara karşı ekonominin dayanıklılığı olarak tanımlanıyor. Merkez Bankası’nın en önemli iletişim araçlarından biri de elbette yılda iki kez yayımladığı Finansal İstikrar Raporu. Geçen hafta yayımlanan yılın ikinci raporu yeni Merkez Bankası yönetiminin Haziran ayından itibaren başladığı faiz artırımı ve öteki parasal sıkılaştırma önlemlerinin etkisini gösteren önemli bilgiler veriyor. Merkez Bankası bu raporda bankaların, şirketlerin ve tüketicilerin parasal sıkılaştırma karşısındaki durumları, refleksleriyle ilgili olumlu gözlemlerini, saptamalarını kamuoyuyla paylaşıyor. Merkez Bankası’nın rapordaki söylemi, Mart sonundaki yerel seçimleri takiben 2024 yılının ikinci yarısında geçmeyi planladığı dezenflasyon süreci öncesinde enflasyonla mücadele kararlılığını yükselttiğini gösteriyor. Merkez Bankası olası faiz şokları karşısında bankaların, şirketlerin sergileyebileceği dayanıklılıktan umutlu. Enflasyonla mücadele dönemlerinin en fazla acı çeken ve en fazla özveri yüklenen kesimi olan ücretle geçinen tüketicilerden yana da Merkez Bankası’nın çok fazla endişesi olmadığı görülüyor.
Dezenflasyon süreci öncesi durum
Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan rapora yazdığı önsözde, fiyat istikrarının tesisi sürecinde tüm iktisadi aktörlerin ortak amaç konusunda hakiki bir farkındalık ve fikir birliği içinde olduğunu gözlemlediklerini dile getiriyor.
Başkan Erkan, “TCMB’nin fiyat istikrarı ve finansal istikrar çabasındaki en önemli çıpanın söz konusu bu kamusal ve toplumsal mutabakat olduğunu gözlemliyoruz” diyor. Umarız Finansal İstikrar Raporu’nun ve Merkez Bankası Başkanı Erkan’ın iyimser ve umutlu yaklaşımı enflasyonla bütüncül mücadeleyi ifade eden dezeflasyon sürecinde de devam eder.
TCMB ekonomi aktörlerinin faiz riskini nasıl görüyor?
Hane halkı: Borçlarının ağırlıklı olarak sabit faizli olması nedeniyle yeni kredi kaynaklı faiz riskine maruz kalabileceği, kredi talebinin faiz gelişmelerine bağlı olarak gerileyeceği ve düşük hane halkı borçluluğunun faiz riskine olan duyarlılığı azaltacağı değerlendiriliyor.
Firmalar: KOBİ’lerde daha belirgin olmak üzere değişken faizli krediler kaynaklı doğrudan faiz riski söz konusu. Son yıllarda yaşanan düşük maliyetli kredi genişlemesi ve geçmiş dönem kârlılıkları firmaların faiz yükünü karşılama kapasitesini destekliyor. Reel sektör firmalarının likit bilanço yapıları, yüksek kârlılık ve azalan borçluluk oranları, finansman maliyetlerindeki artış kaynaklı riskleri yönetebilecek kapasitede olduğunu gösteriyor.
Bankalar: Faiz artışlarından firmaların ve hane halkının kredi kalitesinde yaşanabilecek bozulma nedeniyle dolaylı olarak etkilenebilecekler. Ancak, bankacılık sektörü bilançolarının faiz şoklarına karşı dayanıklı olduğu ve bankaların faiz artışı kaynaklı aktif kalitesindeki bozulmaları yönetebilecek tamponlara sahip olduğu değerlendiriliyor.
Perakende güvenindeki sert düşüş ürküttü
Merkez Bankası’nın Finansal İstikrar Raporunda yer alan olumlu saptama ve beklentileri yansıtmaya çalışırken, hafta sonunda gelen TEPAV perakende güven endeksi verisi ekonomi çevrelerini ürküttü. TEPAV Perakende Güven Endeksi, bir önceki yılın aynı dönemine göre 24,4, bir önceki aya göre ise 22,9 puanlık azalışla son iki yılın en düşüğü olan -16,7 puan seviyesine geriledi. Son üç ay içinde işlerin durumunun kötüleştiğini belirten perakendecilerin oranı %7,1'den %58,2'ye yükseldi. Aynı şekilde, önümüzdeki üç ay için işlerinde kötüleşme bekleyenlerin oranı da %8,7'den %49,3'e çıktı. Perakende güvenindeki ser düşüşte yükselen maliyetler, satış fiyatlarındaki artış, alım gücündeki düşüş ve talebin daralması öne çıktı. Merkez Bankası’nın henüz işaret etmediği piyasa durgunluğu ve nakit akışındaki sıkıntılar olumsuz beklentileri etkileyen faktörler arasında yer aldı.
6.TravelExpo Ankara’ya umut verdi
Ankara, geçen hafta gerçekleştirilen TravelExpo 6. Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı-Zirvesi’nde vizyonunu güncelledi ve umutlarını tazeledi. Hep Ankara’nın kamu imkanlarından daha az yararlanabildiğinden yakınan kanaat önderlerinden bu kez TravelExpo’da daha umutlu mesajlar aldık. ATO Başkanı Gürsel Baran, “Ankara bugün üniversiteleri, Ar-Ge merkezleri, teknokentleri, hastaneleri, savunma sanayiinden medikal sanayiye kadar dünya ile yarışan üretim merkezleri ile bir dünya şehri. Binlerce yıllık tarihin üzerinde duran bu şehrin hazinelerini gizleyen örtüleri, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında kalkacak ve medeniyetler merkezi Ankara’nın ışığı parlayacak” dedi.
Ankara sevdalısı eski siyasetçi, gazeteci, hukukçu, Kent Konseyi Danışma Kurulu üyesi Şevket Bülend Yahnici de “Artık mum dibine ışık vermeye başladı mı?” sorumuza bu kez daha olumlu yanıt verdi. TravelExpo’nun Büyükelçiler resepsiyonunda konuştuğumuz Yahnici, özellikle Ankara’daki sağlık turizmi potansiyelinin harekete geçirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Metin Uca’ya veda
Gazeteci, televizyoncu, sunucu, sahne sanatçısı Metin Uca’yı ani bir rahatsızlık sonucu kaybettik. Onu uzun yıllar yaşadığı, okuduğu, çok sevdiği ailesinin bulunduğu Ankara’da toprağa verdik. Metin Uca ile lisede başlayan, AA'da gazeteciliğe adım attığımız yıllarda pekişen dostluğumuz iyi günde, kötü günde hep sürdü. Tesellimiz, inandığı doğrularla tek başına verdiği omurgalı, tutkulu, sevecen, zeki ve esprili mücadelesiyle milyonların gönlüne nasıl taht kurduğunu görerek gitmesi. Eksikliğini çok fazla hissedeceğiz. Yaklaşık 50 yılda öyle çok ve hoş anılar biriktirdik ki bir gün bir yerlerde tekrar buluşana kadar onlarla idare edeceğiz. Şimdilik hoşça kal can dostum...