Taze meyve sebzelerde dünya deviyiz kurutup satsak daha mı çok kazanırız?

Sadi ÖZDEMİR EKONOMİDE SAĞDUYU

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerini göre tarım sektörümüz, 2022’de 34,2 milyar dolarlık ihracatla tüm zamanların rekorunu kırmıştı. 254 milyar doları aşan toplam ihracatımızda tarımın payı geçen yıl yüzde 13,5’e yükselmişti. Tarım ürünleri alt sektörlerinde, hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri 11 milyar 473 milyon dolar, yaş meyve sebze ihracatı 2 milyar 953 milyon dolar, meyve sebze mamulleri ihracatı 2 milyar 525 milyon dolar, zeytin ve zeytinyağı 495 milyon dolar, su ürünleri ve hayvansal mamuller 4 milyar 66 milyon dolar, mobilya kağıt ve orman ürünleri sektörü 8 milyar 440 milyon dolarla genellikle çift haneli artış oranları yakalamıştı. 200 ülkeye yaklaşan ihracat pazarlarımız ise ABD’den Rusya’ya Irak’tan Hollanda’ya, Çin’e kadar aklınıza gelebilecek ülkelerin tamamına uzanıyor. 2023’ü tamamladığımızda da muhtemelen bu rakamlara yakın ihracat yapmış olacağız.

Peki, Türkiye tarım ürünleri ihracatını daha ne kadar artırabilir? Bu yükselişin sürmesi için tarladan, işleme tesislerine, pazarlamaya kadar birçok başlık altında eksiklerin giderilmesi halinde 10 yıl içinde belki de ikiye katlanabilir. Ancak ihracatı asıl şahlandıracak olan tıpkı sanayide olduğu gibi tarım ürünlerinde de inovasyon (yenilikçilik) yaparak kilogram değerini süratle artırmaktır. Bu konuda ilginç bir ‘boşluk ve öneri’ var. Önerisi belki her şeye çare değil ve önerenin boyunu da aşabilir ama ‘zaten ürettiğimiz ve çaresizlikten önemli kısmını ziyan ettiğimiz’ bazı ürünler için milyarlarca dolarlık kurtuluş fırsatı olabilir.

Yaş ile kuru arasında 10 kat fiyat farkı olabilir mi?

Gıda Kurutma Sanayicileri Derneği Başkanı Mustafa Güngör, yaklaşık 6 yıldır, Türkiye’nin kurutulmuş meyve ve sebze ihracatına odaklanması için çaba harcıyor. Kendisi de tesisler için ‘patentli gıda kurutma makineleri üreten’ Mustafa Güngör, 3 yıl önce dernek kurdu. Dünya kurutulmuş gıda pazarının 55 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını belirtiyor. Güngör şu bilgileri aktarıyor: “Türkiye meyve sebze üretiminde ve ihracatında tam anlamıyla bir dünya devi ama kurutulmuş meyve sebze üretimine daha fazla odaklanırsak çiftçimiz de ülkemizde çok daha yüksek katma değerli ürün ve ihracat geliri elde edebilir. Yaş ile kurutulmuş meyve sebze arasında kilogram değeri ürüne göre ortalama 10 kat değişiyor. Özellikle gelişmiş ülkelerde sağlıklı kurutulmuş meyve sebze cipslerinin tüketimi hızla artıyor. Ülkemiz kuru incir, kayısı ve üzüm ihracatında çok başarılı, diğer bazı ürünlerle beraber bu ihracatın toplamı 1,2 ila 1,5 milyar dolar arasında değişiyor. Bundan sonra bu ürünlerin yanına elmadan, çileğe, domatesten, kiviye, mantara hatta ete peynire kadar çok sayıda sebze, meyve ve hayvansal ürünün kurutulmuşunu da ekleyebiliriz. Bu yöndeki yatırımlar, ağaçta ve tarlada meyve sebze bırakmaya da son verir. Ayrıca, görüntü ve ağırlık açısından ticaret standartlarına uymayan meyve ve sebzelerde kurutulabileceği için büyük bir ekonomik değeri kurtarabiliriz.”

Rakipler kurutmaya yatırım yapıyor

Türkiye’nin çok güçlü olduğu bazı tarım ve hayvancılık ürünlerinde küresel rekabetin ‘kurutulmuş gıdaya’ kaydığını vurgulayan Gıda Kurutma Sanayicileri Derneği Başkanı Mustafa Güngör, şu bilgileri aktarıyor: “Bazı komşu ve kardeş ülkeler kurutma tesisleri yatırımlarını teşvik ediyor. Eğer Türkiye bu alanda kapasitesini geliştirmekte geç kalırsa ihracat pazarlarında zorlanabilir. Özbekistan kayısı üretimine yöneliyor ve kurutma tesisleri yatırımlarına başladı. Gürcistan Rize Mandalinası ve Trabzon Hurması üretimi için ciddi alanlar ayırdı, aynı zamanda kurutma yatırımlarına ciddi teşvik açıkladı. Yunanistan incir ve üzümde zaten var, buna ilave olarak zeytin kurutma işini geliştirmek istiyor. Rusya bizden yaş meyve sebze ithalatı yapıyor ama kurutarak ihracatçı da oldu. Rusya, çok büyük ve fırsatlarla dolu bir olarak bizim için önemli, Türkiye ile Özbekistan’ı kendisi için yaş meyve sebze tedarikçisi olarak konumlanmış durumda.”

Meyvenin yüzde 25’i dalında kalıyor

TÜİK verilerine göre Çiftçi Kayıt Sistemi’ndeki (ÇKS) meyvenin yaklaşık yüzde 25’inin ağaçta, dalda bırakıldığını ve çürümeye terk edildiğini söyleyen Mustafa Güngör’ün önerisi basit: “Elma üzerinden örnekleyelim; hesaplarımıza göre Türkiye’de yılda ortalama 400 bin ton elma dalında çürümeye terk ediliyor ve ziyan olup gidiyor. Bu elmalar çürüyeceğine toplayıp kurutulsa ekonomiye katkısı 2 milyar doları bulabilir. Toplanmadan tarlayla sürülen sebzenin miktarını da hesaba katarsak çok büyük israf olduğunu görürüz. Ayrıca toplanmış taze meyve ya da sebze en fazla bir hafta içinde satılmak zorunda veya soğuk hava deposuna konulmalı ki onun da bir maliyeti var. Ancak kurutulmuş gıda öyle değil, tedarik zincirleri oluşturursa son derece dayanıklı bir gıda ticari hale gelir. AB fonlarından, Tarım Bakanlığı, KOSGEB ve Kalkınma Ajanslarına kadar birçok kurum, Türkiye genelinde ‘gıda kurutma yatırımı yapacak’ çiftçilere ve girişimcilere teşvikler, hibeler ve destekler veriyor. Bunlardan yararlanmalarını tavsiye ediyoruz.”

Tüm yazılarını göster