İnşaat şirketlerinin aktifinde kayıtlı emtia niteliğindeki taşınmazların (konut, ofis vb.) VUK’un geçici 31 ve geçici 32. maddeleri kapsamında yeniden değerlemeye tabi tutulup tutulamayacağı konusunda Maliye ile inşaat sektörü arasında yaşanan tartışma Danıştay’a taşındı. Dava süreci şu an Danıştay’da devam ediyor. Bugüne kadar verilen vergi mahkemesi ve istinaf kararları inşaat sektörü lehine, Maliye aleyhine!
Konu tam olarak ne?
Konu, Maliye’nin Kanuna aykırı olarak inşaat şirketlerinin aktifinde kayıtlı bulunan emtia niteliğindeki taşınmazlarının (konut, ofis vb.) VUK. Mad. geçici 31 ve geçici 32. maddeleri kapsamında yeniden değerlemeye tabi tutulamayacağına ilişkin düzenlemesi ile ilgili!
Kanuna göre hangi taşınmazlara yeniden değerleme yapılamıyordu?
Kanuna göre, sat-kirala-geri al (sale & leaseback) işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar için yeniden değerleme yapılamıyordu (VUK Geçici Mad. 31, 31/7, geçici 32). Çünkü, ilgili Kanun maddeleri ile, sat-kirala-geri al (sale & leaseback) işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar yeniden değerlemenin kapsamı dışında bırakılmıştı.
Maliye çıkardığı Tebliğlerle kapsamı biraz daha genişletti!
Maliye, VUK’un geçici 31 ve geçici 32. Maddelerine istinaden çıkardığı Tebliğlerle, yeniden değerleme yapılamayacak taşınmazların kapsamını biraz daha genişletti (500, 530 ve 537 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğleri). Kanunda açıkça “sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetler” için yeniden değerleme yapılamayacağı açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, Maliye çıkardığı Tebliğlerle kapsamı biraz daha genişleterek, “iktisadi kıymetlerin alım, satım ve inşa işleri ile devamlı olarak uğraşanların bu amaçla aktiflerinde kayıtlı bulunan emtia niteliğindeki kıymetlerin de yeniden değerlemeye tabi tutulamayacağını” açıkladı.
Maliye ayrıca verdiği özelgelerde de, inşaat şirketlerinin aktifine kayıtlı bulunan boş arsaların bu şirketler için emtia">emtia niteliğinde olduğu, bu arsaların kayıtlarda “250- Arazi ve Arsalar" hesabında izlenmesinin bu durumu değiştirmeyeceği, söz konusu arsalar için yeniden değerleme yapılamayacağı şeklinde görüş verdi (İstanbul VDB’nin 24.12.2021 tarihli ve 1163107, 01.02.2022 tarihli ve E-11395140-105[VUK3-7326-71]-119677, 13.01.2022 tarihli ve E-11395140-105[VUK3-7326-85]-49671, Bursa VDB’nin 04.08.2022 tarihli ve E-95462982-105[VUK.ÖZLG-2021-141]-182085 sayılı özelgeleri).
Bu konudaki kişisel görüşümüz neydi?
Gazetemizde muhtelif tarihlerde yayınlanan köşe yazılarımızda, Maliye’nin görüşünün hatalı olduğunu, inşaat şirketlerinin inşaat yapmak üzere satın alarak aktife kaydettikleri boş arsa ve arazilerin taşınmaz niteliğinde bulunduğunu, Maliye’nin kısıtlayıcı ve daraltıcı yorumlarla sektörün önünü tıkamaması gerektiğini, Maliye’nin Kanunla verilmiş bir hakkı sınırlandırma yetkisinin bulunmadığını, ilgili yasal düzenlemelerde, Maliye’ye verilmiş bir kısıtlama yetkisinin de söz konusu olmadığını, ilgili düzenlemelerde çok açık bir şekilde sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen iktisadi kıymetler için yeniden değerleme yapılamayacağının belirtildiğini, bunlar dışında yeniden değerlemenin kapsamı dışında bırakılan başka bir şeyin de bulunmadığını, bu konuda yaşanacak bir sorunun yargıya intikal ettirilmesi halinde, yargının yetki aşımı nedeniyle mükellef lehine karar vereceğini belirtmiştik.
Yeniden değerleme işlemi iptal edilen bir şirket dava açtı!
Aktifine kayıtlı emtia niteliğindeki taşınmazları için yeniden değerleme işlemi yaparak bağlı olduğu vergi dairesine beyanname veren bir inşaat şirketi, bu başvurusunun kabul edilmeyerek reddedilmesi ve buna ilişkin vergi tahakkukunun iptal edilmesi üzerine iptal davası açtı.
Mahkeme inşaat şirketini haklı buldu!
Davaya bakan Vergi Mahkemesi, aktifine kayıtlı emtia niteliğindeki taşınmazları için yeniden değerleme işlemi yapan inşaat şirketini haklı, bu işlemi reddeden Maliye’yi ise haksız buldu!
Söz konusu kararın özeti ise şu şekilde:
“Vergi Usul Kanunu'nun geçici 31. maddesi ile, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla aktiflerine kayıtlı bulunan taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerini (sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmaz ve iktisadi kıymetler hariç) 31 Aralık 2021 tarihine kadar yeniden değerleyebilmelerine imkan tanınmıştır. Buna ilişkin olarak yayınlanan 530 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği ile de, sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar dışında “taşınmazların alım, satım ve inşa işleri ile devamlı olarak uğraşanların bu amaçla aktiflerinde kayıtlı bulunan emtia niteliğindeki kıymetlerin” de bu kapsamda yeniden değerlemeye tabi tutulamayacağına ilişkin sınırlama getirilmiştir. Kişilerin haklarının kısıtlanmasını veya belli bir haktan yararlandırılmasının sınırlandırılmasını öngören düzenlemeler, Anayasasının “vergi ödevi”ne ilişkin 73. maddesi uyarınca “verginin kanuniliği” ilkesi gereğince ancak kanunlarla yapılabilir. Böyle bir düzenlemenin tebliğ ile yapılması olanaklı değildir. Hakkın özüne dokunabilecek bir düzenlemenin tebliğ ile yapılması söz konusu olamaz. Aksi düşünce; yani kanunla düzenlenmesi gereken bir konunun tebliğ ile düzenlenmesi, kuvvetler ayrılığı rejimine ters düşeceği gibi, fonksiyon gaspına da yol açacaktır. Bu durumda, kanunda öngörülmeyen bir sınırlama getiren Tebliğe istinaden, davacı şirketin 7326 sayılı Kanuna göre yaptığı taşınmaz değerleme başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” (İzmir 1. Vergi Mahkemesi'nin 31/10/2022 tarih ve E:2022/287, K:2022/1188 sayılı Kararı).
İstinaf kararı da Maliye aleyhine çıktı!
Maliye bu kararı istinaf yoluyla Bölge İdare Mahkemesi’ne taşıyarak, itiraz etti. Ancak, istinaf süreci de Maliye aleyhine sonuçlandı. Bölge İdare Mahkemesi Maliye’nin itirazını reddederek, söz konusu mahkeme kararını aynı gerekçelerle kesin olarak onadı. Yani, Maliye’nin bu karara karşı Danıştay’a temyize gitme yolu da kapalı!
Maliye bir başka istinaf kararını Danıştay’da temyiz etti!
Maliye, aynı konuda açılan başka bir davada yine aleyhine verilen bir istinaf kararını Danıştay nezdinde temyiz etti (İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Birinci Vergi Dava Dairesi’nin 27.10.2023 tarihli ve E.2023/2154, K.2023/3526 sayılı Kararı).
Dava süreci Danıştay’da devam ediyor!
Bu dava ile ilgili süreç Danıştay’da devam ediyor. Danıştay’ın vereceği karar, yeniden değerleme yapan çok sayıda inşaat şirketi açısından son derece önemli. Bu konudaki görüşüm, Danıştay’ın istinaf kararını onayacağı ve aksi yönde bir bozma kararı vermeyeceği şeklinde.
Sonuç olarak;
Maliye’nin yetkisi olmadığı halde, Kanunla mükelleflere verilen bir hakkı yorum yoluyla daraltması ve sınırlandırmasını doğru bulmuyoruz. Ayrıca, Kanunda yer almayan bir sınırlamanın yorum yoluyla getirilmesi de son derece yanlış. Bu nedenle, Danıştay’ın vereceği karar son derece önemli! Danıştay’ın vereceği kararı hep beraber bekleyip göreceğiz.