Tasarruf sahibi bu getiriyle çaresiz bırakılıyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Borsa dışında reel kazanç sağlayan finansal tasarruf aracı yok. İsteniyor ki tasarruf sahibi başka alanlara pek yönelmesin, hele hele dövize hiç yönelmesin ve borsaya gitsin. KKM de çözülüyor ve oradan çıkan para da yön arayışında...

Bu ekonomik koşullarda, pahalılıkta insanların sıradan ihtiyaçlarını karşılamaları bile çok zor ama tasarruf edebilen de yok değil. İşte tam “paran var mı, derdin var” durumu da bu aşamada gündeme geliyor.

Bir gün acil ihtiyacım olur diye para biriktiriyorsunuz ya da bir yerden elinize para geçti; örneğin emekli oldunuz, miras kaldı, ihtiyacınız olmayan bir evi ya da arsayı sattınız, o parayla ne yapacaksınız?

Çıkış yolu bırakılmamış! Yıllık enflasyon yüzde 85'lerde ama elde ettiğiniz getiri bu oranı yakalayamıyor.

Bir yıl önce 100 lira olan paranızı, enflasyonla en az 185 liraya çıkarmanız gerekiyor ki anaparayı koruyabilesiniz. Tasarruf ettiğiniz için “ödül” sayılacak artı kazanç bir yana, tasarruf etmenin adeta “cezası” olarak anaparanızın bir kısmına bile el koyan bir sistem var.

TÜİK dün finansal tasarruf araçlarının reel getiri oranlarını açıkladı. Tüketici fiyatlarının yüzde 84.39 arttığı son bir yılda borsa dışında tasarruf sahibine reel kazanç sağlayan bir yatırım aracı yok. Tasarruf sahibi neye elini atmışsa, neye yatırım yapmışsa enflasyona yenik düşmüş; anaparasının da bir kısmını kaybetmiş.

Kasım itibarıyla son bir yıllık dönemde borsada reel olarak yüzde 46.71 kazanç oluşmuş. Bu, borsadaki ortalama kazanç; son bir yılda reel olarak yüzde 46.71’in çok üstünde kazanç sağlayan hisse senetleri de var, reel kayba yol açanlar da...

Buna karşılık parasını bankada mevduatta tutanlar reel olarak yüzde 38.11, devlet iç borçlanma senedini tercih edenler yüzde 22.97, altın tercihinde bulunanlar yüzde 10.42 zarar etmiş. Döviz alanlar da zarardan kurtulamamış. Son bir yılda euro yüzde 15.58, dolar yüzde 5.59 zarar ettirmiş.

Seçenek kalmasın isteniyor

Bu oranlar geride kalan bir yılın gerçekleşmesini gösteriyor. Peki önümüzdeki dönemde ne olur? Asıl soru bu.

Arada seçim olacağı için önümüzdeki bir yılı öngörmek neredeyse olanaksız ama en azından kısa dönem için nelerin planlandığını görebiliyoruz. İstenen şu:

Vatandaşın bankaya gidip mevduat hesabı açtırmasının sakıncası yok. Faiz oranı beğenilecek gibi değil ama!

Dövize ise hiç gidilmesin!

Peki ne kalıyor, tek adres borsa olsun!

Çünkü borsa, hisse senedi fiyatları arttığı sürece, özellikle dövizden çözülme demek...

Çözülme değilse bile dövize yönelmenin önlenmesi demek...

Dövize yönelmenin önlenmesi kurun artmaması demek...

Kurun artmaması enflasyonla mücadeleye katkı demek...

İşte bu yüzden dört beş şeritli yol bir anda daraltılıp tek şeride indiriliyor ve tüm araçların mecburen oraya yönelmesi isteniyor. Yan tarafta yollar var ama onlar asfalt değil, stabilize yollar.

Ya vatandaş “Yandım Allah” derse!

Hisse senedine yatırım iyidir, hoştur da, risklidir. Daha baz etkili enflasyon düşüşünün nasıl olacağını bir türlü anlamayan geniş bir kitleyi adeta gözü kapalı bir şekilde borsaya mecbur bırakır ve onları borsa kurtlarının insafına terk ederseniz, sermaye piyasasını düzenleyecek olanlar da görevini iyi yapmazsa, o tasarruf sahibi enflasyona yenilmeyeyim derken anaparasını da yitirdi mi başlar “Yandım Allah” diye feryat etmeye...

İşte o zaman hisse senedi piyasasındaki çöküşü ve dövize olan talebi önleyemezsiniz.

Siz siz olun tasarruf sahibini köşeye sıkıştırmayın!

KKM’de yön artık belli; düşüş sürecek

Kur korumalı mevduatta ekim ayı ortasında başlayan yavaşlamadan sonra artık yön belli oldu.

KKM gerileme sürecine girdi. KKM bakiyesi ilk olarak 11-18 Kasım haftasında gerilemişti. İzleyen hafta bir artış görülmekle birlikte bunun bir yön değişikliğine işaret etmeyeceği tahmini ağır basıyordu ve nitekim beklendiği gibi de oldu.

Kur korumalı mevduat 25 Kasım-2 Aralık haftasında 7.9 milyar lira azalarak 1 trilyon 471.4 milyar liradan 1 trilyon 463.5 milyar liraya geriledi.

Para nereye gidecek?

KKM’nin bir anda çok büyük ölçüde çözüleceğini kimse beklemiyor. Belli ki yeni para girişi durdu ve vadesi dolan hesaplar da kapatılıyor. Çünkü son dönemdeki gidişata göre kur farkı avantajı kalması, ayrıca faiz de yüzde 12 ile mevduat faizinin çok altında.

Vade doldukça para çekimi hızlanacak.

Peki bu para nereye gider? Seçenekler belli ve sınırlı:

■ İyi faiz veren banka bulunursa bu faizin hatırına DTH olarak yine dövize bağlanır.

■ Yüzde 20’nin üstüne çıkan faizle mevduat hesabına dönüştürülür.

Altın ya da gayrimenkul alınabilir.

■ Borsaya gider. Tehlikeli bir yolculuk bu... Bir tarafta getiri potansiyeli sınırlı araçlar. Diğer tarafta getiri potansiyeli ile birlikte riski yüksek bir alan.

Tasarruf sahibi çok dikkat etmeli ve evdeki bulgurdan da olmamalı...

Tüm yazılarını göster