Tarım ve Orman Bakanlığı, 2024-2028 dönemini kapsayan strateji planını açıkladı. Planda özellikle dışa bağımlılığın azaltılması, kendine yeterlilik, üretici refahının artırılması, iklim krizi ile mücadele ve suyun verimli kullanılması, kayıtlılık oranının artırılması, göç hareketleri, jeopolitik riskler, doğal afetler, salgın hastalıklar, gıda arz güvenliğinin sağlanması gibi birçok konuya dikkat çekilerek yapılacak çalışmalar anlatılıyor.
“Tarım ve Orman Bakanlığı 2024-2028 Stratejik Plan”nda 7 amaç, 32 hedef ve 153 performans göstergesi yer aldı.
Türkiye Yüzyılını “Üretimin ve Üreticinin Yüzyılı” yapmak için planlı, dirençli ve gelişime açık bir tarım sektörü oluşturmak için çalışacaklarını belirten Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Stratejik Plan’daki sunuş yazısında kırsal alanların yaşam kalitesi ve refah seviyesinin artırılacağını, tarımsal girdi tedarikinde dışa bağımlılığın azaltılacağını ifade ediyor.
İklim değişikliği, göç ve jeopolitik riskler
Planın amacını ise İbrahim Yumaklı şöyle açıklıyor:” Bakanlığımızın orta ve uzun vadeli önceliklerinin belirlenip kaynakların stratejik önceliklere göre tahsis edildiği bu plan ile kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanılarak vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına cevap verebilecek azami etkinin oluşturulması amaçlanmıştır. Dünyada tarımsal üretimi etkileyen koşulların hızla değişmesi stratejik önceliklerimizi, Türkiye Yüzyılına uygun bir tarım ve orman vizyonuyla ortaya koymayı zorunlu hale getirmiştir. Bu vizyon; iklim değişikliği, nüfus artışı, göç hareketleri, jeopolitik riskler, doğal afetler, salgın hastalıklar, güvenilir gıda, toprak ve su kaynaklarının azalması ve kirlenmesi, küresel gıda arz güvenliği, gıda milliyetçiliği, gıda ticaretindeki korumacı eğilimler ve tarımsal girdi fiyatlarındaki istikrarsızlık gibi etkenler dikkate alınarak belirlenmiştir.”
‘Yeni Normal’ olarak da adlandırılan bu dönemin zorluklarına dikkat çeken Yumaklı: “Tarım ve orman alanında sahip olduğumuz üretim gücüyle birlikte sürdürülebilirlik, verimlilik, kalite, kayıtlılık ve sektöre yatırımı artırarak cevap vereceğiz. Arz talep dengesini gözeten planlı üretim yapısıyla, uluslararası rekabet gücünü artıran, ileri teknolojiye dayalı, altyapı sorunlarını çözmüş, verimliliği yüksek, sürdürülebilir bir tarım ve orman sektörünün oluşturulması temel amacımız olacaktır. Önceden olduğu gibi halkımızın güvenilir gıdaya erişimine, toprak ve su kaynaklarımız ile orman alanlarımızın korunmasına ve sürdürülebilir yönetimine özel önem verilecektir.”
Temel değerlerde “Bilimsellik” ilk sırada
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yayımladığı 2024-2028 Stratejik Plan’da bakanlığın temel değerleri arasında “bilimsellik” ilk sırada yer alırken diğer değerler şöyle sıralandı; erişilebilirlik, kayıtlılık, saydamlık, hesap verebilirlik ve güvenilirlik, sürdürülebilirlik, verimlilik ve kalite, hizmet ve paydaş odaklılık, ulusal stratejilere uyumluluk, işbirliğine açıklık ve katılımcılık, yetkinlik, tarımsal üretimi artırmak için sektöre yatırım.
Hedefler ne kadar gerçekçi?
Stratejik Plan’da Temel Performans Göstergeleri başlığı altında 2023 yılı sonu itibariyle mevcut durum ve 5 yıllık temel hedeflere de yer veriliyor. Bu hedefler arasında en dikkat çekici olanı 4,5 milyon ton olan yağlı tohumlu bitkilerin üretim miktarının plan dönemi sonunda yani 2028’de 28,15 milyon tona çıkarılması. Çok iddialı ve bugünkü politikalarla ulaşılması olanaksız bir hedef olarak görünüyor. Bu hedefi gerçekleştirirse bakanlığı ayakta alkışlamak lazım…
Diğer hedeflere bakıldığında sığır varlığı içinde kültür ırkı oranının yüzde 49’dan yüzde 56’ya çıkarılması, küçükbaş hayvan sayısındaki artış oranını yüzde 1,60’tan yüzde 10,05’e ulaştırılması, su ürünleri yetiştiriciliği üretim miktarını 550 bin tondan 3 milyon 850 bin tona yükseltilmesi.
Tarıma dayalı OSB sayısı 39’dan 100’e çıkarılacak
Stratejik Plan hedefleri arasında tüzel kişilik kazanan Organize Tarım Bölgesi(OTB) sayısının 39’dan 100’e çıkarılması, kırsal alanda yaşayan kadın ve gençlere yönelik uygulanan proje sayısını 3 binden 4 bine çıkarılması, tarımsal danışmanlık hizmeti alan işletme sayısı 314 bin 632’den 464 bin 632’ye çıkarılması öngörülüyor.
Planlı üretim yapılacak bitkisel ürün sayısı 17 olacak
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu yıl uygulamaya koyacağı planlı üretim ile ilgili hedeflerde yer aldı. Stratejik Plan’a göre 2023 sonu itibariyle planlı üretim yapılan bitkisel ürün/ ürün grubu sayısı (0) sıfırdan 2028’de 17’ye çıkarılacak. Yine sıfır (0) olan 1/5000 ölçekli arazi kullanım planlaması yapılan alan plan dönemi sonunda 11 bin 800 hektar olacak. Kuraklık tahmini ve erken uyarı sisteminin tamamlanma oranı (0) sıfırdan yüzde 100’e çıkarılması hedefleniyor.
Özetle, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 106 sayfalık 2024-2028 Stratejik Planı’nında tarım konusundaki tespitler, hedefler çok iyi yapılmış ve çözüm önerileri de sıralanmış. Geçmiş planlara göre daha gerçekçi tespitler var. Ancak bunların yazılmasından çok uygulamaya geçirilmesi çok önemli. Tarım konusunda birçok plan, strateji belgesi, program yazılıyor, yasal düzenlemeler yapılıyor. Fakat uygulanmayınca bir anlamı kalmıyor. Umarız bu kez uygulanır.
Çiftçiliğin itibarı düşük, örgütlenmesi zayıf
Tarım ve Orman Bakanlığı 2024-2028 Stratejik Planı’nda tarımda güçlü ve zayıf yönler ile dış çevreden kaynaklanan fırsatlar ve tehditlere de yer veriliyor. Zayıf yönler arasında “Çiftçiliğin toplumda itibar ve eğitim açısından dezavantajlı meslekler arasında yer alması”, “Kooperatifleşme ve örgütlenme eksiklikleri” dikkat çekiyor.
Stratejik Plan’a göre güçlü ve zayıf yönler şöyle sıralanıyor:
Güçlü yönler
- Köklü ve yaygın teşkilat yapısı
- Tarım, orman ve su kaynaklarının bütüncül yönetimi
- Tarım ve ormancılık alanında verilen destekler
- Araştırma ve geliştirme kapasitesi
- Farklı disiplinlerde eğitime sahip uzman insan kaynağı
- Deneyimli, işine sahip çıkan ve özverili çalışanlara sahip olması
- Geniş paydaş kitlesi ile iş birliği
- Eğitim ve yayım faaliyetleri
- Bilgi ve teknoloji altyapısı
- Mevzuat altyapısının güçlü olması
- Uluslararası ilişkilerde güçlü bağlar
Zayıf Yönler
- Veri üretiminde/elde edilmesinde ve yönetiminde yaşanan güçlükler
- Kariyer uzmanı, mesleki ve ara kademe personel sayısının ve dağılımının yetersizliği
- Uzun vadeli tarım politikalarındaki eksiklikler
- Tarımsal üretim ve gıda lojistiğinde planlama eksiklikleri
-Tarımsal üretimin pazara entegrasyonu ve pazarlama kanallarının çeşitlendirilmesinde karşılaşılan aksaklıklar
- Çiftçiliğin toplumda itibar ve eğitim açısından dezavantajlı meslekler arasında yer alması
- Kooperatifleşme ve örgütlenme eksiklikleri
- Çalışma alanının genişlemesi nedeniyle hantallaşan yapı
- Stratejik yönetim ilkelerinin tam olarak benimsenmemesi
- Kanuni düzenlemelerdeki güncelleme ihtiyacı
- Sosyal tesis ve imkânların eksikliği
- Personelin mali ve özlük haklarının yetersiz olması.
Tarımda fırsatlar ve tehditler
Stratejik Plan’da tarımda fırsatlar ve tehditlere de yer veriliyor. Tehditler arasında hayvan ve bitki hastalıkları, tarımsal üretimin tam olarak kayıt altına alınamaması / kayıt dışı üretimin varlığı, tarımsal girdilerde ve teknolojilerde dışa bağımlılık ve maliyetlerin yüksekliği, nüfusun yaşlanması öne çıkıyor. Fırsatlar ve tehditler şöyle sıralanıyor:
Fırsatlar
- Stratejik coğrafi konumu (iklim, olası pazarlar, lojistik)
- Verimli toprak yapısı ve zengin biyolojik çeşitlilik
- Doğanın ve ekolojik dengenin korunması konusunda duyarlılığın artması
- Su ürünleri üretimine uygun deniz ve iç su kaynaklarının varlığı
- Tarım ve su ürünlerinde gelişen dış pazar talebi
- Gıda güvenilirliği ve uluslararası normlara uyum için yapılan düzenlemeler
- Küresel gıda krizleri
- Sektöre yönelik pazar talebinin sürekliliği
- Tarımın öncelikli sektörler arasında değerlendirilmesi
- Tarımın sanayi ile entegrasyonu
- Yenilenebilir enerji kaynakları ile teknolojinin tarımda kullanım olanaklarının artması
- Marka olabilecek geleneksel/yöresel ürün çeşitliliği
- Sağlıklı beslenme bilincinin artması
- Su ve Taşkın Kanun taslaklarının hazırlanmış, su verimliliği seferberliğinin başlamış olması
Tehditler
- Dünya genelinde koruma - kullanma dengesinin kullanma yönüne doğru kayması
- Pandemi ve savaşlar nedeniyle gıda arzında ve talebinde yaşanan sorunlar
- Arz güvenliği ve gıda güvenilirliği konusunda yazılı, işitsel ve görsel medyadaki bilgi kirliliği
- Tarım arazilerinin küçük, parçalı ve dağınık olması
- Doğal kaynaklar ve biyolojik çeşitlilikte yaşanan kayıplar
- İklim değişikliği ve artan doğal afetlerin doğal kaynakların (toprak, su vb.) korunamaması ve üretimin dalgalanması risklerini artırması
- Tarımın doğası gereği sektörel belirsizlikler
- Şehirleşme ve sanayileşmenin tarım alanları, ormanlar ve su kaynakları üzerindeki baskısı
- Tabiatı koruma hedeflerinin sanayi, ulaştırma, enerji ve maden araştırma hedefleri ile çakışması
- Hayvan ve bitki hastalıkları
- Kırsal altyapı yetersizlikleri, mevcut altyapının modernizasyon ihtiyacı
- Tarımsal üretimin tam olarak kayıt altına alınamaması / kayıt dışı üretimin varlığı
- Tarımsal girdilerde ve teknolojilerde dışa bağımlılık ve maliyetlerin yüksekliği
- Küresel ve bölgesel siyasi ve ekonomik istikrarın bozulması
- Avrupa Birliği (AB) ile diğer ülkelerin dış ticaret politikalarındaki değişiklikler ve rekabetin artması
- Yaşlanan tarımsal nüfus
- Sektördeki genç işgücünün azalması ve kırsaldan kente göç
- Tarım sektöründeki gizli ve kayıt dışı işsizlik
- AB uyum sürecinin tamamlanmaması
- Küçük tarımsal işletmelerin teknolojik gelişmelere ayak uyduramaması
- Bakanlık ile diğer kurumlar arasında yaşanan yetki çakışması