Deyim yerindeyse ülkeyi bir uçtan bir uca geziyorum. Çiftçilerle, sanayicilerle, ihracatçılarla sohbet ediyorum. Onların anlattıklarını dinliyorum. Tek kelimeyle özetlemek gerekirse, tarımda çok zor bir sürece giriliyor. 2024 yılı, birçok sektör için olduğu gibi tarımda da hiç kolay olmayacak.
Son bir ayda Türkiye İş Bankası’nın organizasyonu ile Edirne Uzunköprü’de çiftçilerle, ticaret borsası yöneticileriyle konuştum. Kayseri Tarım Fuarı’nda sadece Kayseri’deki çiftçilerle değil, Yozgat, Nevşehir, Niğde ve diğer illerden gelen çiftçilerle sohbet ettik. TÜYAP’ın düzenlediği ve İş Bankası’nın organizasyonuyla çiftçilerle sohbet ettiğimiz Konya Tarım Fuarı’nda çiftçilerle, tarım makinaları imalatçıları ve traktör firmalarının üst düzey yöneticileriyle konuştuk. Kayseri ve Konya Tarım Fuarı’na Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı da katıldı.
Antalya’da Batı Akdeniz İhracatçıları Birliği’nin organizasyonu ile ihracatçılar ve kentin sivil toplum kuruluşlarının yöneticileriyle ile bir araya geldik.
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği kooperatifçilik zirvesinde kooperatif başkanları ve yöneticilerle buluştuk.
Hepsini tek tek yazmak yerine bütün bu buluşmalardan, konuşmalardan edindiğim bilgileri ve izlenimlerimi özetle şöyle sırlayabilirim:
1-Tarımdaki en önemli sorun belirsizlik. Çiftçi, üretici, sanayici, ihracatçı önünü göremiyor. Yarın ne olacağını bilemiyor. Ürettikleri ürünün fiyatının ne olacağı belli değil. Bazı tarım ürünlerinde ihracat yasağının devam edip etmeyeceği bilinmiyor. Bu belirsizlik ortamında üretimin ve ihracatın yapılamayacağını ifade ediyorlar.
2- Üretim planlaması konusunda net bir bilgi alamadıklarını dile getiriyorlar. Yasal düzenlemeler yapıldı. Üretim planlamasına geçilecek deniliyor. Fakat, nasıl bir planlama olacak? İl bazında hangi ürüne ne kadar üretim izni verilecek? Hangi ürünlerde planlama yapılacak? Bu sorulara yanıt aranıyor. Ancak, genel bazı bilgiler dışında kendilerine bilgi verilmediğini dile getiriyorlar.
3- Tarım destekleri 3 yıllık açıklanacak deniliyor. Desteklemede kriterlerin değişeceği ifade ediliyor. Henüz açıklanmış bir şey yok. Destekler neden açıklanmıyor? Destekler açıklanmadan tarımsal üretim planlaması nasıl olacak? Bu konuda net bir açıklama yapılması bekleniyor.
4- Tarım sayımı için ilk adım atıldı. Türkiye İstatistik Kurumu ile Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü bir protokol imzaladı. Tarım sayımı yapılacak. Fakat sayımın 2026’da sonuçlandırılacağı ifade ediliyor. Sayım yapılmadan tarımsal üretim planlaması nasıl yapılacak? Bilgi, envanter olmadan planlama neye göre yapılacak?
5- Gezdiğim bu bölgelerin ana ürünü tahıl. Buğday, arpa, mısır üretimi çok yaygın. Bu ürünlerde üretim konusunda bir sorun şimdilik görülmüyor. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin tahminleri doğru çıkarsa buğdayda üretim rekoru kırılabilir. Çiftçi üretmekten değil, ürünün elinde kalmasından korkuyor. Ürününün değerinde satılamamasından endişeli.
6- Geçen yıl Toprak Mahsulleri Ofisi hububatta tarihinin en yüksek alımını yaptı. Toplamda 13 milyon ton hububat aldı. Bunun neredeyse tamamı buğday. Ofis’in depoları hınca hınç dolu. Ürün koyacak yer yok. Yeni mahsul buğday nereye hangi depoya konulacak? Depolardaki stoklar erimeden buğday veya diğer ürünler nereye konulacak? Bu kısa sürede depolardaki stoğu eritmek mümkün mü? Bunun önlemleri alındı mı, alınıyor mu? Önlem alınmazsa TMO’dan randevu almak geçen yıldan daha da zor olacak. Çiftçi şimdiden bunun endişesini yaşıyor.
7- Dünyada tahıl başta olmak üzere birçok ürünün fiyatı düşüyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre tahıl fiyatı endeksi Ocak 2023’ten Ocak 2024’e kadar son 1 yılda yüzde 18,6 geriledi. Makarnalık buğdayın tonu son 1 yılda 455 dolardan 400 doların altına 382 dolara düştü. Yüzde 16,15 gerileme yaşandı. Karadeniz (Rusya, Ukrayna) buğdayının tonu aynı dönemde 299 dolardan 210 dolara kadar düştü. Kayıp yaklaşık yüzde 30 civarında. Mısır fiyatındaki düşüş yüzde 30 ile 41 arasında değişiyor. Karadeniz Bölgesinde mısır fiyatı 1 yılda ton başına yüzde 30 düşüşle 276 dolardan 195 dolara geriledi. Arjantin menşeli mısırın fiyatı 313 dolardan 183 dolara kadar düştü yani kayıp yüzde 41’in üzerinde. Rus, Ukrayna(Karadeniz) arpa fiyatı 275 dolardan 185 dolara düşerken, Fransa menşeli arpanın fiyatı ton başına 328 dolardan 204 dolara düştü. Fiyatlar bu kadar düşerken yeni hasat döneminde ürün fiyatları ne kadar artırılabilir? Seçim olmadığı da dikkate alındığında alım fiyatlarının düşük kalacağı endişesi güçleniyor.
8- Trakya ve İç Anadolu Bölgesi’nin en önemli ürünlerinden birisi olan yağlık ayçiçeğinde Rusya ve Ukrayna’da tonu 1120 dolar olan ham ayçiçeği yağı 800 dolar seviyesine geriledi. Ayçiçeği tohumu ise aynı dönemde ton başına 555 dolardan 420 dolara kadar düştü. Cumhurbaşkanlığı’nın 26 Ocak 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan kararı ile tarife kontenjanı açıldı. Bu kapsamda 15 Nisan 2024 tarihine kadar 100 bin ton yağlık ayçiçeği tohumu ithalatında gümrük vergisi yüzde 27’den yüzde 12’ye düşürüldü. Aynı karar ile 250 bin ton ham ayçiçeği yağı ithalatında ise gümrük vergisi yüzde 36’dan yüzde 22’ye düşürüldü. Üreticiler bu uygulamanın üreticiyi olumsuz etkileyeceğini, talebin azalacağından ve fiyatın düşük oluşacağından endişe duyuyor.
9- Toprak Mahsulleri Ofisi, stoklarındaki buğdayı elden çıkarmak için ihracat ihaleleri yapıyor. Daha önce 2 Şubat’ta 150 bin ton makarnalık buğdayı ihracat ihalesi ile satan Toprak Mahsulleri Ofisi, 11 Aralık’ta yine 150 bin ton makarnalık buğday ihracatı için ihale yaptı. Ancak gelen fiyatlar düşük olduğu için bu ihale onaylanmadı. İlk ihalede ton başına 380-400 dolar olan fiyat bu ikinci ihalede 270-300 dolara kadar düştü. Verilen bu fiyatlar yeni sezon için belirleyici olur mu?
10- Hayvancılık tarafında çok büyük sıkıntı var. Tarım ve Orman Bakanlığı 600 bin baş besilik sığır ithalatının planlandığını duyurduktan sonra canlı hayvan ve et fiyatı artmaya başladı. Artan fiyatlar nedeniyle üreticiler fırsatçılıkla suçlandı. Bazı üreticilerin hayvanlarını kesmeyerek fiyatı artırmaya çalıştığı iddia edildi. Ancak yayınlanan görüntüler üreticinin hayvanını kestirmek için sıra beklediği anlaşıldı. Sosyal medyada karkas et fiyatı ile ilgili açıklama ve yorum yapan üreticilerin çiftliklerine maliye müfettişleri gönderildi. Ramazan öncesi tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle et fiyatlarının artırılmaması için adeta üreticiyi tehdit etti. Karkas et fiyatları artmaya devam ediyor. Üreticiler ise, fiyat artışının artan maliyetlerden kaynaklandığını, zamanında tüm uyarılara rağmen anaç hayvan kesiminin durdurulmadığı için bugün yeterince hayvan olmamasından dolayı fiyat artışı olduğunu ifade ediyor.
Özetle, tarımda çok zorlu bir sürece giriliyor. Bu süreçte üreticiyi ve tüketiciyi koruyacak, üretimi sürdürülebilir kılacak şeffaf ve doğru politikalara ihtiyaç var. Özellikle seçimden sonra sıkı mali politikalar uygulayacağını her fırsatta dile getiren Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e tarımın hassas durumu dikkate alınarak adım atılması gerektiğini hatırlatmakta yarar var.
Yüzyılın felaketi olarak adlandırılan 6 Şubat depremlerinin yaraları sarılmaya çalışılıyor. Tarım sektörü depremden en çok etkilenen sektörlerden birisi. Bölgeye gittiğimizde çiftçilerin isteklerini taleplerini dile getirmiştik. Geçen hafta 8 Mart’ta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde sektör temsilcileriyle buluştu. Bu toplantıda Hatay’dan gelen borsa yöneticileri iki önemli isteği dile getirdi.
Bunlardan ilki; Amik Ovası’ndaki tarım arazilerinin sulanması için Reyhanlı Barajı’nın acilen tamamlanmasıydı. Türkiye için stratejik öneme sahip ürünlerden biri olan pamuk, Amik Ovası’nda ekilemez hale geldi. Çiftçinin ekim, dikim, bakım maliyetleri çok arttı. Çiftçiler para kazanamaz duruma geldi. Maliyet artışındaki en önemli kalem enerji sorunu. Arazilerin sulaması, Derinkuyu’dan enerji gücüyle 200 metre ile 500 metre derinlikteki kuyulardan su çekilerek yapılıyor. Sadece enerji maliyeti 100 dönüm arazinin sulanması için 200-250 bin lira civarında. Çukurova, Şanlıurfa gibi baraj suyu ile sulamanın yapıldığı alanlarda 100 dönüm için ödenen sulama bedeli 30-40 bin lira civarında. Hatay çiftçisi 100 dönüm arazi için diğer bölgelerden 200 bin lira daha fazla ödemek zorunda kalıyor. Sulanan arazinin 600 bin dönüm olduğu düşünüldüğünde çok büyük maliyet farkı var. Bu sıkıntıdan kurtulmanın tek çaresi Reyhanlı Barajı’nın bir an önce bitirilip çiftçinin baraj suyu ile arazisinin sulaması.Baraj devreye girinceye kadar Amik Ovası çiftçilerine bölgesel destek verilmeli.
İkincisi, ülke ihracatının lokomotifi olan tekstil sektörünün birinci basamağı çırçır işletmeleridir. Yaşanan deprem nedeniyle Hatay’daki çırçır fabrikalarının neredeyse tamamı yıkıldı. Bu işletmelerin yeniden faaliyete geçmesi için devletten birkaç yıl ödemesiz düşük faizli kredi verilmesi isteniyor. Çırçır işletmeleri çalışmadığında üretici pamuğunu satamıyor ve dışarıdan pamuk ithal ediliyor. Bu nedenle bir an önce bu işletmelerin çalışır hale getirilmesi gerekiyor.
Son bir ayda gezdiğim bölgelerin en önemli ürünlerinden birisi de şekerpancarı. Kayseri tarım Fuarı’nda Türkiye İş Bankası standında Kayseri Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay ve yönetim kurulu üyeleriyle sohbet ederken şekerpancarı ile ilgili özetle şu bilgileri verdi:
“Bu sene şekerde ve şekerpancarında frene basma yılı diyebiliriz. Şeker fabrikalarında kota fazlası var. Şeker satışlarında ciddi sorunlar yaşanıyor. Çünkü fiyat çok düştü ve ciddi bir stoktan söz ediliyor. Türkiye’de kampanya döneminde ortalama aylık 250 bin ton şeker satılırken, Eylül ayında başlayan kampanyadan bugüne 800 bin tonluk satış yapıldı. Normalde kampanyanın ilk 4 ayında üretimin en az yarısı satılıyordu. Yani şu anda 500-600 bin ton eksik satış söz konusu. Bununda temel nedeni ithalatın yüksek olması, geçen yıl 400 bin ton şeker ithalatı izni verilmişti. Ama Dahilde İşleme Rejimi (DİR) ile birlikte 900 bin ton kadar ithalat oldu. İşte aradaki fark zaten görülüyor. Yani ithalat yapıldığı için içerdeki şekeri satamadık.
Yine yüksek yoğunluklu tatlandırıcı ithalatında da ciddi bir artış oldu. Önceki sene ithalat 2 bin 900 ton iken geçen sene bu 4 bin 400 ton oldu. Bu ithalat, Kayseri Boğazlıyan ve Turhal Şeker fabrikalarının üretimi kadar bir şeker pancarına denk geliyor. Yani 550 bin ton pancar şekerine eşdeğer. Dolayısıyla bu da yine bir üretim fazlası olmasına neden oldu.
Bir yandan ithalat arterken diğer yandan şeker pancarı ve şeker üretiminde tüm zamanların en yüksek üretimi gerçekleşti. En yüksek üretimin olduğu bir dönemde yapılan bu ithalat tabii ki içerdeki şeker üreticisini, dolayısıyla pancar çiftçisini sıkıntıya sokuyor. Şeker fiyatlarına bakıldığında Ağustos 2023’te şekerin kilosu 27 lira iken 20 Şubat’ta 21,50 liraya kadar düştü, yüzde 20 civarında bir iskonto uygulanıyor. Türk Şeker, fiyatları daha yeni 23 lira 16 kuruşa getirdi. Yaşanan bu gelişmeler ve eldeki stok nedeniyle şeker üretiminde dolayısıyla pancarda bu sene frene basma yılı diyebiliriz. Üretimin daha az olması bekleniyor.