Türkiye ekonomisi son çeyrekte yüzde 4 yıl genelinde yüzde 4,5 büyüdü. Gayrısafi yurtiçi hasıla 2023 yılı genelinde 1 trilyon 113 milyar dolar ile şimdiye kadarki en yüksek düzeyine ulaştı. Benzer şekilde kişi başına düşen gelir 13 bin 110 dolar ile şimdiye kadarki en yüksek düzeyine ulaştı. Ancak büyümenin kompozisyonu sağlıklı olmadığı için gelir dağılımı muhtemelen daha da bozuldu. İlgili veriler açıklanınca bunu göreceğiz.
4. çeyrekte tarım sektörü binde 5, sanayi yüzde 1,9, inşaat yüzde 10,8 ve hizmetler yüzde 3 büyüme kaydetti. Hizmet sektörü büyümesi 4. Çeyrekte son 3 yılın en düşük düzeyine indi. Büyümenin dengelenmesi adına bu iyi bir işaret. İnşaat sektöründe büyüme ise son 6 yılın en yüksek hızına ulaştı.
Yıl genelinde tarım sektörü binde 2 daralırken, sanayi de büyüme binde 8 oldu. İnşaat sektörü 2023’ü yüzde 7,8, hizmet ise yüzde 6,4 büyüme ile tamamladı.
Son çeyrekte tüketim harcamaları yüzde 9,3 büyüdü. Bu, hala çok yüksek olsa da, son 11 çeyreğin en yavaş hızı olması açısından önemli. Yıl genelinde tüketim büyümesi yüzde 12,8 oldu. Önceki yıl bu oran yüzde 18,6 idi.
Yatırımlar son çeyrekte yüzde 10,7, yıl genelinde yüzde 8,9 büyüdü. 2021 sonunda kopan tüketim-yatırım büyüme dengesi 2023 sonunda yeniden kurulmaya başladı. Ancak ekonomik göstergelerin istikrar kazanması için bu iki gösterge arasındaki uyumun uzun bir süre devam etmesi gerekiyor.
Çoğumuz, son dönemde tüketimdeki sağlıklı büyümeyi eleştiriyoruz. Ancak göz ardı edilen ve bence bundan daha önemli olan bir sorunumuz var. Tarım sektörünün büyüme performansı son yıllarda giderek zayıflıyor.
Son 10 yılda Türkiye ekonomisi yüzde 60’a yakın büyürken, tarımda büyüme sadece yüzde 23 oldu. Son 20 yılda ekonomideki büyüme yüzde 184, tarımdaki büyüme ise yüzde 66; yani bunun üçte biri kadar. Türkiye’nin enflasyondan sonra en önemli ekonomik sorunu tarımsal üretim. Bu nedenle tarımsal üretimi ve tarım ekonomisini daha fazla gündemde tutmak gerekiyor.