Resmi Gazete’nin 30 Ekim 2024 tarihli mükerrer sayısında yayınlanan “2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı”na göre 2025 yılı bütçesinden tarıma toplam 135 milyar lira destekleme ödemesi yapılacak. Bu destek ödemesi büyük oranda 2024 yılında üretilen ürünleri kapsıyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nca hazırlanan “2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı”na göre, 2023 yılında 63 milyar 325 milyon lira, 2024 yılında 91 milyar 549 milyon lira olan tarımsal destekleme bütçesi 2025’te 135 milyar liraya çıkarılıyor. Tarımsal destekleme bütçesinde 2025 yılında en fazla artış alan bazlı destekler arasında yer alan gübre, sertifikalı tohum ve fidan kullanımı ile çay, hububat ve bakliyat için yapılan fark ödemesi desteklerinde olacak.
Tarımsal destekleme bütçesine genel olarak bakıldığında alan bazlı tarımsal destekleme ödemelerinin bütçedeki payı düşüyor. 2023 yılında yüzde 29,1 olan alan bazlı destek ödemelerinin bütçedeki payı 2024’te yüzde 25,9’a gerilerken 2025’te yüzde 24,1’e düşecek.
Aynı dönemde hayvancılık desteklerinin payı önce yüzde 24,22’den yüzde 21,6’ya geriledi. 2025’te ise yüzde 20,1’e düşeceği öngörülüyor.
Fark ödemesi desteklerinin bütçedeki payı ise 2023 yılında sadece yüzde 12,7 iken bu pay 2024’te yüzde 27,2’ye, 2025’te ise yüzde 31,4’e çıkması öngörülüyor. Fark ödemesi desteğindeki artış buğday ve arpa için ödenen fark ödemesi (prim) artışından kaynaklanıyor.
Alan bazlı destek ödemeleri kapsamında 2023 yılında 18 milyar 456 milyon lira olan toplam destek tutarı 2024’te 23 milyar 720 milyon liraya, 2025’te ise 32 milyar 521 milyon liraya ulaşması öngörülüyor. Fark ödemesi desteği aynı dönemde 2023 yılında 8 milyar 42 milyon lira iken 2024’te 24 milyar 896 milyon liraya ve 2025 yılında ise 42 milyar 327 milyon liraya ulaşması hedefleniyor. Fark ödemesi desteğindeki bu artışın temel nedeni 2023 yılı için buğdayda ton başına 1000 lira, arpada 500 lira alım primi ödenmesi. Bu prim (fark ödemesi) 2024 ürünü için buğdayda 1750 liraya, arpada ise 750 liraya çıkarıldı.
Resmi Gazete’de yayımlanan “ 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı”na göre, 2025 hedefleri kapsamında Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) 2,5 milyon ton buğday ve 1 milyon ton mısır alımı yapması TÜRKŞEKER'in 7,7 milyon ton şeker pancarı alımı yapması öngörülüyor.
Fark ödemesi destekleri arasında oransal olarak en çok artış çay priminde oldu. 2023 yılında 379,5 milyon lira olan çay primi(fark ödemesi) 2024’te yüzde 14,6 artışla 435 milyon liraya yükseldi. 2025 bütçesinde ise yüzde 474,7 artışla 2,5 milyar liraya çıkarıldı.
Tarımsal destekleme bütçesinin alan bazlı tarımsal destek ödemelerinin en önemli iki kalemini mazot ve gübre oluşturuyor. 2023 yılında toplamda 11 milyar 318 milyon lira olan mazot desteği yüzde 41,9 artışla 2024’te 16 milyar 57 milyon liraya çıkarıldı.2025 yılında yapılacak ödeme ise bu yıla göre yüzde 25 artışla 20 milyar 77 milyon lira olacak. Mazot desteğinin toplam destekleme bütçesindeki payı bu 3 yılda yüzde 17,9’dan yüzde 14,9’a geriledi.
Gübre desteği ise 2023’te 4 milyar 638 milyon lira iken 2024’te yüzde 7 artışla 4 milyar 965 milyon liraya çıkarıldı. 2025 bütçesinde öngörülen gübre desteği 8 milyar 281 milyon lira. 2024’e göre yüzde 66,8 artış var.
Yukarıdaki destekler 2024 üretim yılına ait ve 2025 yılı bütçesinden ödenecek. Buna ilişkin “2024 Yılında Yapılacak Bitkisel Üretime Yönelik Desteklemeler ile Diğer Bazı Tarımsal Desteklemelere İlişkin Cumhurbaşkanı Kararı” 24 Ağustos 2024 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanmıştı.
Bu kararın yayınlanmasından sadece 5 gün sonra bitkisel üretimde yeni destekleme modeline geçişi sağlayan “2025-2027 Yıllarında Yapılacak Bitkisel Üretime Yönelik Desteklemeler ile Diğer Bazı Tarımsal Desteklemelere İlişkin Cumhurbaşkanı Kararı” ise 29 Ağustos 2024 tarihli Resmî Gazete'de yayımlandı. Bu karar ile bitkisel üretimde katsayı uygulamasına geçildi. Mazot ve gübre desteği kararnamede yer almadı. Bakanlığın açıklamasına göre mazot ve gübre desteği “temel destek” adı altında verilecek. Dolayısıyla 2025 üretim yılı için dekara 244 lira olarak açıklanan temel destek ve diğer bitkisel üretim destekleri 2026 bütçesinden ödenecek.
Hayvancılık desteklemeleri kapsamında yeni modele geçiş 26 Temmuz 2024 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan “2024-2026 Yıllarında Yapılacak Hayvancılık Desteklemelerine İlişkin Cumhurbaşkanı Kararı” ile başladı. Bu nedenle 2025 bütçesinden yapılacak hayvancılık destekleri planlı üretimin de ilk destekleri olacak. Bitkisel üretimde planlı üretim destek ödemesi 2026 yılı bütçesi ile başlayacak.
2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Program’ına göre 2023 yılında 15 milyar 305 milyon lira olan toplam hayvancılık destekleri yüzde 29 artışla 2024’te 19 milyar 739 milyon liraya çıktı. 2025 yılında ise yüzde 37,5 artışla 27 milyar 150 milyon liraya çıkması öngörülüyor. Tekrar hatırlatmakta yarar var, 2025 bütçesinden 2024 yılının destekleri ödenecek. Destekler miktar olarak artsa da hayvancılığın tarımsal destekleme bütçesinden aldığı pay 2023’te yüzde 24,2 seviyesinde iken 2025’te yüze 20,1’e düşecek.
Türkiye'de hayvancılık işletmelerinin genelde küçük ölçekli aile işletmesi niteliğinde olduğu son yıllarda uygulanan projelerle orta ve orta-büyük ölçekli işletme sayılarında önemli artışlar görüldüğü belirtilen Yıllık Program’da hayvancılıkla ilgili şu değerlendirmeye yer verildi:
“2023 yılı itibarıyla yaklaşık 16,4 milyon baş olan sığır mevcudunun yüzde 44,5'i kültür melezi, yüzde 49,1'i ise saf kültür ırklarından oluşmaktadır. 42,1 milyon baş olan koyun mevcudunun içerisinde yerli koyun ırklarının oranı yüzde 90,8 gibi yüksek bir seviyededir.
Hayvan niteliğindeki iyileşmeye bağlı olarak 2022 yılında 2,2 milyon ton olan et üretimi yüzde 8,8 oranında artarak 2023 yılında yaklaşık 2,4 milyon tona ulaşmıştır. Hayvancılıkta sağlanan gelişmeler kapsamında 2023 yılında artışa geçen toplam canlı sığır ithalatı 2024 yılında da artmaya devam etmiştir.
2022 yılında 21,6 milyon ton olan süt üretimi yüzde 3,8 azalarak 2023 yılında yaklaşık
21,5 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Süt üretiminin teşviki amacıyla tarımsal destekleme bütçesi kapsamında sağlanan desteklerin artırılarak devam ettirilmesi planlanmaktadır.
Tavuk eti üretimi 2022 yılındaki 2,4 milyon ton seviyesinden yüzde 3,7 azalışla 2023 yılında 2,3 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. 2022 yılında 546 bin ton olan tavuk eti ihracatı yüzde 10,3 oranında artarak 2023 yılında 602 bin tona yükselmiştir.
2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda “Tarım ve Gıda” bölümünde küresel gıda fiyatlarının düşmesine vurgu yapılırken Türkiye’deki yüksek gıda fiyatlarına hiç değinilmedi. 2022 yılı Küresel Gıda Güvenliği Endeksi’ne göre Türkiye’nin genel puanlamada 113 ülke arasında 49'uncu sırada yer aldığı belirtilerek: “Tarım ürünleri girdi fiyatlarındaki dalgalanmalar, iklim değişikliğinin olumsuz etkileri, ulusal ve uluslararası ölçekte gıda tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklar ve ülkelerin korumacı politikalara yönelik söylemleri gibi nedenlerle gıda sektöründe ülkemizde ve küresel boyutta sorunlar yaşanmaktadır. Yaşanan bu olumsuz gelişmelere karşın girdi ve navlun fiyatlarındaki dönemsel geri çekilmenin de etkisiyle dünya tarım ürünleri fiyatlarında düşüş yaşanmıştır. Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO) Gıda Fiyat Endeksi 2024 yılı Ağustos ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,1 ve endeksin tarihi yüksek seviyeye ulaştığı Mart 2022'ye göre yüzde 24,7 azalmıştır.” bilgisine yer verildi.
Özetle, her yıl olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda tarım ve gıda ile ilgili genel geçer konulara yer veriliyor. Tarım ve gıdada yaşanan gerçekleri, saha bilgilerini Program’da görmek pek mümkün değil. Üreticinin, tüketicinin gündemi ile hükümetin gündemi çakışmayınca ortaya böyle bir tablo çıkıyor.
Resmi Gazete’de yayımlanan “ 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı”nda tarım ve gıda ile ilgili bölümde tarımın önemi ve yeni destekleme modelinin ayrıntıları anlatılıyor. Yıllık Program’da tarıma ilişkin son verilerle ilgili ise şu değerlendirmeye yer veriliyor:
“Toprak ve su kaynaklarının etkin yönetimi, toplumun yeterli ve dengeli beslenmesinin sağlanması amacıyla gıdaya erişimin kolaylaştırılması, gıda kayıp ve israfının azaltılmasının yanında çevre dostu üretim modellerine geçiş, tarım politikalarının öncelikleri arasında yer almaktadır. Küçük ölçekli çiftçilerin desteklenmesi, tarımsal üretimde dijitalleşmenin hızlandırılması ve biyolojik mücadele yöntemlerinin yaygınlaştırılması, tarım sektörünün sürdürülebilirliği açısından artan öneme sahiptir.
2023 yılında yüzde 0,2 oranında artan tarımsal üretimin 2024 yılında yüzde 4,2 büyüyeceği tahmin edilmektedir. Tarımsal katma değerin GSYH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) içindeki ağırlığı 2023 yılında yüzde 6,2 seviyesinde gerçekleşmiş olup 2024 yılında bu oranın yüzde 5,2'ye gerilemesi beklenmektedir.
2023 yılında yüzde 14,8 olan tarım sektöründe çalışanların toplam istihdam içindeki payı, Haziran 2024 itibarıyla yüzde 14,7'ye gerilemiş olup yıl genelinde bu oranın yüzde 14,6 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.”
2023 yılında tarım ve gıda ürünlerindeki ihracat önceki yıla göre yüzde 5,9 oranında artarak 27,2 milyar dolar, ithalat ise yüzde 2,7 oranında azalarak 21,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Ocak-Ağustos 2024 döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, ithalatta balıkçılık dışındaki alt sektörlerde azalış, ihracatta ise ormancılık dışındaki alt sektörlerde artış gerçekleşmiştir.
Toplam tarım ve gıda ürünleri ithalatında 2023 yılı itibarıyla yüzde 43,8 oranındaki payla Rusya, Ukrayna ve Brezilya ilk üç sırada yer almaktadır. Bitkisel ürün ihracatında Rusya, Irak ve Almanya, hayvansal ürünlerde Birleşik Arap Emirlikleri ve Irak, orman ürünlerinde Suriye ve Hollanda, balık ve balık ürünlerinde Rusya ve İtalya, işlenmiş gıda ürünlerinde ise Irak ve Almanya önde gelen ülkelerdir.