Tarım ve hayvancılıkta ‘ayı sigortası’ bile var

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

ADANA Temsilcimiz ve sigorta editörümüz Selçuk Altun, Türkiye Sigorta Genel Müdürü Atilla Benli ve ekibi ile planladı, işin adı şöyle belirlendi:

-          Türkiye “Sigorta” Buluşmaları…

Buluşmaların ilki için adres Adana seçildi. Hakan Güldağ’la birlikte Adana’ya gittik. Adana Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde gerçekleşen toplantının moderatörlüğünü Hakan Güldağ’la birlikte yaptık.

Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, Türkiye Sigorta Genel Müdürü Atilla Benli, Çiftçiler Birliği İkinci Başkanı Prof. Bülent Özekici, Türkiye Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Remzi Duman panelde konuştu, soruları yanıtladı.

Prof. Bülent Özekici, Çukurova’da 20 Mart’ta yaşanan dona değindi:

-          Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. (TARSİM), aşırı sıcakları da geçen yıl teminat altına aldı. Yani, sigorta kapsamına ekledi. Ancak, son don olayında başvuruları, “Henüz ağaçlar çiçek açmamış. Çiçek açmış olsaydı hasar tespiti olurdu, şimdi yapamayız” şeklinde yanıtladı.

Prof. Özekici, TARSİM’e şu çağrıyı yaptı:

-          Fidanlar, ağaçlar biz çiftçilerin sermayesi. Sermayemizi de sigorta koruması altına alın.

Remzi Duman, araya girdi:

-          TARSİM kapsamında “Ayı sigortası” bile var. Yani TARSİM, sigorta kapsamını sürekli genişletiyor, yelpazeye yeni teminatlar ekliyor.

Duman’dan sözünü ettiği sigortayı açmasını rica ettim, anlattı:

-          Biliyorsunuz arı kovanları için önemli risklerden biri de ayıların saldırısıdır. Kovanlara ayı saldırısı da TARSİM kapsamında var. Kovan sahibi arıcılar isterse bu riski de sigorta yaptırırken ekletebilirler.

Panelde TARSİM konusu açılınca 2010 yılı nisan ayı başını anımsadım. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile gittiğimiz Pakistan seyahatinden dönerken AK Parti Kurucularından, Malatya Milletvekili Öznur Çalık, uçakta beni ön tarafa çağırdı:

-          Malumun mart ayı sonlarında yaşanan şiddetli don olayında Malatya’daki kayısı ağaçları çiçek aşamasında zarar gördü. Bu hasarların karşılanması konusunda Tarım Bakanımız Mehdi Eker’le konuşalım.

Öznur Çalık, Eker’e sordu:

-          Sayın Bakanım, don kayısıyı çiçek aşamasında vurdu. Zarar gören çiftçilerimiz için çözüm üretecek misiniz?

Eker, yanıt verirken temkinli davrandı:

-          Malatya’da dondan, Antalya ve bazı kentlerimizde selden zarar gören çiftçilerimiz oldu. Öncelikle hasar tespiti yapıyoruz.

Araya girdim:

-          Malatya, tarım sigortası bilinci yüksek iller arasında. Ancak, bu kez sigorta da kayısı üreticisine çözüm olamayacak. Çünkü, sigorta kayısı çiçeğini kapsamıyor.

Eker, dünya örnekleriyle savunmaya geçti:

-          Bir meyveyi çiçek aşamasında sigortalayan sistemin örneği dünyada yok.

Öznur Çalık’la birlikte ısrar ettik:

-          Türkiye, bu konuda kendi örneğini yaratamaz mı?

Eker, sigortacılığın can alıcı noktasına işaret etti:

-          Burada yaratamaz. Çünkü, böyle bir sigortayı reasüre ettirecek uluslararası kurum bulunamaz. Uluslararası sistemde kabul görmeyen bir sigortayı da devreye sokamayız.

Eker’le bu sohbetten bir-iki yıl sonra TARSİM, meyve ağaçlarının çiçek aşamasında da dona karşı sigortalanmasını kapsama aldı. Örneğin kayısıda, çiçeklerin yüzde 30’unun meyveye dönüştüğü hesabından hareketle sigorta poliçesi düzenlenmeye başlandı.

DÜNYA Gazetesi’nin Türkiye Sigorta ile birlikte ilkini Adana’da gerçekleştirdiği “Türkiye ‘Sigorta’ Buluşması”nda tarım sigortalarında yelpazenin oldukça genişlediğini öğrenmiş oldum.

TARSİM Adana Bölge Müdürü Vahap Kalaycıoğlu, toplantı bitiminde aynı yönde mesaj verdi:

-          TARSİM’in teminat kapsamı bu yıl daha da genişledi…

2010 yılında dönemin Tarım Bakanı Mehdi Eker, “Meyveyi çiçek aşamasında sigortalamanın dünyada örneği yok” derken, zamanla kapsam “Arı kovanına ayı saldırısı”na kadar genişledi.

Çiftçi, bilinçlendikçe, kaynak ayırabildikçe tarım sigortası daha da yaygınlaşacak gibi görünüyor…

Karbon ayak izim 20 fidanla dengelendi

KUVEYT Türk Katılım Bankası Kurumsal İletişim Müdürü Fatih Kamaşoğlu, “5 Haziran Dünya Çevre Günü” vesilesiyle bir mesaj gönderdi:

-          İçinde yaşadığımız ve birer parçası olduğumuz doğanın değerini her geçen gün daha iyi anlıyoruz.

Kuveyt Türk’ün “Sıfır Atık Belgesi” almaya hak kazanan ilk katılım finans kuruluşu olduğunu belirtti:

-          İklim değişikliğinin etkilerini daha yoğun gözlemlediğimiz bu dönemde, birlikte oluşturacağımız çevre bilincinin gelecek nesillere daha yaşanabilir, temiz ve yeşil bir dünya bırakmamızı sağlayacağına gönülden inanıyoruz.

Ardından ekledi:

-          5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında, dünyamız için iyi bir adım daha atarak karbon ayak izinizi azaltmanıza katkı sağlamak istedik. Sürdürülebilirlik Akademisi işbirliğinde adınıza diktiğimiz 20 fidanın geleceğe nefes olmasını ümit ediyoruz.

Kamaşoğlu, mesajına bir de sertifika ekledi:

  • Karbon Ayak İzi Sertifikası…

Adıma düzenlenen sertifikada şu mesaj yer aldı:

-          Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından yaşam modelleri esas alınarak kişi başı yıllık karbon emisyon miktarı hesaplanmış ve adınıza Manisa-Yunt Dağı mevkiindeki Kuveyt Türk Korusu’na Ege Orman Vakfı tarafından 20 adet fidan dikildi.

Mesajda dikilen 20 fidanın ne anlama geldiğinin de altı çizildi:

-          Dikilen 20 fidanla 1 yıllık karbon ayak iziniz dengelenmiştir…

Dünyada karbon salınımını tamamen sıfırlamak mümkün görünmüyor. O nedenle hedefler, “sıfır atık-karbon nötr” şeklinde belirleniyor.

20 fidanla bir yıllık karbon ayak izini dengelemek daha kolay uygulanabilecek bir formül gibi duruyor…

Tüm yazılarını göster