Taraflar Konferansı’nın ardından

Dr. S. Armağan VURDU DEVR-İ ÂLEM

Dubai’de 30 Kasım-12 Aralık tarihlerinde gerçekleşen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi COP28 müzakereleri "fosil yakıtlardan uzaklaşma" konusunda yapılan niyet beyanıyla sonuçlandı. Bu taahhüdü eyleme dönüştürmek ve 1,5 derece hedefini ulaşılabilir tutmak için gerekli adımları atmaya yönelik olarak daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğu aşikâr. COP28 anlaşması, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım olarak görülüyor. Her anlaşmada olduğu gibi, bu anlaşmanın etkinliği de ülkelerin ve yatırımcıların yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik taahhütlerine sadık kalmasına ve anlaşmanın uygulanmasına bağlı olacak. Kısa başlıklar ile Cop28’de neler olduğuna bakarsak:

- ALTÉRRA adında, özellikle gelişmekte olan ekonomiler için iklim değişikliğine yönelik çözümlerin ölçeklendirilmesine odaklanacak 30 milyar dolarlık iklim fonunu duyuruldu.
- 100’ün üzerinde ülke dünyanın yenilenebilir enerji kapasitesini 2030 yılına kadar üç yılına, enerji verimliliğini ise 2 katına çıkarma taahhüdünde bulundu.
- BAE, iklim finansmanını kullanılabilir, erişilebilir ve uygun fiyatlı hale getirmeyi amaçlayan Küresel İklim Finansmanı Çerçevesi Bildirgesi’ni açıkladı.
- Çelik ve alüminyum gibi ağır endüstrilerde, ulaştırma ve enerji sektörlerinde Paris Anlaşması ile uyumlu hedeflerin gerçekleştirilmesi amacıyla Endüstriyel Geçiş Hızlandırıcı (Industrial Translation Accelarator) başlatıldı.
- Amerika Birleşik Devletleri, Çek Cumhuriyeti ve Dominik Cumhuriyeti, kömürlü termik santralleri azaltma taahhüdünde bulunan 50'den fazla ülke arasına katıldı. Bu inisiyatif, Powering Past Coal Alliance olarak Glasgow'da COP26'da başlamıştı.
- 22 ülke nükleer enerji kapasitesinin 2050 yılına kadar üç katına çıkarılması çağrısında bulundu.
- 123 ülke, türünün ilk örneği olan "sağlığı iklim eyleminin merkezine yerleştirmek" ve iklime dayanıklı, sürdürülebilir ve eşitlikçi sağlık sistemlerinin geliştirilmesini desteklemek için BAE İklim ve Sağlık Bildirgesi'ni imzaladı.
- Çeşitli taraflar (hayırseverler, bağışçılar ve çok taraflı kalkınma bankaları) iklim ve sağlık için 1 milyar dolarlık yeni finansman taahhütleri açıkladı.
- Dünya Bankası, finansmanının en az %45'ini iklim projelerine harcamayı taahhüt etti. Bu, önceki taahhütlerinden 9 milyar dolar daha fazla fon anlamına geliyor.
- 60'tan fazla ülke Küresel Soğutma Taahhüdü’nü imzaladı. Böylece, soğutmadan kaynaklanan emisyonların 2050 yılına kadar %68 oranında azaltılması hedefleniyor.
- Küresel petrol ve gaz üretiminin %40’ından fazlasını karşılayan 50 şirket Petrol ve Gaz Dekarbonizasyon Tüzüğü’nü imzaladı.
- 27 ülke ve UNEP tarafından 2030 yılına kadar sıfıra yakın emisyonlu ve dayanıklı binaları hedefleyen bir çaba olan yapı atılımı başlatıldı.
- Enerji alanında yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin 2,5 milyar dolar, temiz enerji üretimine yönelik yatırımları artırmak için 568 milyon dolar taahhüt edildi.
- BAE Başkanı Muhammed bin Zayed Al Nahyan, 2030 yılına kadar 250 milyar dolarlık yatırım çekmeyi hedefleyen küresel iklim çözümleri için 30 milyar dolarlık bir fon duyurdu.
- Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Almanya kamu alımları yoluyla düşük ve sıfıra yakın emisyonlu çelik, çimento ve betona yönelik talebi artırmayı taahhüt ederek yeşil kamu alımları taahhüdünü imzaladı.
- 21 ülke, 2030 yılına kadar dünya genelinde 15 milyon hektar alanı güvence altına alacak olan Mangrov Atılımı’nı onayladı.
- Birleşik Arap Emirlikleri doğa ve iklim projeleri için 100 milyon dolarlık yeni finansman desteği açıkladı.
- Gençlerin COP'a katılımını artırmak amacıyla Uluslararası Gençlik İklim Programı açıklandı.
- Cinsiyete Duyarlı Adil Geçiş ve İklim Eylemi Ortaklığı başlatıldı ve 60'tan fazla ülke tarafından desteklendi.
- Birleşik Arap Emirlikleri, savunmasız topluluklarda su güvenliği çözümleri için yeni fon olarak IMF tarafından tahsis edilen Özel Çekme Haklarının 150 milyon dolarını sağlama sözü verdi.
- 152 ülke Sürdürülebilir Tarım, Dayanıklı Gıda Sistemleri ve İklim Eylemi’ne ilişkin COP28 bildirgesi’ne destek verdi.

Diğer taraftan, iklim kriziyle verilen mücadelede ticaret konusu çoğunlukla göz ardı edilen bir husustu. Ancak ülkelerin iklim ve büyüme hedeflerine ulaşmak için ticareti giderek daha fazla kullanmaya başlamasıyla ticaret teması ilk defa bu sene Konferans ajandasında yer aldı. Bu inisiyatif, serbest, açık, adil ve öngörülebilir ticaretin net sıfıra ulaşma hedefindeki rolünün vurgulanması için önemli bir adım oldu. Bu kapsamda Uluslararası Ticaret Odası (ICC), Uluslararası Ticaret Merkezi (ITC), Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) gibi dört büyük uluslararası kuruluş, Ticaret Evi (Trade House) pavilyonu çatısı altında bir araya geldi. Uluslararası ticaretle ilişkili bu dört kurumun birlikte organizasyonu, COP tarihinde bir ilki teşkil ediyor. Dünya Ticaret Örgütü başkanı da COP28 iklim konferansındaki temsilcileri küresel ısınmayla mücadelede ticaret politikasını ön plana koymaya çağırdı. Bu pavilyonda iklim değişikliği ile mücadelede ticaretin önemi vurgulandı ve bu alandaki çözümler tartışmaya açıldı. Ayrıca pavilyonda “yeşil ticaret” yaklaşımlarının kalkınma üzerindeki etkileri, ticaret-iklim-kalkınma ilişkisi ile yeşil ticaretin gündemindeki fırsatlar ve zorluklar değerlendirildi. Bu doğrultuda hükümetlerin, politika yapıcıların ve sivil toplum örgütlerinin rolleri ele alındı. Ticaretle ilgili kuruluşların aldığı bu inisiyatif “küresel yönetişim” açısından oldukça pozitif bir gelişme. Tüm uluslararası kuruluşların dünyanın tüm sorunları karşısında aynı iş birliği ve yaklaşımı sergilemesi gittikçe daha önemli hale geliyor.

Tüm yazılarını göster