Turizm, ihracatın yanı sıra döviz kazandıran ve büyümeye destek veren en önemli sektörlerimizden biri… Uzun yıllar “deniz-kum-güneş” üçlemesi üzerinden ülke tanıtımında geldiğimiz nokta; başarılı oldu ama yetmiyor.
Bundan 20 yıl önce tüm eski turizm bakanlarının katıldığı toplantının başlığı; “10 milyona doğru Antalya” idi. O dönem derdimiz; nicelikti. 20 yıl sonra geçen hafta Antalya’da tanığı olduğum etkinlik ise Tour of Antalya oldu.
Uluslararası bisiklet yarışına ev sahipliği yapan kentimiz, 23 ülkeden 29 takım ve 174 bisikletçinin mücadelesine ev sahipliği yaptı. Organizasyon direktörü Aydın Ayhan Güney; “bisiklette olması gereken her şeyi parkurlara ekledik” diyor.
Uzun yıllar; “Tour of Paris” etkinliğinin Fransa turizmine ve tanıtımına olan katkısını izlemiş ve gıpta etmiştim; “acaba bizler de böylesi küresel etkinlilerle ülkemizi daha etkin tanıtabilir miyiz?” diye… Tanıtabilirmişiz. Denemek gerekiyormuş.
Bu etkinlik sayesinde Antalya’nın sadece deniz-kum-güneşten ibaret olmadığını, doğal güzellikleri yanı sıra, endemik zenginliği ve alternatif turizm imkânlarını da aktarırken, küresel tanıtım üzerinden yeni bir boyutu da kazanmış oluyoruz.
Organizasyon komitesinden İpek Özgüden Özen; bu etkinliğin giderek geleneksel hale geleceği umudunu taşıdığını söylüyor. İnanıyorum ki bir çiçekle yaz olmaz. Devamı halinde Antalya, turizmi sporla bütünleştirmeyi başarabilir.
TURİZME ALTERNATİF ALANLAR KATMALI
Dünyada 1000 yıldan yaşlı 100 kent, 100 yıldan yaşlı 1000 kent var. Anadolu şehirleri kadim tarih zengini… Ancak bu yetmez, doğal kaynaklar ve yerel kabiliyetler de şart. Antalya’nın turizmde vardığı çeşitlilik, diğer Anadolu kentlerimize de örnek olmalı. Bu sayede daha fazla kazandıran sektör oluşurken, ülkemizin bilinirliği ve beğenilirliği de artmış olacaktır.