Türkiye’nin dış politika gündeminde yeni gündem malum; Afganistan. Beyaz Saray’ın yeni sakini Başkan Joe Biden ile istenen “kişisel ilişkiyi” kuramayan AK Parti hükümeti, çareyi bölgesel konularda Amerikalılarla işbirliğinde arar olmuştu.
Bu çerçevede bulunan “fırsat penceresi” ise, NATO ile ABD güçlerinin çekildiği Afganistan’da “etkin role soyunmak” oldu. AK Parti hükümeti, Türkiye adına NATO’nun çekilmesinin ardından Kabil Uluslararası Havaalanı’nın güvenliği ve işletmesine talip oldu.
Bunun için ilk adım, Afganistan’da tüm tarafl arın Türk askerine sıcak bakmasını sağlamak amacıyla bir zirve toplantısı düzenlemekti. ABD’nin de desteğiyle, AK Parti hükümeti kolları sıvadı. Afganistan’da mevcut hükümet ve ülkenin yarısını kontrol eden Taliban’la temasa geçildi, Türkiye’de bir zirve toplantısı için tarafl ara davet gönderildi.
Ancak yanıt beklenildiği gibi gelmedi. Nisan ayında gerçekleştirileceği açıklanan zirve toplantısı, Taliban gelmeyi reddettiği için yapılamadı.
Ancak AK Parti hükümeti, Taliban’ın bu soğuk tavrına rağmen, NATO çekildikten sonra Kabil Havaalanı’nın güvenliğini üstlenmek planından vazgeçmedi.
TAHRAN’DA TALİBAN-AFGAN HÜKÜMETİ BİRARAYA GELDİ
İşin ilginci, Türkiye’nin nisan/mayıs döneminde birkaç kez deneyip de yapamadığı Afganistan zirve toplantısını İran yaptı.
İran Dışişleri Bakanı Zarif’in ev sahipliği yaptığı toplantıya, Afgan hükümeti adına eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Yunus Kanuni ile Cumhurbaşkanı Eşref Ghani’nin danışmanı Abdül Selam Rahimi katıldı. Taliban tarafında ise Doha temsilciliğinin başındaki Muhammed Abbas Stanikzai yer aldı.
Görüşmede tam bir uzlaşı sağlanamadı. Ancak Amerikan hükümet sözcüleri bile, toplantının yapılmış olmasını başlı başına bir başarı olarak nitelendirdiler. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, toplantının “doğru yönde atılmış yapıcı bir adım” olduğunu söyledi.
Afganistan’la 500 kilometreden fazla sınıra sahip olan, ayrıca 3.5 milyon kadar Afganlıyı barındıran İran, resmi açıklamalarında ABD ve NATO’nun Afganistan’dan çekilmelerinden memnuniyet duyduğunu sürekli tekrarlıyor. Ancak fiiliyatta Tahran yönetiminin bu çekilmeden pek de memnun olduğu söylenemez. NATO ve Amerikan askerleri gittikten sonra Afganistan’ın yeniden bir kaosa dönüşmesi ihtimali Tahran yönetiminin en büyük endişe kaynağı. Bu zirve toplantısı da zaten böyle bir kaosu engellemeye yönelik bir adım. Açıkça öyle görünmek istemeseler de, Washington ve Tahran Afganistan’a bakış açısında yan yana duruyor. Her iki ülke de yeni bir iç savaş olasılığından endişeli. Burada Ankara’nın düşünmesi gereken ise Türkiye’de bir zirve toplantısı için bile ikna edemediği Taliban’ı, Mehmetçik’e yeni Kabil görevi konusunda nasıl ikna edilebileceği.
RUSYA’DAN SURİYE HAMLESİ
Ak Parti hükümeti dış politikasını uluslararası alanda Biden sonrası oluşan yeni ortama uydurmaya çalışırken, karşılaştığı tek ve en büyük zorluk Afganistan değil; Suriye’de de sıkışmışlık gün geçtikçe artıyor.
Rusya Lideri Putin’in Suriye özel temsilcisi Lavrentyev’in son açıklamaları bunun somut örneği. Rus temsilci geçen hafta düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin artık Suriye’den askerlerini çekme zamanı geldiğini diplomatik bir dille ifade ederek, “Türk birliklerinin Suriye'nin kuzeybatısındaki varlığının geçici olduğunu ve yakında durum istikrara kavuştukça tüm bu askeri birliklerin çekileceklerini umuyoruz” diye konuştu.
Bitmedi;
Yine diplomatik bir ifadeyle Türkiye’nin başta İdlib olmak üzere, Suriye’nin kuzeyinde oluşturmaya çalıştığı “ılımlı muhalefete” hiç beklenmedik bir salvoda bulundu Lavrentyev; “Teröristlerin beyaza boyanması, ılımlı muhalefet adı altında yeniden adlandırılması kabul edilemez” dedi.
MOSKOVA “SINIRAŞAN SULAR” SORUNUNA BİLE DAHİL OLDU
Daha da ileri giderek, Türkiye’nin Suriye ve Irak’la meselesi olan sınıraşan sular konusuna da giren Lavrentyev, Fırat’ın sularının tutulması konusunda “Türk yetkililerle görüşme halinde olduklarını” söyledi. Böylece ilk kez Moskova, sınır aşan sular konusunda “taraf” haline gelmiş oldu. -Ruslar’ı bu konuda muhatap almak Ankara açısından başlı başına kritik bir diplomatik yanlış.
-Belli ki, ABD’deki Biden yönetimi ile ilişkileri düzeltmek için Karadeniz’e NATO’yu olabildiğince sokan, Ukrayna ile kol kola yürüyen AK Parti hükümeti, Moskova’da kaşların havaya kalkmasına neden olmuş. Moskova, Karadeniz’de Ankara’nın da hevesle katıldığı “Rusya’yı güneyden kuşatma” planına karşılık, Suriye kartını açmak üzere. Lavrantyev’in açıklamaları, Moskova yönetiminin Türkiye’ye bu çerçevede “ilk diplomatik” uyarısı olarak okunmalı. Nitekim Suriye’de alanda da bunun izdüşümünü görmek mümkün; birkaç aydır sakin olan İdlib’de çatışmalar yer yer yeniden başlamış durumda. Esad yönetimi ise, İdlib’de ilerlemek için sadece Moskova’nın bir işaretini bekliyor. Lavrantyev’in sözleri, Putin’in o işareti vermeye pek de uzak olmadığını gösteriyor. İzlenen politikalar acilen gözden geçirilmezse, Türkiye’yi hem Afganistan hem de Suriye’de çok sıcak günlerin beklediğini tahmin etmek hiç de zor değil…