TCMB’nin internet sayfasında ‘enflasyon hedefleri’ bölümüne girerseniz, 2024, 2025 ve 2026 için enflasyon hedefinin yüzde 5 olduğunu görürsünüz. Garip bir durum değil mi? Daha açık söylemek gerekirse “hedefi ciddiye almayın” mesajı çıkmıyor mu? Tamam, orta vadeli –o orta vade neyse- hedef yüzde 5 olabilir de 2025 ya da 2026 hedefi nasıl yüzde 5 olur?
Son Para Politikası Kurulu (PPK) kararında ‘enflasyon beklentileri’ ifadesi üç kez yer alıyor. Birinde şöyle deniliyor: “Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir.” Demek ki enflasyon beklentisinin internet sayfasında yer alan yüzde 5 hedefine yakınsaması ile ilgilenilmiyor. İlgilenilmiyor çünkü aslında öyle bir hedef yok; kaldı ki olsaydı da komik olurdu.
Buradan yaptığımız çıkarsama, hedefin işlevini görmesi beklenen değişkenin Merkez Bankasının tahmini olduğu şeklinde. Zaten bazı açıklamalarında Merkez Bankası yetkilileri tahminlerin ara hedef olarak alınabileceğini söylediler. Peki, yukarıda alıntı yaptığım PPK kararı ne zaman kamuoyuna açıklandı? 17 Ekim 2024. O tarihte kamuoyu tarafından bilinen 2024 ve 2025 tahminleri ve üst sınırları neydi? Bu sorunun yanıtı için 8 Ağustos 2024 tarihinde yayınlanan Enflasyon Raporu’na bakmak gerekiyor. Hem PPK kararının yayınlandığı tarihte hem de şu anda 2024 sonu enflasyonunun bir önemi yok; sadece 2025’e bakayım (2024’ü de ekleseydim söyleyeceklerim sadece daha güçlenmiş olacaktı; fazla sayıya boğmaya gerek yok yazıyı). 8 Ağustos 2024 tarihli Enflasyon Raporu’nda 2025 sonu enflasyon tahmini yüzde 14. Tahmin aralığının üst sınırı ise yüzde 21.
Demek ki PPK metninde çok önem atfedilen enflasyon beklentilerinin yakınsaması istenilen enflasyon tahmini yüzde 14; en kötüsünden enflasyon üst sınırın altında kalsın, mesela yüzde 19 olsun isteniliyor diye de düşünebiliriz. Oysa 8 Kasım 2024’te açıklanan yılın son enflasyon raporunda 2025 sonu enflasyon tahmini yüzde 21’e, üst sınır ise yüzde 26’ya yükseltiliyor. İki tarih arasında bir de yayınlanan Orta Vadeli Program var. Orada ise 2025 sonu tahmini yüzde 17,5. Beklentiler bu kadar önemliyse -ki önemli; ekonomik birimler yaptıkları sözleşmelerde geçerli olacak fiyat, faiz, kur ve ücretleri belirlerken, yani bir ölçüde geleceğin enflasyonunu belirlerken tahmine göre davransınlar isteniliyor- beklenti oluşturanların başı dönmüyor mu?
Dahası, 8 Ağustos’ta 2025 sonu enflasyon tahmini yedi puan yükseltilirken, 2025 sonuna 14 ay var. Para politikasından bugün yapılacak değişiklikler, evet hemen devreye girmez –mesela 2024 sonunu etkilemez- ama herhalde on dört ay sonrasını etkiler. Etkilemiyorsa zaten niye para politikası ile uğraşıyoruz? O zaman asıl soru şu: On dört ay sonrası için tahmin edilen enflasyonu yüzde 50 (14’ten 21’e) yükseltmek ve beklentileri bozmak yerine neden enflasyonu düşürücü önlem alınmıyor? Çok muhtemelen nedeni şu: “Faiz zaten yeteri kadar yüksek; ekonomi daralma sinyalleri veriyor. Dolayısıyla mal ve hizmet üretenler şikâyetçi. Keza ihracatçı da. Sesi çıkmayan ücretlinin durumu da malum. Faizi yükseltmek, şikâyetlerin daha da çoğalmasına yol açacak ve programın raf ömrünü kısaltacak. Kaldı ki, para politikası yapacağını yaptı, enflasyonu düşürmek için asıl olan programın eksikliklerinin azaltılması. O da hükümetin işi.” O zaman neden gerekli olan önlemlerin alınması için o önlemleri alması gerekenlere (öncelikle hükümete) –mesela yayınlanan raporlarda- münasip bir lisanla çağrı yapılmıyor?
Bugün gazetemizin kuruluş yıldönümü. Nice başarılı yıllara Nasıl Bir Ekonomi.