Merkez Bankası yılın ilk enflasyon raporunu açıkladı ve bir önceki raporda dile getirilen tahmin değiştirilmedi. Merkez Bankası bu yılın enflasyon tahminini yine orta noktası yüzde 36 olmak üzere yüzde 30 ile yüzde 42 arasında tahmin etti.
Enflasyon raporunu açıklayan yeni Başkan Fatih Karahan, geçen ayın PPK metninde vurgulanan ilkelere bir kez daha dikkat çekti.
Parasal sıkılık düzeyine ulaşılmıştı; bu oran, enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar sürdürülecek ve enflasyona ilişkin risk oluşması durumunda yeniden gözden getirilecekti.
Tahmin yüzde 36 ama...
Dile getirilen tahmin yine yüzde 36 olmaya 36 ama biraz detaya inip aylık varsayımlardan hareket edilince ortaya aslında Merkez Bankası’nın da yüzde 39-40’a çoktan razı olduğu gibi bir sonuç çıkıyor.
Gerçi böylesi bir sapmanın pek de önemi yok; hani tahmin örneğin 4’tür de gerçekleşme 8’e çıkmıştır, o durumda aradaki fark çok önemlidir. 36 yerine 40 olmuş, ne önemi var ki!
Üstelik Merkez Bankası zaten “42’ye kadar alanım var” diyor. Hem enflasyonda tahmin aralığı hiç bu kadar açılmamıştı ki. 30 ile 42 arası yerine örneğin 32 ile 40 denilmedi, bu oranların ortası da 36 ederdi. Belirsizlik o kadar derin ki, Merkez Bankası ta geçen yıl 2024’ün tahminini dile getirirken marjı böylesine geniş tuttu.
Yüzde 40 nereden mi çıkıyor?
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, yıllık enflasyon tahmini olan yüzde 36’yı değiştirmediklerini ısrarla vurguladı ama verdiği aylık bazdaki oranlar biraz kafa karıştırdı.
Karahan aylık oranlara değinirken şunları söyledi:
“Yılın ilk yarısında mevsimsellikten arındırılmış aylık enflasyonun ocak ayı hariç yüzde 3 civarında seyredeceğini öngörüyoruz.
Mayıs sonrasında yıllık manşet enflasyonda hızlı bir düşüş göreceğimiz dezenflasyon dönemine gireceğiz. Bu dönemde olumlu yöndeki baz etkileri ve daha önemlisi enflasyonun ana eğilimindeki düşüşün devamı etkili olacaktır. Bu süreçte, iç talepteki dengelenmenin devamı, ücret güncellemelerinin tamamlanmış olması ve manşet enflasyondaki düşüşün beklentilerde oluşturacağı ilave iyileşme önemli rol oynayacaktır.
Böylelikle, mevsimsellikten arındırılmış ortalama aylık enflasyonun önce yüzde 2.5’in altına, yılın son çeyreğinde ise yüzde 1.5 civarına gerileyeceğini öngörüyoruz.”
Şu durumda şubat-mayıs döneminde aylık yüzde 3 kadar, haziran-eylül döneminde yüzde 2.5’in altında, son çeyrekte yüzde 1.5 dolayında artış bekleniyor. Bu oranları, hatta mayıs sonrası için yüzde 2.5 ve yüzde 1.5’in biraz altındaki oranları esas aldığımızda bile karşımıza yüzde 40 dolayında bir yıllık artış çıkıyor.
Dolayısıyla Merkez Bankası da her ne kadar yüzde 36’da ısrarcı olunduğunu dile getiriyorsa da bu düzeyin üç-dört puan üstünde bir gerçekleşmeye dünden razı görünüyor.
Yüzde 40 iyi bir oran
Aslında 2024 enflasyonunu yüzde 40 dolayında tutmak zaten başarı.
Çok değil, geçen yılki seçimler öncesinde ve sonrasında yaşadıklarımızı hatırlayalım ve soralım:
* Geçen yıl mayıs seçimlerinden önce dövizi aylarca neredeyse sabit tuttuk mu, tuttuk.
* Seçimden hemen sonra bir anlamda serbest bırakılan döviz haziran ve temmuz toplamında yüzde 33’e yakın arttı mı, arttı.
* Kurdaki bu rekor artışın etkisiyle temmuz ve ağustos ayları toplamında yüzde 20’ye yaklaşan bir fiyat artışı gördük mü, gördük.
* Bu yıl da seçim dolayısıyla ertelenen bir kur artışı yok mu, var gibi görünüyor.
* Bu yıl da yine seçim dolayısıyla ertelenen zamlar yok mu, var.
* Peki şu durumda seçimden sonra ertelenen bu kur artışı ve zamlar devreye girince aylık artışları umulduğu gibi olumlu götürmek mümkün olabilir mi, hayır.
Akçay’ın dikkat çektiği alarm
İşte aylık artışlar umulan düzeye indirilemezse Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın dikkat çektiği alarm durumu ortaya çıkar. Enflasyon raporu toplantısında konuşan Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay ne dedi, hatırlayalım:
“...Aylık enflasyonun ana eğiliminde düzelme durmuş; bu bizim için alarm! Yıllığın aşağı geliyor olması önemli değil. O gözlemlediğimiz göstergede (aylık oranda) eğer gerekli iyileşmeyi görmüyorsak bizim için alarmdır, gerekli tedbirleri alırız.”
Seçimden sonrası için aylık oranların öyle umulduğu gibi hızla aşağı çekilememesi tehlikesi mevcut. Merkez Bankası’nın o durumda gerekli müdahaleyi yapacağı hem Başkan Karahan, hem Yardımcısı Akçay tarafından üstüne basa basa dile getiriliyor.
Getiriliyor ama o tedbirler eğer faiz artırmaksa bunu yapabilecek miyiz, yeni bir faiz artışına girişebilecek miyiz? Merkez Bankası’nın bunu gerekli görmesinin yeterli olmayacağını herkes biliyor çünkü.
Yüzde 50 bile şaşırtıcı olmaz
Her ne kadar Merkez Bankası yüzde 36 tahmininde ısrarlıysa da ve en fazla yüzde 40’a kadar bir oran bekliyor görüntüsü sergiliyorsa da bu yılın enflasyonunun yüzde 50’ye kadar çıkması şaşırtıcı olmaz.
Biraz önce dile getirdiğim kurun ve bağlı olarak fiyatların seçimden sonra hızlanması durumunda öyle yüzde 30’lu, 40’lı oranlarda kalınamaz.
Hem Merkez Bankası fiyatlama davranışları konusunda çok iyimser. Fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın düzeldiği yok, gün geçtikçe de bu konuda daha kötüye evriliyoruz.
Dolayısıyla seçim sonrası yaşanması muhtemel bir kur atağı, bu davranış bozukluğuna yeni bir ivme kazandırır ve 40’lı düzeyleri mumla arar hale geliriz.