Rusya’nın Şubat ayında Ukrayna’yı işgali ile başlayan savaş, tahıl, ayçiçeği yağı, doğalgaz, en önemli girdilerden gübrede fiyatların yükselmesine ve buna bağlı olarak dünyada gıda fiyatlarının artmasına neden oldu.
Gübre, enerji ve petroldeki fiyat artışları tarımsal ürünlerin üretim maliyetini de ciddi olarak artırdı. Artan maliyetler, gıda fiyatlarındaki artış ve buna bağlı olarak yaşanan gıda krizinin tek nedeni bu savaş değil. Savaş öncesinde özellikle koronavirüs pandemisi bu süreçte etkili oldu. Savaş ise, süreci daha da hızlandırdı ve krizin büyümesini tetikledi.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan savaş, dünya gıda sisteminde önemli sorunlara neden oldu. Ukrayna, depolarındaki 20 milyon tonu aşkın tahılı ihraç edemiyor. Batılı ülkelerin Rusya’ya yönelik ambargosu ise Rusya’dan da tarım ürünleri ihracatını zorlaştırdı.
Türkiye ve Birleşmiş Milletler’in uzun süredir devam eden çabaları ile son olarak geçen hafta İstanbul’da Rusya ve Ukrayna yetkililerinin de katılımı ile dörtlü bir zirve yapıldı. Daha çok askeri temsilcilerin katıldığı zirvede açılacak güvenli tahıl koridoru ile Ukrayna’daki tahılın ihraç edilmesi konusunda olumlu adımlar atıldı.
Toplantıdan sonra, İstanbul’da koordinasyon merkezi kurulması, Ukrayna ve Rus heyetlerinin bu hafta yeniden İstanbul’da buluşmaları, liman çıkış ve varış noktalarında ortak kontroller yapılması ve gemilerin güvenliğinin sağlanması konusunda görüş birliğine varıldığı açıklandı.
Henüz imzalanmış bir anlaşma yok. Görüşmeler olumlu geçse de tahılın ihracatı için zamana ihtiyaç olacak. Tahıl koridoru konusunda bu hafta yeni bir toplantı yapılması bekleniyor.
Ukrayna’nın elindeki 20 milyon tonu aşkın tahılın güvenli olarak ihraç edilmesi için çabalar sürerken diğer tarafta Ukrayna’da birçok üründe yeni hasat sezonu başladı. Hasat edilen ürünleri koyacak depolara, silolara ihtiyaç var. Bu nedenle tahıl koridorunun açılması Ukrayna’yı rahatlatacak.
Tahıl koridorunun açılması ile Türkiye’deki fiyatların nasıl etkileneceği ile ilgili sorular gündemde. Tahıl koridorunun açılması ile Ukrayna’dan ithal edilecek buğday, mısır, ayçiçeği yağının piyasaya girmesi ile fiyatların düşeceğini bekleyen tüketiciler de var. “Elimizdeki ürünün fiyatı düşer” diye endişelenen çiftçiler de var. Ukrayna’dan tahılın yüzde 25 daha ucuza alınacağı ve bununla iç piyasanın düzenleneceğini söyleyenler de var. Tahıl koridorunun açılması ile yerli üreticinin zor durumda kalacağı, tüketicinin ise fiyat düşüşü ile rahatlayacağını düşünenler de az değil.
Bu konularda net bilgiler olmamakla birlikte şunu söyleyebiliriz ki, Türkiye, tahıl koridorunun açılmasında diplomatik bir rol üstlendi. Ancak, Ukrayna’daki ürünlerin Türkiye’ye ithal edilmesi ve iç piyasaya sunulması ile ilgili bildiğimiz kadarıyla bir anlaşma yok. Bu ürünlerin özellikle Afrika’da açlık yaşayan ülkeler için ve Birleşmiş Milletler’in yardım amaçlı alımlarında değerlendirilmesi öngörülüyor.
Dünya açısından bakıldığında tahıl koridorunun açılması özellikle Afrika’da açlık yaşayanlar için bir umut olarak görülüyor. Ancak, dünyada yaklaşık 1 milyar insanın açlıkla karşı karşıya kalması tek başına Rusya- Ukrayna savaşı ile açıklanamaz. Bu savaştan önce de açlık vardı. Kaldı ki, üretim boyutuyla bir kriz yok. Dünya tahıl üretiminde gıda krizine neden olacak bir düşüş yok.
Dünyayı asıl tehdit eden bazı tarım ürünlerindeki tekelleşme, kartelleşme. Dünya buğday üretiminin yüzde 60’ını 4 ülke gerçekleştiriyor. İhracatın yarısını sadece 5 ülke yapıyor. Mısır üretiminin yüzde 65’ini 3 ülke sağlıyor. İhracatın ise yüzde 68’ini 3 ülke gerçekleştiriyor. Soya üretiminin yüzde 82’sini, ayçiçeğinin yüzde 70’ini 3 ülke sağlarken, kırmızı mercimek ihracatının yaklaşık yüzde 60’ını Kanada yapıyor. Kanada’da kuraklık ve benzeri sorun yaşadığında mercimek temininde çok büyük sorun yaşanıyor.
Ülkeler bazındaki bu çarpık yapının daha büyük ve daha tehlikeli olanı şirketler bazında tarım ürünleri ticaretinde yaşanıyor. Tarım ürünleri ticaretinin çok büyük bölümünü sayıları iki elin parmağını geçmeyecek çok uluslu şirketler gerçekleştiriyor. Üretimde ve ticaretteki bu kartelleşme dünyanın geleceğini tehdit ediyor. Bugün Rusya ve Ukrayna savaşı ile su yüzüne çıkan gıda sorunu yarın başka şekilde ortaya çıkacaktır. Bu yapının mutlaka değişmesi gerekiyor.
Afrika’da açlığın önemli nedenlerinden birisi, açlık çeken ülkelerdeki yarım topraklarının gelişmiş(!) ülkelerin ve çok uluslu şirketlerin buradaki toprakları satın alarak veya kiralayarak üretim yapması ve ürettiği ürünleri alıp götürmesi. Sonra da açlık çekenlere “insani yardım” adı altında dünyaya reklam yapmaları. Afrika ülkeleri kendi topraklarında kendileri için üretim yapsa açlık yaşamazlar. Kendilerini doyuracak toprakları var. Geçmişten gelen sömürgecilik bugün de açlığı körükleyen en önemli neden.
Bu edenle tahıl koridorunun açılması ile Afrika’da açlık yaşayanlara buğday, mısır ve diğer ürünler ulaştırılınca açlık bitmeyecek. Açlığın bitmesi için sömürünün bitmesi, insanların kendi topraklarında üretim yapması sağlanmalı.
Tahıl koridoru dünyanın gıda sorununu çözecekmiş gibi sunuluyor. Açlığa çare olacakmış gibi anlatılıyor. Gıda krizinin tek nedeni Rusya-Ukrayna savaşı olmadığı gibi bu sorunun çözümünde de tek başına yeterli olmayacaktır.
Kaldı ki Ukrayna’nın stoklarındaki tahıl bu güvenli koridor ile ihraç edildikten sonra yeni hasat döneminde Ukrayna’nın hemen her üründe üretiminde ciddi düşüşler olacak. Güvenli koridor olsa bile ihraç edilecek yeterli ürün olmayacak. Bu nedenle tahıl koridorunu bütün sorunların çözümü gibi sunmak doğru değil.
Ukrayna’da bazı ürünlerde 2022 üretim verilerine bakıldığında önümüzdeki dönemde koridor açık olsa bile ihraç edilecek yeterli ürün olmayacağı görülüyor.
Amerika Tarım Bakanlığı (USDA) verilerine göre, Ukrayna’nın buğday üretimi 2021- 2022 sezonunda 33 milyon ton iken 2022-2023 sezonunda 19 milyon 500 bin tona gerilemesi bekleniyor.
Mısır üretimi 35 milyon 805 bin tondan 25 milyon tona, arpa üretiminin 7,6 milyon tondan 5,7 milyon tona düşmesi bekleniyor. Ayçiçeği üretiminin ise 17,5 milyon tondan 9.5 milyon tona gerileyeceği öngörülüyor.
Bu veriler savaşın bir ülke için ne kadar yıkıcı olduğunu bir kez daha gösteriyor. Temennimiz savaşın hemen sonlandırılması.
Özetle, Ukrayna’daki tahılın ihracatı için güvenli tahıl koridorunun oluşturulması önemli. Fakat tahıl koridorunun dünyada gıda krizini çözeceğini, açlığı sona erdireceğini söylemek doğru değil. Güvenli tahıl koridoru konusunda Türkiye önemli bir rol üstlendi. Rusya ve Ukrayna ile ilişkileri sürdürerek bu konuda diplomatik bir tavır sergilenmesi önemli. Tahıl koridoru hem Türkiye için hem dünya için önemli dersler içeriyor. Tarımda kendine yeterliliğin önemi bir kez daha anlaşılmış oldu. Tarımın önemi ve bu konuda Türkiye’nin sahip olduğu potansiyeli değerlendirmesinin ne kadar değerli olduğunu umarım herkes anlamıştır. Un ve makarna ihracatı için de olsa dışa bağımlılık yerine yerli buğday üretiminin artırılması, ayçiçeği, mısır, yem hammaddelerinde ithalat yerine üretim yapmanın ne kadar değerli olduğu umarım anlaşılmıştır.
Rusya, Ukrayna ve Kazakistan’ı içine alan “Karadeniz Bölgesi” dünya tahıl üretimi ve ihracatında çok büyük öneme sahip. Bazı ürünlerde Rusya ve Ukrayna’nın payı dikkate alındığında dünya ticaretinde dengeleri değiştirecek güce sahip. Savaşla birlikte bu bir kez daha kanıtlanmış oldu.
Dünya buğday ihracatı ortalama 200 milyon ton. Savaş öncesi bu ihracatın yaklaşık yüzde 30’unu yani 60 milyon tonu Rusya ve Ukrayna tarafından gerçekleştiriliyordu. Ayçiçeği tohumu ihracatının yüzde 32’sine denk gelen 1 milyon 250 bin tonunu, mısır ihracatının yüzde 19’u olan 38 milyon tonunu, arpa ihracatının yüzde 31’ini oluşturan 10 milyon 500 bin tonunu Rusya ve Ukrayna gerçekleştiriyordu.
Toplamda 120 milyon tonu aşan hububat ihracatı ile dünya piyasalarını etkileyecek bir bölge burası.