Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında çok sayıda bakanla gerçekleştirdiği Suudi Arabistan ziyareti, AK Parti hükümeti açısından pek çok beklenti barındırıyordu.
O kadar ki, ziyaret öncesinde AK Parti, bir dönem tüm dünyada bayraktarlığını yaptığı “Kaşıkçı cinayeti için adalet” arayışından bile vazgeçmişti; Kaşıkçı dosyası Suudi Arabistan yargısına devredildi. Üstelik Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha sadece üç yıl önce yaptığı “kanıtları Suudi Arabistan’a verirsek, bunları yok ederler” dediği konuşmaya rağmen yapıldı bu.
Peki, beklenen oldu mu?
İki taraftan da yapılan ilk açıklamalar, AK Parti hükümetinin bu ziyaretten beklentilerinin pek de karşılanmadığını gösteriyor.
Suudi Arabistan’ın ziyaret sırasında ve sonrasında yaptığı açıklamalar, ilişkileri normalleştirmeyi daha çok isteyen tarafın Türkiye olduğunu ima eder nitelikte; Suudiler önce adı açıklanmayan yetkililer aracılığıyla uluslararası medyaya verdiler mesajı; The Guardian’a ziyaret ile ilgili konuşan ancak adı açıklanmayan bir Suudi yetkili, Erdoğan’ı kastederek “Bizim ona ihtiyacımızdan daha çok onun bize ihtiyacı var. Ve bizim ülkemize seyahati gerçekleştiren de o” diye konuştu.
Ancak Erdoğan, bu haberin yayınlanmasından sonra, ziyaret dönüşü çok olumlu açıklamalar yapınca, üstelik “ziyaret daveti Suudi tarafından geldi” deyince, Suudiler tonu bir üste çıkardılar. Bu kez adı açıklanmayan bir yetkili değil, bizzat Suudi Arabistan devlet televizyonu haberiyle verildi mesaj. Öncelikle Türkiye’ye, sonra tüm dünyaya; Suudi televizyonu haberinde Erdoğan’ın “davet edilmediği”, kendisinin ısrarlı talepleri karşısında Suudi Arabistan’ı ziyaret ettiği açıklandı. Ziyaretin “özel olmadığı” da aynı haberde, Suudi Kralı’nın Ramazan ayının son 10 gününde ülkeye gelmek isteyen tüm Müslüman liderlere kapıları açmak gibi bir geleneği olduğu hatırlatılarak da vurgulandı. Nitekim Erdoğan’la aynı dönemde Pakistan’ın yeni Başbakanı Şahbaz Şerif de Suudi Arabistan’ı ziyaret eden bir başka Müslüman lider olması, Suudiler’in “gelenek” açıklamasını doğrular nitelikte.
ZİYARET SONRASI ORTAK AÇIKLAMA YOK
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın heyetinin Suudi Arabistan’da bekleneni bulmadığının bir başka göstergesi ise ziyaret sonrasında ortak açıklama yapılmamış olması.
Oysa Erdoğan’la benzer şartlarla Suudi Arabistan’ı ziyaret eden Pakistan Başbakanı Şerif, ülkesine elinde 8 milyar dolarlık bir Suudi mali destek paketiyle dönmeyi başardı. Bunun açıklaması da bizzat Suudi tarafından geldi.
Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz göz önüne alındığında, Erdoğan ziyaretinden sonra da bir mali destek paketi açıklanması beklentisi vardı. Oysa Suudi tarafı sessizliğini korurken, Erdoğan’ın ziyaret konusundaki açıklamalarında Suudi Arabistan’la bir “swap anlaşması” müjdesinin bile yer almaması dikkat çekti. Erdoğan sadece iki tarafın ticareti arttırma kararlılığı, Suudiler’in EXPO 2023 adaylığına destek ya da “ilişkilerde yeni dönemin müjdesi” gibi altı doldurulmayan, genel geçer açıklamalarda bulunmayı tercih etti ziyaret sonrasında. -Tabi Suudi ziyareti bilançosunu yazarken, Türkiye adına değilse de, heyette olanlar adına bir kazanımdan bahsetmek gerekir; tüm heyet, ziyaret sırasında VIP Umre yapma fırsatını da buldu elbette.-
SİHA ALANINDA İŞBİRLİĞİ TEKLİFİ Mİ?
Erdoğan’ın Suudi ziyareti sonrasındaki açıklamalarındaki en dikkat çekici nokta, yine somuta indirgemeden yaptığı “Savunma sanayinde olası müşterek adımlar” konusunda oldu. Cumhurbaşkanı “Bizde işin teknolojisi var. Bunlarda ise sermaye söz konusu. Dolayısıyla teknoloji ile sermayeyi bütünleştirmek suretiyle bu tür adımları atmak mümkün” dedi.
Erdoğan somuta indirgemese de, savunma sanayi deyince Türkiye’nin son dönemde öne çıktığı insansız hava araçları üretimi hemen akla geliyor. Acaba ekonomik kriz İHA/SİHA üretimini bile tehdit eder hale mi geldi? Üzerinde düşünmek gerekir.
Üstelik Erdoğan’ın ifadelerinden, bu konudaki teklifin de Suudiler’den değil, Türk heyetinden geldiği açık.
Belli ki AK Parti hükümeti Türk savunma sanayi için “sermaye” arayışında.
Tank palet fabrikasının Katar’a satışında sonra, ASELSAN’da Arap heyetlerine brifingler verildiği gündeme gelmişti.
Suudiler’e Türk heyeti tarafından ne vaat edildiğini tahmin etmek pek de zor değil aslında.