Suriye’yle normalleşmenin bedeli

Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

2022'nin Türk dış politikasına son anda bıraktığı sürpriz, 11 yıldan sonra Suriye ile Bakan düzeyinde aynı masaya oturulması oldu.

Moskova'nın girişimiyle gerçekleşen Suriye-Türkiye Savunma Bakanları toplantısı sonrasında Ankara genel olarak sessiz. Ancak Ankara'dan Savunma Bakanları toplantısı konusunda gelmeyen açıklamalar, Suriye ve Moskova'dan basın yoluyla sızdırılmakta; Esad rejiminin resmi yayın organı olarak nitelenebilecek El Vatan gazetesi, Moskova'da toplantıda Bakan Akar'ın, AK Parti'nin 11 yıllık Suriye politikasının "çöküşü" anlamına gelecek şu uzlaşma maddelerine "evet" dediğini aktardı;

* Türk askerleri Suriye'den tamamen çekilecek

* Türkiye Suriye'nin egemenliğine saygı duyacak

* Lazkiye-Halep arasındaki M4 otoyolu en kısa zamanda ulaşıma açılacak

* PKK terör örgütü, hem Türkiye, hem de Suriye için tehlike yaratıyor.

Milli Savunma Bakanlığı'ndan henüz bu konuda açıklama yapılmadığı için, Rusya basınının da yazdığı bu uzlaşmanın "gerçek olup olmadığını" bilmiyoruz. Ancak eğer doğruysa, bu durumun tüm bölgeye büyük etkileri olması kaçınılmaz. Şöyle ki;

* EN BÜYÜK KAZANAN RUSYA- Türkiye'nin Esad rejimiyle işbirliğinin en büyük kazananı Rusya olacak; NATO üyesi Türkiye'nin Esad'ın meşruiyetini kabul etmesi, Moskova'nın Şam yönetimiyle yaptığı askeri üs anlaşmalarının da garantileyecek.

* PYD-YPG KONTROLÜ SON BULUR MU? - Esad yönetimi ile Ankara'nın anlaşması, Fırat'ın doğusunu kontrol eden PKK terör örgütü uzantısı PYD-YPG açısından kötü haber; Suriye güneyden, Türkiye kuzeyden bastırırsa, PYD-YPG'yi "müttefikleri" ABD'nin bile kurtarması zor. ABD askerlerinin bu süreçte Suriye'yi terk etmek zorunda kalması ise, elbette Moskova hanesine bir başka "zafer" olarak yazılmaya aday.

* İRAN ETKİSİ KIRILIR MI? - ABD'nin Suriye'de devre dışı kalması, Rusya ve İran arasında, Suriye'deki iç savaş ile güçlenen ittifak ilişkisini de etkileyebilir; Uluslararası basında zaman zaman Moskova'nın Suriye'deki etkinliğini Tahran yönetimi ile paylaşmak istemediği, buna karşı çareler aradığına ilişkin haberler çıkıyordu. Ancak belli ki Rusya, ABD'yle küresel anlamda karşı karşıya iken, önemli müttefik İran'ı doğrudan karşısına almak istemiyor. AK Parti hükümeti-Esad rejimi uzlaşması ile, Suriye'deki İran etkisinin Ankara aracılığıyla -silinmese bile- azaltılması muhtemel. Sonuçta Suriye'nin en uzun sınırının Türkiye ile olduğunu unutmamak gerekiyor. Nitekim, 11 yıldır Suriye'ye gitmeyen İran Cumhurbaşkanı'nın da tam Ankara-Şam-Moskova görüşmelerinin başlamasıyla aynı dönemde, birden bire Suriye'ye resmi ziyarette bulunacağının açıklanması manidar.

TSK KONTROLLÜ BÖLGEDEKİ ESAD MUHALİFLERİ AYAKTA

Türkiye açısından Esad ile normalleşme sağlayıp, PKK terör örgütü uzantılarının Şam yönetimi ordusu ile birlikte sınırdan temizlenme olasılığı en büyük kazanç olacak elbette.

Ancak buna karşılık, halen Türk silahlı kuvvetlerinin "Esad muhalifi" silahlı gruplarla işbirliğini sonlandırma ihtimali, şimdiden Suriye'nin kuzeyinde sıkıntılı görüntüler ortaya çıkarmaya başladı bile; İdlib'den El Bab'a, Afrin'den Tel Abyad'a kadar TSK'nin "dost gruplarla" birlikte kontrol ettiği bölgelerde, bizzat o "dost gruplar" ayağa kalktı. Yıllardır "paralı askerlik" yapan bu silahlı grupların, Türkiye'yi hedef alması nasıl engellenecek? En sorunlu konulardan biri bu.

Elbette bir de İdlib meselesi var; 3 milyondan fazla kişinin yaşadığı İdlib bölgesinde BM tarafından terör örgütü olarak ilan edilen El Nusra -ve uzantıları- hakim.

Türkiye'nin -Moskova'daki toplantıda uzlaşıldığı iddia edilen- Lazkiye ile Halep arasındaki M4 karayolunu ulaşıma açması, İdlib'in Esad askerlerinin kontrolüne bırakılması anlamına geliyor. Esad'ın, Rusya desteğiyle İdlib'de yaptığı daha önceki askeri operasyonların şiddeti gözönüne alındığında, Türkiye'nin yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalması kuvvetle muhtemel.

Suriye'de normalleşme, ne AK Parti'nin -Kaşıkçı davasının devri ile- hukuki egemenlik hakkından vazgeçip, Suudi Arabistan'la normalleşmesine;

Ne 15 Temmuz darbe girişiminin finansörü olduğuna ilişkin suçlamaları terk edip, Birleşik Arap Emirlikleri ile uzlaşmaya;

Ne de İstanbul'daki Müslüman Kardeşler medyasını kapatıp, üyelerini sınır dışı ederek Mısır lideri El Sisi ile normalleşmeye benzemiyor;

AK Parti hükümetinin Esad'la uzlaşma için 11 yıl beklemesinin sonucu; Güvenlik riski çok büyük...

Tüm yazılarını göster