Sürdürülebilirlik giderek artan bir önemde günlük hayatımızın bir parçası olmaya devam ederken kurumların uygulama esaslarının çerçevesi de netleşmeye başladı. Temelde bu konudaki somut adımların öncülüğünü Avrupa Birliği’nin (AB) yaptığını söylemek yanlış olmaz. Özellikle AB Yeşil Mutabakatı ve onun etrafında oluşan kapsamlı düzenlemeler, bu alandaki gelişmeleri daha somut hale getirdi. Şirketlerin iş yapma şeklini ve raporlama alışkanlıklarının doğrudan etkileyecek Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM) başta olmak üzere, sürdürülebilir ürün inisiyatifi, yeşil taksonomi, AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) ve uygulaması zorunlu hale gelen Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS) temel düzenleme alanlarının başında geliyor.
Rekabet edebilmek için düzenlemelere uyum şart
AB Yeşil Mutabakatı ve SKDM çerçevesindeki gelişmeler şirketleri ana ihracat pazarı olan Avrupa'nın regülasyonlarına uyumlu olmaya zorluyor. Gelecekte raporlama yapmayan şirketlerin AB pazarında dezavantajlı olacakları son derece açık. Bu nedenle, Türkiye'nin de sürdürülebilirlik standartlarına hızla uyum sağlaması ve şeff afl ık anlayışını benimsemesi, rekabet avantajı ve uluslararası alanda güvenilirlik açısından büyük önem taşıyor.
SKDM’nin hayata geçmesi ile ilk etapta; demir/çelik, gübre, çimento, alüminyum vb. yoğun karbon emisyonlara neden olan sektörlerin karbon vergisi ile karşılaşması bekleniyor. Yine AB Yeşil Mutabakatı çerçevesinde uygulamaya girecek olan Sürdürülebilir Ürün İnisiyatifi nedeni ile başta elektronik ve tekstil ürünleri olmak üzere Avrupa Birliği’ne Türkiye’den ihraç edilen neredeyse tüm ürünlerin düşük emisyonlu ve döngüsel ekonomi kriterlerine uygun olması gerekecek. Sonuç olarak, şirketlerin düşük karbonlu ekonomiye geçişi ve bu çerçevede çevresel, sosyal ve yönetsel göstergelerini raporlaması temel gerekliliklerin başında gelecek.
Türkiye, oyunun kurallarını belirlemekte kararlı
*Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları Ülkemizde de bu dönüşümle eş zamanlı oldukça hızlı bir gelişim sürecindeyiz. Türkiye’de bu çerçevede en önemli gelişme Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu'nun (KGK) Türkiye Raporlama Standartları TSRS 1 ve TSRS 2’yi yürürlüğe alması oldu. KGK, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Vakfı (IFRS) bünyesindeki Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB) tarafından yayımlanan IFRS-S1 ve IFRS-S2 raporlama standartlarını benimseyerek, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları’nı (TSRS) hazırladı. COP28’de Entegre Raporlam Derneği (ERTA) ev sahipliğinde Türkiye pavilyonunda gerçekleştirilen panel oturumunda lansmanı yapılan standartlar, 29 Aralık 2023 itibariyle Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe alındı. Standartlara göre, beyan edilen kapsam dahilinde olan kurum, kuruluş veya şirketler, Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgileri (TSRS 1) ve İklimle İlgili Açıklamalarını (TSRS 2) 2024 yılı faaliyetlerini içeren 2025 yılı sürdürülebilirlik raporlarında zorunlu olarak beyan etmekle yükümlüler. İlgili düzenlemeye göre; Kurul Kararının 3 üncü Maddesinin Birinci Fıkrasında Sayılan ve Hadlere Tabi Olan İşletmeler Listesi” başlıklı listede yer alan işletmeler arasından; aktif toplamı 500 milyon Türk Lirası, yıllık net satış hasılatı 1 milyar Türk lirası, çalışan sayısı 250 kişi ölçütlerinden en az ikisinin eşik değerlerini art arda iki raporlama döneminde aşan kurum, kuruluş ve işletmelerin, 01/01/2024 tarihi itibaren zorunlu sürdürülebilirlik raporlaması yapmakla yükümlü olacağı açıklandı. İlk uygulamada hadlere uygun olma koşulunu sağlayan 1.400 civarında işletmenin zorunlu raporlamaya tabi olacağı tahmin ediliyor.
*Standartların sektör bazlı uygulanmasına ilişkin rehber Bu süreçte, kurumların uyum sağlaması ve nitelikli bir raporlama yapmalarını sağlamak amacıyla, gerekli düzenlemeler ve eğitim başta olmak üzere bilgilendirme çalışmalarının devam ettiğini görüyoruz. Bu sürece destek olmak üzere son olarak KGK tarafından sektörlere özgü standartların ve uygulama esaslarının neler olacağı konusunda “TSRS 2 İklimle ilgili Açıklamaların Sektör Bazlı Uygulanmasına ilişkin Rehber” taslağını yayımlandı.
Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISBB) çatısı altında konsolide olan Sürdürülebilirlik Muhasebe Standartları Kurulu’nun (SASB) standartlarının temel alındığı ISSB teknik çalışma grubu tarafından hazırlanan 68 alt sektöre ilişkin iklimle ilgili açıklama ve metriklerin belirlenmesi konusunda işletmelere yol gösterici bir kaynak olan ve TSRS 2’nin Sektör Bazlı Uygulanmasına İlişkin Rehber adıyla yayımlanan metinler taslak hâlinde kamuoyuna sunuldu.
Oyunda kalmak için kuralların da ötesine geçmek gerekiyor Global standartlarla uyumlu Türkiye Sürdürülebilirlik Standartları’nın yayınlanmış olması ülkemiz için bir dönüm noktası niteliği taşıyor. Bu gelişmenin, şirketlerin global ortamda rekabet gücünün artması, yatırım ortamının iyileştirilmesi, iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında çok önemli bir etki yaratacağı aşikâr. Zira, iklim krizi kaynaklı değişimler şirketlerin ve kurumların iş yapış biçimlerini gözden geçirmelerini zorunlu kılıyor. Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir geleceği için, şirketlerin işlerini sürdürülebilir kılmaları, değer yaratma modellerini global standartlarla uyumlu şekilde geliştirmeleri ve yatırımcıların taleplerini açık ve şeff af bir şekilde karşılamaları kritik önem taşıyor.
Bu hedeflere ulaşmada ise, entegre ve sürdürülebilirlik raporlamalarının etkin bir şekilde hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu raporlama süreci, şirketlerin sadece finansal performanslarını değil, aynı zamanda çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarındaki etkilerini de dikkate almalarını sağlayacak bir çerçeve sunuyor. Artık şirketlerin sürdürülebilirlikle ilgili konuları göz ardı etmeleri mümkün değil. Gelecek, sürdürülebilir iş modellerine ve şeff afl ığa dayalı kurumsal kültürlere ait. Bu nedenle, şirketlerin bu değişime ayak uydurması ve sürdürülebilirlik ilkelerini iş stratejilerinin merkezine yerleştirmesi olmazsa olmaz.