Birleşmiş Milletler Çevre Programı’na göre dünya genelinde her yıl toplam 931 milyon ton gıda israf ediliyor. Türkiye dünya genelinde en fazla gıdanın israf edildiği ülkeler arasında yer alıyor. 2021 BM Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre, Türkiye’de her yıl 7,7 milyon tondan fazla gıda israf ediliyor.
Sabri Ülker Vakfı Genel Müdürü Begüm Mutuş’un ifade ettiği gibi, gıda israfı, büyük ölçüde gıda okuryazarlığı eksikliğinden kaynaklanıyor. Çocuklar başta olmak üzere toplumun sağlıklı beslenmeye ilişkin her türlü bilimsel bilgiye erişimi sağlayarak sürdürülebilir doğru beslenme alışkanlıkları kazanmasını amaçlayan Vakıf, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’yle (FAO) hayata geçirdiği iş birliği gibi, çok sayıda çalışmaya imza atıyor.
Geçtiğimiz yıl Yenilikçi Gıda Tedariki projesi ile Horizon 2020 Araştırma ve İnovasyon Programı’na kabul edilen Vakıf, gıdanın sürdürülebilirliği üzerine çok önemli bir projede Türkiye’yi temsil ediyor. Bu proje, Avrupa’nın gıda bilgilendirme konusunda tepe organizasyonu olarak kabul edilen Avrupa Gıda Bilgi Konseyi EUFIC’in dünya genelinde başlattığı interaktif meyve sebze haritası projesi. 1995'te kurulan EUFIC, gıda ve sağlığın arkasındaki bilimi daha erişilebilir ve daha kolay anlaşılır hale getirmeyi amaçlıyor. 24 Avrupa ülkesinin 200’den fazla mevsimlik sebze ve meyve rezervlerinin paylaşıldığı meyve sebze haritası, sağlıklı ve sürdürebilir beslenme konusunda farkındalık yaratarak mevsimsel sebze ve meyve tüketimini desteklemeyi amaçlıyor. Dengeli beslenmeyi teşvik ederek gıda sistemlerindeki çevresel etkiyi azaltmak da projenin amaçları arasında yer alıyor.
Türkiye, meyve sebze erişimi açısından bir cennet
Sabri Ülker Vakfı Genel Müdürü Begüm Mutuş, Vakfı’n son dört senedir EUFIC yönetim kurulunda yer aldığını söylerken, “Tüm gıda araştırma projelerine Türkiye’yi dahil etmeyi misyon edindik” diyor. Mutuş, meyve sebze haritasının gıdanın sürdürülebilirliği adına üstlendiği rolü ise şöyle dile getiriyor: “İnteraktif harita çalışmasının amacı, gıdanın sürdürülebilirliğini sağlamak, gıda israfının önlenmesi ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması olarak tanımlanıyor. Kısa tedarik zincirlerinin önemini ortaya koymak, mevsiminde tüketimi teşvik etmek, meyve ve sebzelerin besleyici değerlerini öne çıkarmak başlıca önceliklerimiz.”
EUFIC, bu iş birliğini teklif ettiğinde, Türkiye ile çok veriye ulaşamadığını, var olan kaynakların ise farklı ve dağınık olduğunu ifade etmiş. Sabri Ülker Vakfı da bu noktada Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü TAGEM iş birliğini gündeme getirmiş. “Türkiye, meyve ve sebze erişimi açısından bir cennet. Bu çalışma Türkiye’yi tanıtmak için de çok önemli bir fırsat. TAGEM, Türkiye’nin endemik hafızasına sahip bir kurum. TAGEM bize köylere kadar hangi bölgede hangi ürünlerin yetiştiğine dair bilgileri sundu. Biz de böylece interaktif harita çalışmasına dahil olduk” diyor Mutuş.
Kısa tedarik zincirleri önemli
Türkiye’nin özellikle COVID-19 sürecinde kısa tedarik zincirleri ile nasıl ayakta durduğunu, gıda erişimi konusunda hiçbir sorun yaşamadığını ortaya koymak gerektiğini söyleyen Mutuş, şu yorumları yapıyor: “Türkiye, kısa tedarik zincirleri ve yerel zenginliklerle kriz dönemlerinin nasıl atlatılabileceğinin çok başarılı bir örneği. Pandemi sürecinde tüketicilerin yerel üreticilere olan talebinin artması ve insanların karantina sürecinde sebze ve meyve tüketimine olan eğilimindeki artışın gözlenmesiyle EUFIC tarafından hayata geçirilen proje, güvenilir ve etkileşimli bir mobil uygulama üzerinden insanların sürdürülebilir ve sağlıklı seçimler yapmasında destekleyici olacak.”