Stratejik emtia olmak

Gökçenur ATAMAN
Enerji Yatırımları Danışmanı 

Doğalgazın küresel bir emtia olması sebebiyle fiyatlarının dünyadaki gelişmelerden etkilendiğini görüyoruz. Doğalgaz piyasaları, bölgelerdeki kaynakların özel boru hatlarıyla talep merkezlerine bağlandığı bölgesel pazarlara bölünmüştür. Bugün, doğalgaz piyasaları hızla değişiyor ve bölgesel entegrasyondan daha küreselleşmiş ve birbirine bağımlı bir pazara geçiyor. Bu dönüşüm, gaz piyasasındaki mevcut aşırı arz durumuna rağmen canlı kalan güvenlikle ilgili yeni endişeler yaratıyor. Doğalgaz talebindeki büyümeye ilişkin belirsizlikler ve Avrupa ülkelerinin Doğalgaz ithalatında sorunlar yaşaması, Avrupa'nın Türkiye üzerinden alımlarını daha güvenli hale getiriyor. Türkiye’ye bakacak olursak kıta Avrupa’sındaki fiyat senaryolarının Türkiye’nin geleceğini de belirlediğini söylemek yanlış olmazken şimdilerde ithal eden ülke konumundan aynı zaman da üreten ülke konumuna gelmesi bundan sonraki süreçlerde piyasa dinamiklerini belirleyecek kilit ülke olacağını şimdiden gösteriyor. Türkiye piyasasının Avrupa piyasası ile entegrasyonu da bu varsayımı destekleyici bir argüman olduğu da görülüyor. 

Enerji güvenliği konusunda, iki ana akım yaklaşım söz konusudur: Enerji merkezli bakış ve güvenlik merkezli bakış. Enerji güvenliğinin enerji ağırlıklı tanımı, enerji kaynaklarının bulunabilirliği, erişilebilirliği ve kabul edilebilirliği kavramını içine alıyor. Enerji güvenliğinin, güvenlik ağırlıklı tanımı ise enerji arama, geliştirme, üretim, iletim, çevrim, dağıtım, pazarlama ve tüketim ağındaki tesislerin her türlü saldırıya karşı fiziki olarak korunması anlamını içeriyor. Enerji arz eden devletlerin enerji kaynakları üzerinde kontrollerini giderek arttırmaları, kaynak millileştirme eğilimlerini artıyor. Hiç kuşkusuz Türkiye bu ülkelerden biri olma yolunda adımlar atıyor. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından Batı Karadeniz açıklarında, Türkiye’nin Sakarya Gaz Sahası’nda keşfedilen doğalgaz rezervlerinin üretilmesi, karaya taşınması ve işlenmesi için hayata geçirilmesi için uzun bir yol katetti fakat başardı. TPAO’nun alt kuruluşlarından olan Türkiye Petrolleri Offshore Teknoloji Merkezi (TP-OTC veya Proje Yürütücüsü), proje için proje yönetimi ve mühendislik, tedarik, inşaat ve kurulum işlerini yürütüyor. Üretilen ilave gazın taşınması için yaklaşık 60 santimetre çapında ikinci bir boru hattına ihtiyaç duyulacaktır. Çıkarılan doğalgaz, kara işleme tesisinde işlenip alım standartlarına getirilecek; ardından tesisin bitişiğinde inşa edilecek Ana Ölçüm İstasyonu’nda ölçülerek Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketine (BOTAŞ) ait yaklaşık 36 kilometre uzunlukta bir boru hattı aracılığıyla ulusal doğalgaz şebekesine verilecek. Yatırım, Faz 1 ve Faz 2 olmak üzere iki aşamada gerçekleşti. Faz 1 kapsamında, Sakarya Gaz Sahası’ndaki 10 kuyudan deniz tabanı üretim sistemi aracılığıyla üretilecek doğalgaz, yaklaşık 40 santimetre çapında bir karbon çelik boru hattıyla karaya ulaştırılarak karadaki üretim tesisinde işlenmesi ile Faz 1’de günlük üretim kapasitesi 10 milyon metreküp olacaktır. Faz 2 kapsamında, deniz tabanı üretim sistemine bağlanacak kuyu sayısı 40’a ulaşacaktır. Faz 2’de toplam üretim kapasitesinin günlük 40 milyon metreküpe ulaşması hedefleniyor. Gazın şebekeye verilmesi için giriş noktası olması gerekmekte olup bununla ilgili EPDK tarafından ilan edilmesi de öngörüldüğü biliniyor. Sakarya Gaz Sahası ile ilgili tüm gelişmeler olumlu geri dönüşler yaratsa da stratejik emtia ve Türkiye’nin hub olma hedefleri için yeterli mi? Bunun için gaz aramalarını aralıksız sürdürmeye devam etmeli ve insan kaynağımızı eğiterek sektörümüze kazandırmalıyız. Hub olan ülkeleri incelediğimizde Doğalgaz üreticisi ülkeler olduğunu görebiliyoruz. Doğalgaz Hub'ları yeterli sayıda alıcı ve satıcının adil fiyatlarla ve güvenilir bir ortamda enerji ticareti yaptığı bir platformdur. İkili anlaşmalar ile belirlenen fiyatlardan ziyada gaz hub'ları, alıcılara rasyonel ve rekabetçi bir ortamda belirlenen fiyatları sunması sebebiyle büyük bir avantaja sahip. Altyapısı sağlam ve iyi işlevli bir gaz hub'ı yeterlilik, şeffaflık ve öngörülebilirlik sağlarken Gaz Hub'ları Sanal Gaz Merkezi ve Fiziksel Gaz Merkezi olmak üzere ikiye ayrılıyor. Avrupa’daki NBP (İngiltere), TTF (Hollanda) ve NCG(Almanya) ticaret merkezleri başarılı hub’lara öncülük etmekte. 2014 ve 2015 yıllarında performansa göre yapılan değerlendirme sonucunda Avrupa’nın en başarılı hub’ları İngiliz (NBP) ve Hollandalı (TTF) olmuştur. Stratejik emtia olarak adlandırabileceğimiz sanal gaz hub'ında tüm enerji ticareti varsayımsal bir bölgede gerçekleşiyor. Varsayımsal sistemi olan bir bölgenin hub olarak tanınması için yeterli derecede bir istikrarın sağlanması gerekli. Bu çeşit bir Hub Avrupa enerji piyasasında önemlidir. Fiziksel gaz merkezi ise, gaz şebekelerinin birbirine bağlı bulunduğu büyük bir gaz depolama merkezidir diyebiliriz. Hub ülkelere Örnek verecek olursak gaz üreticisi olan Hollanda ‘nın TTF sistemi gaz dağıtımını kaydeden sanal pazar yeri olan bir sistemi oluşturup nasıl hub olduğunu es geçemeyiz.

Hollanda, doğalgazı hem üreten hem satın alıp tekrar satan bir ülke olarak biliniyor.Uzun yıllar önce ülkenin kuzey bölgelerinde doğalgaz çıkarmaya başlamış ve halen en büyük yataklar da Groningen kenti çevresinde ve burada yer alan Slochteren kasabasında bulunuyor.

Devlet Doğalgaz Kuruluşu GasTerra;nın 2008 yılı rakamlarına göre, Hollanda geçen yıl ülkedeki yataklardan 75 milyar metreküp doğalgaz çıkardı. Bunun yanında 9,1 milyar metreküp de doğalgaz ithal etti. Elde ettiği bütün bu doğalgazın, 33 milyar metreküpü ülke içinde tüketilirken, 50 milyar metreküp doğalgaz da başta Almanya, Belçika ve Fransa olmak üzere öteki Avrupa ülkelerine satıldı ve istikrarlı bir sanal hub bölgesi oldu. Holllanda örneği aslında bizlere Türkiye’nin hub olma idealinin nasıl olabileceğini anlatıyor. Fiziksel veya sanal hub olmak isteyen bir ülke ya da bu doğrudan Türkiye olsa bile biliyoruz ki öncelikle gaz üreticisi ve sanal hub’a sahip olan enerji arz güvenliği sağlamış veya sağlamaya çalışan bir profil oluşturması gerektirir. Görünen o ki üretici ülke olmayı başarsak ta hub olma hayallerimize yaklaşmak için daha çok yol almamız gerekiyor. Tüm bu gelişmeler ışığında Romanya, Azerbaycan, Türkiye, Bulgaristan, Macaristan ve Slovakya Azeri doğalgaz arzı ithalatı konusunda yeni bir anlaşma imzalayacağı biliniyor Sakarya Gaz Sahasına ilişkin gelişmeler beraberinde enerji üreticisi ve transit ülke olmanın yansımalarını tüm dünya ekseninde göreceğiz.

Tüm yazılarını göster