Steven Young ve bir ayrıntının düşündürmesi gerekenler

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ

Yer bilimci Prof. Dr. Celal Şengör, dil bilmediği halde ciddi bilim yaptığına tanıklık ettiği Altan Sungurlu’yu sürekli anar; engin saygısını dile getirir. İşini ciddiye alan, meraklarının rüzgârıyla açık denizlere yelken açan nice dil bilmeyen ama küresel ölçekte kendini kanıtlamış bilim, sanat ve iş insanı var. O insanlar, bir de yabancı dil öğrenme fırsatları yakalasaydı, kendi alanlarında kattıkları değeri kat kat artırabilirdi. Dil, performansı artırmanın önemli bir aracıdır ama tembelliğe sığınmanın gerekçesi de olmamalıdır. Bunu neden yazıyorum? Birçokları bahane üreterek, tembelliklerini gizlemeye çalışır. Günlük medyayı odaklı tararsanız, birçok sorunun “kök nedenlerini” kendi dilinizle de kavrayabilirsiniz.
Medyayı odaklı izlemenin öğreticiliği konusunda size taze bir örnek vermek isterim: Bosch gibi ülkemizde uzun yıllardır üretimin içinde yer alan çok uluslu bir firmanın kendini emekliye ayıran üst yöneticisinin birikimleri bizim entelektüel sermayemizdir. Steven Young’la Vahap Munyar’ın söyleşisinde diyor ki:

“Almanya’daki ekosistemi iyi biliyorum. Almanya’da özellikle küçük ölçekli şirketlerin ‘vâris’- yerine geçecek insan- problemi var. Yani şirketleri devam ettirecek yeni kuşak sıkıntısı söz konusu.”

Küçük ve orta ölçek işyerlerinin ülkede yarattıkları istihdamın, gelirin, sermayenin ve servetin önemi ilgi alanızdaysa, Young’ın saptamasının rüzgârları zihinlerinizin yelkenlerini doldurmalı, sizi değişik limanlarda arayışlara götürmeli:

1- Üretim, ulaşım ve iletişim teknolojilerindeki değişmeler, üretim ilişkilerini değiştirmekte, kırsal kesimin 12 bin yıllık ilişkilerini hızla çözmektedir. Oluşmakta olan yeni geçim örgütlenmesi, kırsal üretimdeki insanların bağımsız emek geliriyle geçindikleri alanlara çekmektedir. Yeni oluşum çekirdek aile gibi bir kurumsal yapıya kaymaktadır. Küçük ve orta ölçek işyerleri kurumsal ekonomiye katkılarının önemli bölümünü aile şirketleri aracılığıyla yapmaktadır. Aile yapısı, üretimle ilişkileri, yaşam biçimleri ve yaşam tarzlarındaki dönüşümü inceleyerek küçük ve orta ölçek iş yerlerinin İhtiyacı olan gerekli “verileri” oluşturarak olgunlaştırılamaz. Veriler eksik olunca, değer yaratma zincirinde doğru konumlanma yapamaz, etkili sonuçlar yaratamayız. Daha ileri giderek, büyük ailenin çözülmesinin etkisini tam olarak kavrayamaz, orta sınıfı oluşturan çekirdek ailenin ihtiyaçlarını tanımlayamayız. Aile-odaklı mülkiyete dayalı ekonomideki gerilememin etkin yönetişimi sağlanamaz “geçiş süreçlerini” en az zararla aşamayız.

2- Küçük ve orta ölçek yapıyı sürdürecek insan kaynağı eksiliyorsa, geçmişteki yapı, işlev ve kültürü sorgulayan ve yarıcı yüzleşmeden yararlanan tutum etkin yönetim aracıdır. Gelir, sermaye ve servet üretiminde “sıfır marjinal maliyetle üretim” olgusunun aile işletmelerine etkilerini net olarak bilmiyorsak aile işletmelerin doğru konumlanmasına katkımız sınırlı kalır. “Sıfır faiz olgusunun” borç yaratma kapasitesini, dövizleri etkilerini, faiz oranları ile para talebi arasındaki ilişkilerini, kısa dönemli yatırımları uzun dönemli üretken yatırımlara dönüştürmesi yol ve yöntemlerini bütünsel değerlendirmek gerekir.

3- Steven Yonug’ın saptaması bize diyor ki: Yenilenen ekosistemlerin küçük ve orta ölçek işyerlerine, özellikle de aile işletmelerine olası etkilerini sorgulatmalı. Yeni üretim, ulaşım ve iletişim teknolojilerinin iç bütünlüğünün aile kurumunda neden olduğu dönüşümleri derinliğine kavrayamayız. Yeni kurumsal yapı ihtiyaçlarını, yeni iş süreçlerini, yeni hammaddeleri, bileşenler ve imalat süreçlerini- yukarı akımı- gözlemeliyiz. Dağıtım ve pazarlama gibi –aşağı akım- süreçlerinde de olup bitenlerin farkına varmalıyız. Farkına varamazsak dijital ekonominin gerektirdiği güçlendiren, sürdüren ve verimlilik yeniliklerinin sürdürülebilirliğini güven altına alamayız. Aile işletmelerinde devredilen gelir, sermaye ve serveti değişen koşullara uygun biçimde yönetemeyiz.

4- “Vâris ” kaynağındaki kurumayı kavrayabilirsek, aile işletmelerinin yeni ihtiyaçlarını anlar, yeni veriler oluşturur, tutarlı modellerle değerlendirmeler yaparak, doğru konumlanma yapabiliriz. Gidişatın nereye doğru olduğunu bilmek, anlamak ve anlamlandırmak için birkaç adımı birlikte atmalıyız: İş örgütlenmesinin ve aile işletmelerinin yeni ihtiyaç haritalarını yapabilmek için “dinamik envanterlere” sahip olmalı, var olan veri ihtiyacı ile yeni veri ihtiyacını, veri olgunlaştırmayı öncelikli sorun haline getirmeliyiz. Yetmez, küçük ve orta ölçek yapının, özelinde aile işletmelerinin yeni ihtiyaçlarını değerlendirecek zihni modellerin varsayımlarını sorgulamalı, gerekli olanları modele eklemeliyiz. Değerlendirmelerimizi ciddi öngörme ve önlem alma disiplinine dönüştürmeli; uygulamaları geribildirim döngüleriyle ödünsüz gözetim ve denetimle izlemeli ve yeniden üretim mekanizmalarını işletmeliyiz.

5- Ülkemizdeki küçük ve orta ölçek yapı, aile-şirketi odaklı işyerlerimizde vâris pınarlarının kurumasının bir başka sorgulama alanı gelecek mimarisi üzerine kafa yormaktır. İş ve aile bağlantılarının yönü ve hızını izlemeli ve gözlemeliyiz. Küçük ve orta ölçek yapıdaki kaynak mülkiyet yapısının dönüşümünün bileşen ve bağlamlarını bilmeliyiz. Coğrafi erişebilirlik, bireyin becerisine bağlı üretim alanları, yasal düzenlemelerin getirdiği kısıtlamalar gibi küçük ve orta ölçek yapının varoluşunun temelini oluşturan alanlarda neler olduğunu sorgulamalıyız. Teknolojinin hangi alanlarının insanın yerini aldığını, hangilerinin yeni iş alanları yarattığını bilerek konumlanma stratejilerini geliştirmeliyiz.

Küçük ve orta ölçekte “vâris sorunu” ne denli geniş açılı bir bakış gerektirdiğini özetle paylaştık. Söylediklerimizin büyük bir çoğunluğu doğru olabileceği gibi, yanlış değerlendirme de yapmış olabiliriz. Değerlendirme engellerini aşmanın yolu ortak aklı harekete geçiren tartışmalardır. Sözünü ettiğim konularda yanlışlarımı, neden yanlış olduğunu açıklayan gerekçeleri bilmek bizi zenginleştirir. İlgili olanlar yorumlarını esirgememeli, tartışmanın bir parçası olmalıdır.

Tüm yazılarını göster