TOBB ETÜ İşletme Bölüm Başkanı Ramazan Aktaş , Prof. Dr. M. Mete Doğanay, Araştırma Görevlisi Tunahan Tayar ile birlikte “Günümüzün Yükselen Değerleri Olan Start-Up Firmalarının Değerlemesi” başlığı ile yaptıkları değerli çalışmayı, start-up firmalarına ve bu alana ilgi duyan okurlarımıza yararlı olacağı inancı ile paylaşmak istiyorum..
Ramazan hoca reel sektörün, KOBİ’lerin sorunlarını iyi bilen gerek akademik dünyasında gerekse sahada bu alanda değerli çalışmalar yapan bilim insanlarımızdan.
Günümüzde önemi ve değeri artan strat-up firmalara katkıda olacağı inancı ile üç bilim insanımızın yaptığı çalışmanın bütünlüğünü bozmadan( yer darlığı nedeni ile ) çalışmayı özenle özetleyerek sizlere sunuyorum:
“Günümüzde dünyanın önde gelen, piyasa değeri açısından dikkatleri üzerine çeken pek çok firma esasen bundan 20 – 30 belki de 10 yıl öncesinde küçük bir start-up olarak iş dünyasına girmiştir.
Bu firmalar çeşitlenen ihtiyaçlara karşı çok hızlı şekilde yaratıcı ürün ve hizmetler sunarak kısa sürede çok sayıda köklü firmayı piyasadan dışlamışlardır.
Girişimcilik ekosisteminin oluşturduğu sinerjinin start-up firmalarına büyük katkısı olmaktadır.
Ülkemizde de pek çok üniversite içerisinde teknoloji merkezleri, garajlar gibi yerler hizmete sokularak girişimcilerin önü açılmaya çalışılmaktadır.
Bu alanlarda girişimcilerin, hem ihtiyaçları olan mentörlüğe erişimi kolaylaşmakta hem de kaynaklara erişim imkânları artmaktadır.
Bunun yanında dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de girişimcilerin önünü açabilmek için başta KOSGEB ve TÜBİTAK olmak üzere birçok kurum hibe ve kredi gibi olanakları sunmaktadır.
Bu kurumların dışında aynı zamanda melek yatırımcılık kavramı da ülkemizde büyük gelişme gösteren müesseselerdendir.
Melek yatırımcılar, start-up firmalarına ortak olarak hem finansal anlamda hem de teknik bilgi bağlamında yardımcı olmaktadırlar.
Girişimci firmalara destek sağlayan kurum ve yatırımcıların pek çoğu standartlaştırılmış iş planlarını kullanarak desteğin sağlanıp-sağlanamayacağına karar vermektedir.
Bazı kurumlar ve yatırımcılar ise proje sunumları ile girişimin değerini ya da potansiyelini tespit etmeye çalışmaktadır.
Günümüzün küresel iş dünyasının yükselen yıldızları olan start-up firmalarının toplum refahının geleceği açısından da önemi oldukça yüksektir.
Bu yüzden, bu alanda yapılan yatırımlar ve girişimciliğin önünü açmak için sağlanan olanaklar ve teşvikler her geçen gün artmaktadır.
Ancak yapılan yatırımların çoğu ne yazık ki olumlu sonuçlanamamaktadır.
Silikon vadisinde bile iş meleğinin bir start-updan para kazanma ihtimali %10’dur.
Çoğu start-up firmasının ise halka açıldıktan sonra battığı görülmektedir.
Bu olumsuz sonuçlar göz önüne alındığında start-up firmalarına özgü çağdaş değerleme yöntemlerinin kullanılması sadece yatırımcılara değil, ek olarak start-up firmalarına ve denetleyici-düzenleyici kuruluşlara da yeni bir bakış açısı kazandıracaktır.
Start-up firmalarının değer tespiti sırasında makroekonomik ve firma bazlı risklere de değinilmesi gerçeği, politika yapıcılara da bu firmaların geleceğine yönelik oluşturulacak makro plan ve politikalar bakımından önemli katkı sağlayabilecektir.
İş planı ya da iş modeli kanvası gibi yaklaşımlar genel bakış açısı sağlaması ve olası risklerin değerlendirilmesi konusunda etkili ve kolay araçlardır.
Ancak melek yatırımcıların (bireysel katılım sermayedarlarının), risk sermayesi şirketlerinin ya da özel girişim fonlarının start-up firmalarına sağladığı büyük bütçeli ve kapsamlı desteklerin daha başarılı ve firma geleceği ile orantılı olarak yapılması için daha gelişmiş ve güncel yöntemlerin de destekleyici olarak kullanılması büyük önem arz etmektedir.
Böylelikle hem start-up firmalarının kendi durumlarını daha iyi tespit etmesi hem de yatırımcıların daha başarılı yatırımlara imza atması sağlanabilecektir.
Yatırım, satın alma, birleşme, halka açılma gibi alanlarda firmaların en sık başvurduğu yaklaşım, lisanslı kurumlar tarafından yapılan değerleme analizleridir.
Değerleme analizlerinde kullanılan klasik yöntemlerin doğru bir şekilde tespit yapabilmesi için önemli faktörler; firmanın hâlihazırda geçmiş yıllardan gelen maliyet ve gelir rakamlarının olması ve gerekli tüm finansal bilgilerin sağlanabilmesi için yeterli bir muhasebe-finans biriminin var olmasıdır.
Olgunluk döneminde olan pek çok firmanın bahsedilen bu tür bilgileri yeterli düzeyde sağlayacak kapasitesi bulunduğu için değer tespit işlemleri güvenilirliği yüksek seviyede olacak şekilde yetkili kurumlar tarafından yapılabilmektedir.
Ancak henüz iş dünyasına yeni girmiş ve belki de daha üretim aşamasına geçmemiş bir start-up firmasının iş planı üzerinden sağlanan finansal bilgiler ışığında klasik değerleme yöntemleri ile doğru sonuçların alınması çok güçtür.
Son yıllarda klasik firma değerleme yöntemlerinin start-up firmalarına uygulanmasında ortaya çıkan eksik yönlerin geliştirilmesi ve ortadan kaldırılması için var olan klasik yöntemlerden esinlenerek güncel değerleme yaklaşımları benimsenmiştir.
Güncel finans literatüründe büyük yer edinen bu yöntemlerin alanda uzman ve yetkili kişiler tarafından kullanılması, iş dünyasında büyük gelişmelerin sağlanmasına imkân kılacaktır.
start-up firmalarının doğasını düşünerek geliştirilen değerleme yöntemlerinden bazılarının isimleri aşağıda sıralanmıştır:
• Karşılaştırılabilir Fiyatlama Yöntemi
• Eşdeğer Firma Kurma Maliyeti Yöntemi
• Aşama Yöntemiyle Değerleme
• Puan Kartı Yöntemi
• Piyasa Çarpanları Yöntemi
• İndirgenmiş Nakit Akımları Yöntemi
Bu yöntemlerden bazıları (“Piyasa Çarpanları” ve “Karşılaştırılabilir Fiyatlama Yöntemi”) piyasa dengesi varsayımıyla start-up firmasının değerini tespit etmeye çalışmaktadır.
Ancak önemli nokta güvenilirliği yüksek değerleme modellerinin kullanılarak en iyi tespitin yapılabilmesidir.
Bu amaçla start-up firmasının faaliyet alanının doğası göz önünde bulundurularak yöntemlerin hepsinin ağırlıklandırılmış ortalamasının kullanılması en uygun yaklaşımdır.
Bu sayede her bir yöntemin eksik yönlerinin diğer yöntemlerin hesaba katılarak giderilmesine olanak sağlanabilmektedir.
Ayrıca bulunan bu değerler firma değerinin tespiti için yapılacak olan müzakereler için bakış açısı sağlayacaktır.
Gerçek değer, müzakereler sonucunda ortaya çıkacaktır.
Bu yüzden start-up değerlemesi sonucunda bulunacak ortak değer, bu yaklaşımları iyi kullanma becerisi kadar müzakere sanatına da bağlıdır” deniliyor.
Değerli üç bilim insanımızın “Start-Up firmaların değerlemesi”ne ilişkin çalışmanın, konuya ilgi duyan okurlarımıza yararlı olacağı inancı ile hocalarımızın de ellerine sağlık diyorum.