Netflix dizisi Squid Game (serbest tercümeyle: Kalamar Oyunu) Netflix tarihinin en çok izlenen yapımı olma yolunda ilerliyor. Bu hafta onun çağrıştırdıklarını konuşalım.
GÜNEY KORE’NİN KÜLTÜREL ATAĞI. Benim neslim Güney Kore-Türkiye kıyaslamasıyla büyüdü. 1980’de Türkiye’nin kişi başına düşen milli geliri daha yüksekken bugün Güney Kore’ninki üç katımızdan daha fazla (30 bin dolar). Eskiden üretim, ihracat, tasarruf ve araştırma-geliştirme etrafında ele alınan bu kalkınma hikayesi, giderek kültür-sanat alanındaki hamlelerle anılıyor: bir alt-kültür haline gelen Kore pop müziği K-pop; gerek kendileri gerek uyarlamaları ilgi gören Kore dizileri ve İngilizce dışı bir dilde olup da en iyi film Oscar’ını kazanan ilk yapım Parazit. Hizmet sektörü ihracatının hızla yüksek ölçeğe ulaşabilmesi ve ülke markasına katkısı mühim.
YILDIZ PROJENİN ÖNEMİ. Her biri birbirinden farklı özelliklerdeki 83 ülkede en çok izlenen yapım olmak, hiç kolay bir iş değil. Böyle bir projeyi yakalayabilmek mutlaka kabiliyet ve emek gerektiriyor. Ancak bunların ötesinde, ciddi bir kaynak ihtiyacından da bahsediyoruz. Netflix’in seneye Güney Kore’deki film stüdyoları için ayırdığı bütçe 500 milyon dolar! Tabii doğru yapımı yakalamanın getirisi de yüksek. Squid Game’in lansmanından beri Netflix hissesi yüzde 10 arttı. Piyasa değeri 280 milyar dolar (Borsa İstanbul’da işlem gören tüm şirketlerin toplamından daha fazla) olan bir firma için bu artış hayli önemli!
NET NEUTRALITY. Bu kavram, internet servis sağlayıcılarının, hatları üzerinden geçen her içeriğe eşit davranması anlamına geliyor. İnternet trafiğinden para kazanan firmalarla altyapı yatırımını yapanlar farklı olduğu için tartışmalı bir prensip. Örneğin, 2020’deki bir araştırma, internet trafiğinin yüzde 15’inin Youtube, yüzde 11’inin ise Netflix’den geldiğini söylüyor. Bir başka örnek, Netflix’in Güney Kore’deki veri kullanımı son üç yılda 24 katına çıkması. Bu çerçevede, Güney Kore’de en az 1 milyon üyesi olan ve trafiğin yüzde 1’inden fazlasına yol açan firmalar altyapı şirketlerine bakım masrafları için katılım payı ödüyor. Netflix, ABD’de de telekom firmalarına ilave ödemeler yapıyor. Ancak mesele bu kadarla çözülmüyor. Zira, finansmana kolay erişebilen büyük şirketler bu maliyetlere katlanabilirken pazara yeni giren rakiplerinin bunu yapması zor. Net neutrality konusu bir süre daha gündemde olacak.
EŞİTSİZLİK. Dizinin konusu, borçlu kişilerin para ödülü için oyunlar oynaması ve bunun başkaları için bir eğlence haline gelmesi (spoiler sayılmaz diye umuyorum). Eski Roma’daki gladyatör dövüşlerini akla getiren bir manzara. Düşük/ negatif faiz politikası da dahil çeşitli sebeplerden katmerlenen servet eşitsizliği ve orta sınıfın erimesi giderek daha sık gündeme geliyor. Örneğin OECD, bunu en önemli konu olarak görüyor. Şirketler açısından baktığımızda, bu tartışmanın ticari taleplerde (yatırımcılar veya finansörlerin adil ücret standartları) veya kamu politikalarında (vergi oranları, asgari ücret) değişiklikler tetiklemesi ihtimali var.
Kültür-sanatı hem keyif almak hem de dünyadaki eğilimleri sezmek için takipte yarar var!