Recep ÇETİN
Yeminli Mali Müşavir
Döviz kurlarındaki artış, cari açık ve özellikle Covid-19 pandemisi sebebiyle artan kamu harcamaları Devletin gelire olan ihtiyacını artırmıştır. Bu ihtiyaca paralel olarak yeni gelir kaynağı yaratma veya mevcut gelir kaynaklarını rehabilite etmek amacıyla yapılan yasal düzenlemeler, beraberinde bazı sorunları da ortaya çıkarmıştır. Bu yazımızda sporcu ücretlerinin vergilendirilmesi kapsamında yapılan yasal düzenlemeler ile ortaya çıkabilecek sorunlara yer verilmiştir.
Bilindiği üzere Türk Vergi Sisteminde sporcuların vergilendirilmesi, diğer ücret gelirinin vergilendirilmesinden ayrı olarak, özel bir rejime tabi tutulmuş ve 193 sayılı GVK’ nın Geçici 72. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddede 7194 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmadan önce;
Sporculara yapılan ücret ve ücret sayılan ödemelerden;
1) En üst ligdekiler için % 15,
2) En üst altı ligdekiler için % 10,
3) Diğer liglerdekiler için % 5,
oranında yapılacak tevkifat ile gelir vergisi tahakkuk ettirilmekte ve sporcular için ayrıca beyanname verme zorunluluğu bulunmamaktaydı. Başka bir deyişle tevkifat uygulaması nihai bir vergilemeydi.
Ancak, 7194 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile “en üst liglerde” faaliyet gösteren sporcular için gelir vergisi stopaj oranı % 15’ten % 20’ ye çıkarılmış ve ayrıca ödenen ücret toplamının belirli tutarı (2021 yılı için 650.000-TL) aşması durumunda sporcular için yıllık gelir vergisi beyannamesi verme yükümlülüğü getirilmiştir. Yıllık beyanname verilmesi durumunda ise beyan edilen bu gelirler üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, kulüplerce vergi dairesine ödenmiş olması şartıyla, kesilen vergilerin mahsup edileceği hüküm altına alınmıştır.
Yıllık gelir vergisi beyannamesi verme zorunluluğu olan sporcular, takvim yılı bazında elde ettikleri brüt ücretleri üzerinden, kulüpleri tarafından tahakkuk anında kesilerek vergi dairesine ödenen % 20 stopaj tutarını mahsup edecekler ve kalan tutarı vergi dairesine ödeyeceklerdir.
Örneğin; X Spor Kulübü 2021 yılı içerisinde sözleşme düzenlediği sporcu P.A. ‘ya brüt 5 milyon TL ücret ödemiştir.
X Spor Kulübü ödediği brüt tutar üzerinden % 20 oranında kestiği stopaj tutarı olan 1 milyon TL’yi vergi dairesine ödemiştir.
Sporcu P.A. Mart/2022 döneminde vereceği yıllık gelir vergisi beyannamesinde beyan edeceği 5 milyon TL ücret tutarı üzerinden tahakkuk eden yaklaşık (en üst vergi dilimine girdiği kabulüyle - % 40) 2 milyon TL vergiden, kulüp tarafından ödenen 1 milyon TL’yi mahsup edecek ve fark 1 milyon TL’ yi vergiyi vergi dairesine ödeyecektir.
Türkiye’de başta futbol olmak üzere, basketbol, voleybol ve diğer branşlarda faaliyet gösteren sporcuların neredeyse tamamı “net ücret” üzerinden sözleşme imzalamakta ve ücret gelirleri üzerindeki tüm vergi yükünü kulüplerin üzerinde bırakmaktadır. Kanun değişikliği öncesinde “en üst ligler” için belirlenen tevkifat oranı % 15 ve nihai vergileme iken bu husus çok fazla sorun gibi görünmemekteydi. Örneğin, profesyonel bir futbolcu ile net 10.000.000 TL üzerinden sözleşme imzalanmışsa kulüplerin üzerindeki vergi yükü (10.000.000 / 0,85 * 0,15) 1.764.705-TL ve toplam sözleşme yükümlülüğü 11.764.705 TL olmaktaydı.
Ancak yeni düzenlemede stopaj oranındaki artış ve sporculara getirilen beyanname verme yükümlülüğü sebebiyle, yine sporcuların vergiler hariç “net ücret” üzerinden anlaştığı kabulüyle spor kulüplerine ciddi bir maliyet getirmiştir. Yukarıdaki örneği devam ettirdiğimizde “net 10.000.000 TL” üzerinden sözleşme düzenlenen bir futbolcu için kulüp net ücreti brüte iblağ ederek % 20 gelir vergisi tevkifatı yapacak, ayrıca sporcu beyanname vereceğinden GVK 103. madde dördüncü diliminde yer alan yaklaşık % 40 oranında vergi tahakkuk ettirilecek ve kulüp tarafından ödenen % 20 tevkifat tutarı mahsup edilecektir. Dolayısıyla sözleşme gereği tüm vergi yükünün kulüplerin üzerinde kaldığı gerçeğiyle, kulüp üzerindeki vergi yükü toplamda 6.666.666 TL ve toplam sözleşme yükümlülüğü 16.666.666 TL olacaktır. Görüleceği üzere Kanun değişikliğinden sonra kulüplerin sporcuya ödeyeceği aynı “net 10.000.000 TL ücret” üzerinden katlanacağı vergi farkı 4.901.961 TL artmış olacaktır.
Gerek Covid-19 pandemisi sebebiyle azalan reklam, yayın ve bilet gelirleri ve gerekse kurlardaki artış sebebiyle yükselen maliyetler kulüp finansalları için ciddi tehlike arz etmektedir. Özellikle kurlardaki ciddi artış sadece sporcu ücretlerini değil, bu ücretler üzerindeki vergi yükünü de aynı oranda artırdığını söylemek yanlış olmaz.
Ancak sporcu ücretlerindeki vergileme rejiminin değişmesindeki esas sorun, başka bir deyişle bu değişiklik sebebiyle hem kulübü, hem sporcuyu, hem de Devleti bekleyen sorunlar yazımızın devamında açıklanmaya çalışılmıştır.
Sporcular tarafından verilen Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ile tahakkuk eden vergiden, kulüp tarafından kesilen stopaj tutarının mahsup edilebilmesi için stopajın ödenmiş olması şartı bulunmaktadır. Bu husus, Kanun maddesinde açık olarak belirtilmiştir.
Ancak, Türkiye’de 4 büyük spor kulübü de dahil neredeyse bütün kulüpler sporcu ücretlerinden kesmiş oldukları stopajları vadesinde öde/yememektedir. Kulüpler tarafından kesilen ancak süresinde ödenmeyen bu borçlar, 7143, 7256 ve 7326 sayılı genel yapılandırma kanunları ile yapılandırılarak 36 taksit / 6 yıl süresince vadelendirilmekte ve bu sürelerde ödenmektedir. Ve hatta bazıları yeni yapılandırma kanunu ile bozulup yeniden yapılandırılarak vadeleri bir 6 yıl daha ötelenebilmektedir.
Ancak, GVK Geçici 72. maddesinde sporcular tarafından verilecek Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinde tahakkuk eden vergiden kulüp tarafından kesilerek ödenmiş olan verginin mahsubunun yapılacağı açık olarak belirtilmiştir.
İşte sorun tam da burada ortaya çıkmaktadır;
Aynı matrah üzerinden iki defa vergi alınması sebebiyle yapılacak iade koşullarının oluşması için mükerrer vergilerin ödenmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, verginin Hazineye girmiş olması gerekmektedir. Kulüpler tarafından yapılandırma kanunları çerçevesinde taksitlendirilen ve önümüzdeki dönemlerde taksitlendirilecek vergilerin ödeneceği sürenin minimum 6 yıl olabileceğini dikkate aldığımızda yapılacak iadenin, hem kulüp tarafından hem de vergi dairesi tarafından takibi pek de mümkün görünmemektedir.
Öte yandan vergi dairesi tarafından, mükerrer ödenen stopaj tutarının sporcuya iade edilebileceğini düşünürsek, hem iadenin yapılacağı süre (minimum 6 yıl) hem de sporcunun kulüpten ayrılmış olabileceği (kaldı ki yabancı sporcuysa sorun daha da büyüyecektir) varsayımıyla kulüp çok büyük bir vergi maliyetine katlanacaktır.
Peki bu sorunun çözümü var mı?
Bu soruya olumlu cevap vermek mümkün! 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 72. maddesinin 2. bendinde yer alan mahsup şartının tevkifatın ödenmesine değil, tahakkuk ettirilmesine veya tahakkuk ettirilen borcun tecil ve taksitlendirilmiş olmasına bağlanması şeklinde bir yasal düzenleme sorunu çözecektir.
Ancak gerek Covid-19 pandemisi ve gerekse döviz kurlarındaki artış sebebiyle finansal yapıları bozulan kulüpler için 7194 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesine dönmek, başka bir deyişle “ % 15 stopaj ve nihai vergileme” kulüplerin ve sporun sağlıklı bir zeminde yürümesi için daha uygun olacaktır.