Recep ÇETİN - YMM
26.04.2022 tarih ve 31821 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7405 sayılı Spor Kulüpleri Ve Spor Federasyonları Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihe kadar spor kulüpleri iki ayrı statüde faaliyetlerini yürütmekteydi. Dernekler Kanunu hükümlerine göre kurulan dernek statüsündeki spor kulüpleri ile Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulan anonim şirketler.
7405 sayılı Kanun ile birlikte kanun koyucu, dernek şeklinde örgütlenen spor kulüpleri yerine, ‘spor kulübü’ adı altında dernek yapılanmasından bağımsız yeni bir özel hukuk tüzel kişiliği ortaya çıkarmıştır. Söz konusu Kanun’da, Spor Kulübü; “Bakanlık ve spor federasyonlarının faaliyetlerine katılmak amacıyla Bakanlığa tescilini yaptıran özel hukuk tüzel kişileri” olarak tanımlanmıştır.
7405 sayılı Kanun’dan önceki düzenleme ile dernek olarak kurulan spor kulüpleri için vergi kanunları açısından herhangi bir kavram sorunu bulunmamaktaydı. Çünkü, “dernek” lerin başlı başına bir kurum olarak vergi kanunlarında karşılığı yer almaktaydı.
Ancak 7405 sayılı Kanun ile dernekler yerine ihdas edilen “spor kulübü” müessesesinin vergi kanunlarındaki hukuki niteliği tanımlanmamıştır. İşin ilginç yanı 7405 sayılı Kanun’un geçici maddelerinde ya da geçiş hükümlerinde vergi kanunlarına herhangi bir atıf da yapılmamıştır.
Bu sebeple, yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar aşağıdaki sorunların yaşanması muhtemel görünüyor.
“(1) Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kamu yararına çalışan dernek statüsünü kazanmış olan gençlik ve spor kulüpleri ile Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonunun kamu yararına çalışma statüsü devam eder ve kamu yararına çalışan derneklere tanınan haklardan yararlanır.” şeklinde hüküm tesis edilmiş olsa da Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunu lafzında “spor kulüpleri” geçmediğinden uygulamada tereddüt oluşabilecektir.
Yukarıda örnek olarak verilen tereddütlü ve yaşanması muhtemel sorunları çoğaltmak ve detaylandırmak mümkündür.
Somut bir örnek üzerinden gidecek olursak; Süper Lig’de dernek statüsünde mücadele eden bir futbol kulübünün 7405 sayılı Kanun ile düzenlenen yükümlülükleri yerine getirdiğini ve dernek kapsamından çıkarak “spor kulübü” olarak tescil edildiğini kabul edelim. Söz konusu spor kulübünün Ocak/2023 transfer tescil döneminde satacağı futbolcu için düzenlenecek faturada KDV hesaplayacak mıdır?
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 8. maddesine göre; “mükellef”, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettübeden gerçek veya tüzel kişi olup, “vergi sorumlusu” ise verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişi olarak tanımlanmıştır. Bu noktada spor kulüpleri ya da spor kulüpleri tarafından işletilen iktisadi işletmelerin mükellefiyet ve vergi sorumlusu olup olmadıkları belli değildir.
7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’nun “Genel Gerekçesi” ne bakıldığında;
“Derneklerin kazanç paylaşma amacıyla kurulamayacağına ilişkin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 5253 sayılı Dernekler Kanununda yer alan hükümler ve sporun bir endüstri haline geldiği gerçeği göz önüne alındığında; sporun en önemli aktörleri olan spor kulüplerinin dernek statüsünde devam etmelerinin artık mümkün olmadığı açıktır. Bu nedenle, spor kulüplerinin dernekler mevzuatından çıkarılıp farklı bir yasal düzenlemeye tabi tutulması zorunludur” açıklamalarına yer verilmiştir. Görüleceği üzere kanun koyucunun “spor kulübü” kurumunu ihdas ederek dernekten farklı bir hukuki statü belirlemek istediği açıktır.
Öte yandan 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’nun “Geçiş Hükümleri” başlıklı geçici 1. maddesi ile;
(1) Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kamu yararına çalışan dernek statüsünü kazanmış olan gençlik ve spor kulüpleri ile Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonunun kamu yararına çalışma statüsü devam eder ve kamu yararına çalışan derneklere tanınan haklardan yararlanır.
(2) Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 5253 sayılı Kanun kapsamında kurulmuş ve Bakanlık veya Türkiye Futbol Federasyonu tarafından tescil edilmiş olan spor kulüplerinin, İçişleri Bakanlığı nezdindeki dosya ve kayıtları, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç üç ay içinde Bakanlığa devir ve teslim edilir.
……
(5) Spor kulüpleri ve üst kuruluşları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç bir yıl içinde tüzükleri ile idari ve mali yapılarını bu Kanun hükümlerine uygun hâle getirir. Bu süre içinde uygunluğunu sağlayamayanlara altı aya kadar ek süre verilebilir. Buna rağmen uygunluğunu sağlayamayanların Bakanlık nezdindeki tescilleri iptal edilir.
hükmü düzenlenmiş olup, geçici 3. madde ile de “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri; Bakanlık ve spor federasyonları tarafından çıkarılması öngörülen alt düzenlemeler yürürlüğe girinceye kadar geçerliliğini sürdürür.”
hükmü ile yeni düzenlemeye geçiş şartları belirtilmiştir.
Yine 7405 sayılı Kanun’un “Hüküm bulunmayan hâller” başlıklı 46. maddesine göre “Spor federasyonları ile ilgili olarak bu Kanunda hüküm bulunmayan konularda, spor federasyonlarının kendi kuruluş kanunları, 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu, 4721 sayılı Kanun ile 5253 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.” hükmü ile bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu, Medeni Kanun ile Dernekler Kanunu’nda yer alan hükümlerin uygulanacağı konusunda ilgili kanunlara atıf yapılmıştır.
Yukarıda yer alan geçiş hükümleri ve hüküm bulunmayan hallerde uygulanacak kanunların hiçbirinde vergi kanunlarına atıf yapılmamıştır. Bu hususun, kanun hazırlanırken dikkatlerden kaçtığını düşünüyoruz.
7405 sayılı Kanun’da yer alan düzenlemeler incelendiğinde birçok hükmün Dernekler Kanunu’na paralellik gösterdiği ve yine birçok hükümde Türk Medeni Kanunu’nun derneklere ilişkin hükümlerine ve Dernekler Kanunu’na atıf yapıldığı açıkça görülmektedir. Bir an için vergi kanunlarında, dernekler için uygulanan hükümlerin spor kulüplerine de teşmil edilebileceği düşünülse de “hukuki güvenlik”, “verginin yasallığı” ve “kıyas yasağı” ilkeleri gereği mümkün görünmemektedir.
Verginin yasallığı ilkesinin gereği olarak T.C. Anayasasının “Vergi ödevi” başlıklı 73. maddesine göre;
“……Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla koyulur, değiştirilir veya kaldırılır.
Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Cumhurbaşkanına verilebilir” hükmü gereğince 7405 sayılı Kanun ile ihdas edilen “spor kulüpleri” nin vergi kanunları karşısındaki mükellefiyet durumları ancak kanun düzenlemesi ile yapılabilecektir.
7405 sayılı Kanun ile, vergi ve diğer kanunlarda “derneklere yapılan atıfların spor kulüplerine yapılmış sayılacağı” şeklinde bir düzenleme yapılmış olsaydı bazı tereddütler ortadan kaldırılabilirdi ancak bu düzenleme de tam anlamıyla sorunu çözememektedir. Örneğin 3065 sayılı KDV Kanunu’nun “İstisnaların sınırı” başlıklı 19. maddesindeki “Diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna hükümleri bu vergi bakımından geçersizdir. Katma değer vergisine ilişkin istisna ve muafiyetler ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir” şeklindeki hüküm gereği spor kulüpleri ile ilgili KDV yönünden yapılacak düzenleme, ancak KDV Kanunu’na eklenecek hükümle olabilecektir.
7405 sayılı Kanun’un hazırlanması ve onaylanması aşamasında gözden kaçtığını düşündüğümüz yukarıda yer alan tereddütlü hususların çıkarılacak bir torba yasa ile, ilgili kanunlarda yapılacak düzenlemelerle giderilebileceğini söyleyebiliriz.