Bugünlerde Fransa’da sokaklar çok karışık. Emeklilik yaşının iki yaş daha büyütülerek 64 yaşına çıkarılmasını ve yüksek enflasyonu protesto için başlayan gösteriler şiddete dönüştü. Göstericiler polisle çatışıyor, etrafı yakıp yıkıyorlar. İşte tam bu karmaşanın ortasında bir kadın bakanın Playboy Dergisi’ne poz verdiği haberi basına sızdı. Bunu fırsat bilen fotoşopçular kadın bakanın fantezilerindeki uyduruk resimlerini ürettiler. Ve siyasiler birbiri ardınca kadın bakana yaylım ateşi açtılar.
Playboy, bir devre damgasını vurmuş ve dünyada cinsellik konusunda yaşanmış devrimin öncüsü bir yayındır. Bu nedenle önce bu derginin gelişiminden ve daha sonra da ilginç bir siyasetçi olan Marléne Schiappa’dan söz edeceğim.
Playboy Dergisi, Hugh Hefner ve arkadaşları tarafından 1953 yılında Chicago’da çıkarılmıştır. İlginçtir ki, cinsellik devriminde önemli bir yeri olan Playboy’un kurucusu Hefner, Nebraskalı muhafazakâr bir ailenin çocuğudur. Baba muhasebeci, annesi ise öğretmendir. Hatta annesi onun dine hizmet etmesini ve misyoner olmasını istermiştir. Ama o farklı bir kariyer yolu seçmiş önce yazar ve sonra da işadamı olmuştur.
Hefner, İkinci Dünya Savaşı’nın son yıllarında ve sonrasında (1944-1946) ordu gazetesinde (US Amy) yazar olarak çalışmış. Yükseköğrenimini University of Illinois’de çift dalda yapmış; psikoloji, yaratıcı yazarlık ve sanat. Üniversitedeki öğrenimini iki buçuk yılda bitirerek 1949 yılında mezun olmuş. Yine bir erkek dergisi olan ve o dönemin basın devi “Hearst Corporation” tarafından çıkarılan “Esquire Dergisi”nde reklam yazarı olarak çalışmaya başlamış.
İnsan yaşamında bazı olaylar dönüm noktası olur ve hayat akışı değişir. Hefner’de de öyle olmuş. Maaşında istediği 5 dolar zammı alamayınca istifa etmiş. İstifa ettiği güçlü dergiye rakip bir dergi çıkarmak için harekete geçmiş. Bankadan ipotekle 600 dolar kredi almış ve 45 yatırımcıdan da 8.000 dolar toplamış. Bu yatırımcılar arasında 1000 dolar ile Hugh Hefner’in annesi de varmış. Bir röportajında Hefner, annesi için şöyle demiş: “Girişime değil, ama oğluna inanıyordu”.
Playboy’un ilk sayısı 1953 yılında yayınlanmış. Ve ilk sayı 50.000’den fazla satmış. Tahmin edin ilk sayısının kapağında kimin resmi varmış? Marilyn Monroe’nun. Aslında Monroe, Playboy için poz vermemiş. İşsiz bir oyuncu iken araba ödemesini yapabilmek için 50 dolar karşılığı başka bir isim altında çıplak poz vermiş. Monroe bir mülakatında “Soyunmaktan utanmıştım, tanınmak istemiyordum” demiş. Fotoğrafları çeken fprofesyonel fotoğrafçı, bunları 900 dolara bir şirkete satmış. Hefner, Marilyn Monreo’nun fotolarını bu şirketin yaptığı takvimden alarak basmış. Monroe’ya da tek kuruş ödememiş. Ne de Monroe bir para talebinde bulunmuş.
Yayın hayatına bu şekilde giren Playboy Dergisi, çıplak ve yarı çıplak modellerin fotoğrafları ile tanındı ve dünyanın en tanınmış markalarından birisi oldu. Ve “Playboy Enterprises Inc.” ile genişleyip hemen hemen her yayın mecrasında yer aldı. Dergi sadece çıplak kadın model fotoğraflarını basan bir dergi olmadı. Tanınmış romancıların kısa öykülerine yer verdi. Ünlü karikatüristlerin çizdiği renkli karikatürleri yayınladı. Bütün bunların yanında da kendi alanlarında isim yapmış artistlere, mimarlara, ekonomistlere, bestecilere, orkestra şeflerine, film yönetmenlerine, atletlere, gazetecilere, romancılara, politikacılara söyleşilerle yer verdi. Dergi liberal duruşu ile kadın haklarını, feminizmi ve cinsel eşitliği hep destekledi. İşte Fransız kadın bakan da Playboy’a bu kategoriden dahil olmuş. Üstelik ilk kapağında Marilyn Monreo olan bir dergide son kapakta bir bakan resmi değişimin geldiği noktayı göstermesi açısından da çok ilginç.
Playboy’un Fransız versiyonunda 12 sayfalık söyleşisine ve kapakta resmine yer verilen Marlene Schiappa 40 yaşında bir siyasetçi. Şu an sosyal ekonomiden (Social Economy)sorumlu bakan.
Schiappa, Sorbonne Üniversitesi’nde bir yıl coğrafya okumuş. Daha sonra akşam sınıflarında iletişim okuyarak Grenebol Üniversitesi’nden lisans diplomasını almış. Çalışma hayatına 2007 yılında bir reklam şirketinde başlamış. Aynı yıl “Les Pasionarias” diye bir internet gazetesi başlatmış. Ertesi yıl çalışan kadınlar için internette bir “blog” yaratıp yazmaya başlamış. Bu bloğun başarısı üzerine çalışan kadınlar için bir destek platformu oluşturmuş. Bu platformda politika önerileri geliştirmeye başlamış. Schiappa, birinci kızının doğumundan sonra reklam şirketinden ayrılıp annelik ve feminizm üstüne romanlar yazmaya başlamış. Marie Minelli takma adı ile şu ana kadar 28 roman ve makale yazmış.
Siyasete atılışı 2014 yılında olmuş. Fransa’nın kuzeyinde yer alan Le Mans isimli şehirde yardımcı belediye başkanı (Deputy Mayor) seçilmiş. Cinsiyet eşitliği ve ayrımcılık konularından sorumlu olmuş. Asıl yıldızının parlaması Başkan Emmanuel Macron ile tanışması ile başlamış. Bir teknoloji fuarında rastladığı Macron’a bir kitabını hediye etmiş. Bir kaç hafta sonra Macron onu "cinsiyet eşitliği ve politika” konusundaki bir konferansa davet etmiş.
Schiappa, 2017 yılında Cinsiyet Eşitliği Bakanı olmuş. Bu bakanlığı sırasında kadınlara karşı laf atmak ve/veya takip ederek tacizi suç sayan ve anında cezalandıran bir düzenlemenin yasalaşmasını sağlamış. Covid salgını sırasında İç İşleri Bakanlığı’na bağlı yurttaşlıktan sorumlu (Minister Delegate) olarak görev yapmış. Yabancı sağlık çalışanlarının hızlı bir biçimde Fransız yurttaşı olması yollarını açmış.
Marléne Schiappa cesur, çalışkan ve faydalı bir siyasetçi. İnandığı fikirlerini hep çekinmeden savunmuş ve eylemleri ile de bunu göstermiş. Bu son hareketi, Playboy’daki söyleşisi de kendi çizgisinin devamı. Evet, Playboy bir erkek dergisidir. Fakat kadın fotoğrafları yanında kaliteli entellektüel ürünlere de yer veren bir yayındır. Schiappa da söyleşisinde kadın hakları, feminizm, kadınların cinsel doyumu ve aile içi şiddet gibi kadınlar için çok önemli noktalara değinmiş. Bunun yanında siyasetteki çifte standartı eleştirmiş. Normal hükümet işlerini yaparken medyanın bunlara kayıtsız kalmasına, moral bozucu sessizliğine isyanını dile getirmiş. Kadının özgürlüğü önemlidir demiş. Ve eklemiş “Kadın, isterse bir rahibe gibi giyinir ve hiç bir erkekle ilişkisi olmaz. İsterse de bir dergide çıplak poz verebilir. Bu onun tercihidir. Fransa özgür bir ülkedir”.
Dergide yer alan fotoğrafları da öyle alışılmış Playboy modellerinin fotoları gibi değil, giyinik. Kapaktaki resminde beyaz elbiseli. Fransız ressam Eugene Delacroix'nın 1830 devrimini anlatan “Halka Yol Gösteren Özgürlük” tablosundan esinlenmiş. Ama o tablodaki kadın gibi göğüsler açıkta değil; sadece Marléne sağ eli ile elbisesi üstünden sol göğsünü tutmuş. Derginin içinde yer alan fotolarda da kadın giyinik olarak poz vermiş.
Marléne Schiappa, Playboy’da yer alan resimleri ve de üstelik giyinik resimleri ile siyasetçileri hoplatmış. Sırf resimleri Playboy’da çıktı diye topa tutulması ilginç. Daha ilginç olanı da kadın siyasetçiler tarafından eleştirilmesi; “biz de kadın haklarından yanayız” dedikten sonra “ama” ile başlayan ifadelerde sanki biraz gizli kıskançlık var gibi (!).
Marlene Schiappa’nın eleştirildiği bir nokta da zamanlama. Ülkede bu sosyal karmaşa varken böyle bir röportaj zamansız oldu deniyor. Fransa’nın kadın Başbakanı’nın da eleştirisi bu yönden olmuş. Ama şu ana kadar Başkan Macron’dan bir ses çıkmadı. Hatta gündemi değiştirmek Başkan Macron’nun işine bile gelmiştir. Çünkü gündemi saptırmak için Fransa’da bir seccade olayı bulamazdı.
Aslında kadın bakan Playboy için soyunabilirdi de (!). Düşünün bakalım, soyunan bir bakan mı, soyan bir bakan mı ülke için daha zararlıdır?