'Sosyal girişimci' kelimesini kullananan ilk kişi Bill Drayton, dünyanın ilk ve en geniş sosyal girişimci ağı Ashoka'nın kurucusu. Drayton sosyal girişimlerin yaratmak istediği değişimi; "Sosyal girişimciler size balık vermekle veya balık tutmayı öğretmekle mutlu olmazlar. Onlar, balıkçılık sektöründe devrim yapmadıkça rahatlamazlar” sözleri ile tanımlıyor. Bu nedenle sosyal girişimler, "ihtiyacı olana balık veren” hayırseverlikten ya da "balık tutmayı öğreten” sivil toplum kuruluşlarından farklılaşıyor. Koç Üniversitesi Sosyal Etki Forumu (KUSIF) Proje ve Eğitim Sorumlusu Agata Fortuna, sosyal girişimciliğin sorunlara bir müdahale yöntemi olduğunu belirtirken, "Sosyal girişimcilik potansiyeli mevcut sosyal sorunlar kadar büyük” diyor.
"Geleneksel filantropi ve üçüncü sektörün kaynakları sınırlı. En acil sosyal sorunları kısa vadede tek başlarına çözmeleri olanaklı görünmüyor. Farklı sektörler, kamu ve özel sektör dahil, bu sorunlara çözüm bulmaya, sosyal etki odaklı çalışmaya başlamalı” yorumlarını yapan Fortuna, sosyal girişimcilik ekosisteminin son beş senede hızla geliştiğini, Türkiye'de kamu ve özel sektör dahil, çok farklı paydaşların, sosyal girişimcilik ekosistemine girmeye başladığını söylüyor. Fortuna'nın dikkat çektiği konu ise, sosyal girişimcilik ekosistemini güçlendirecek destek mekanizmaları ve etki yatırımlarının henüz oldukça kısıtlı olması.
Geleneksel kâr odaklı şirketler çözümün bir parçası olmalı
Koç Üniversitesi Sosyal Etki Forumu (KUSIF) ana çalışma alanını "sosyal etki” olarak tanımlıyor. Agata Fortuna, "Vizyonumuz; STK'ların, fon verenlerin, sosyal girişimcilerin, özel sektör kuruluşlarının sadece sosyal etkileri için önceden planlama yapmakla kalmayıp; aynı zamanda sosyal etki analizini genel iş kültürüne ve günlük faaliyetlerine entegre ettiği bir etki ekonomisi yaratmak” diyor. Hedeflerinde ise Türkiye'de sosyal değere ve etki yönetimine önem veren kurumları bir araya getirerek Social Value Türkiye ağını kurmak olduğunu söylüyor.
Fortuna, geleneksel kâr odaklı şirketlerin çözümün bir parçası olması gerektiğinin altını çiziyor ve özel sektörü değiştirmede hızlı bir şekilde yol kat etmenin mümkün olmadığını ifade ediyor. Fortuna'nın dediği gibi, şirketlerin kâr odağından çıkması, yaratılan negatif etkiyi azaltması, pozitif sosyal etkiyi artırmaya çaba göstermesi; eşitsizliği yok etmek için çok önemli bir katkı sağlayabilir. Bu kapsamda, şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımından çıkması, kurum kültürünü ve iş yapma şekillerini değiştirip daha kapsayıcı modellere geçmesi önem taşıyor. Fortuna derin bir değişim gerektirecek bu süreçte şeffaflığın çok önemli olduğunu vurguluyor.