Dünya Bankası tarafından düzenli olarak her yıl hazırlanan “İş Yapma Kolaylığı Endeksi”, 2020 yılı için de yayınlandı. Bu çalışma; işe başlama, inşaat izinleri ile uğraşma, elektrik alınması, mülk kaydı, kredi alınması, yatırımcıların korunması, vergilerin ödenmesi, sınır dışı ticaret sözleşmelerinin uygulanması ile birlikte iflas durumunun çözülmesi konularını içeriyor ve 190 ülke bu kriterlere göre sıralanıyor. Bu noktada söz konusu verilere bir anket ile ulaşıldığını belirtmekte yarar var. Bu veriler, kesin bir doğruluk içermese de genel gidişat hakkında fikir vermesi açısından önemli olduğunu belirtmek gerekir.
İş Yapma Kolaylığı Endeksinde 2 sıra geriledik
Dış ticaret skorumuz 90,27’den 91,6’ya yükselmiş olmasına rağmen Kosova ve Montenegro bizden daha iyi performans gösterdiğinden dolayı iki sıra gerileyerek bu yıl 44 ncü sıraya düştük.
İthalata ilişkin olarak belge ve sınır uyum sürelerinde iyileşmelerin halen devam ettiğini görüyoruz. Aynı şekilde ithalat işlemlerindeki maliyetlerde de bir azalış devam ediyor. Belge uyumu özelinde maliyetin bir önceki yıla göre 80 USD’dan 55 USD’a düştüğü görülüyor. İhracat tarafında hem süre hem de maliyetlerde iyileşmeler var. Özellikle sınır uyum süresinin bir önceki yıla göre 16 saatten 10 saate düştüğü görülüyor.
Ana sorun geleneksel gümrükleme yöntemimiz
Son dönemde gümrük uygulamalarında ciddi anlamda bir değişim yaşıyoruz. Özellikle Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü (YYS), Tek Pencere Sistemi (TPS), E-İhracat gibi uygulamalar hızlı ve güvenilir gümrük işlemlerini olumlu etkilemiştir. Bu gibi uygulamalar ile de İş Yapma Kolaylığı Endeksindeki sıralamamız 70’lerden 40’lı sıralara ilerlemiştir. Ancak bu kadar çalışmaya ve yeni projelere rağmen bu sıralamada daha üst noktaya çıkamamaktayız. Bunun ana nedeninin, geleneksel gümrükleme yapımız olduğunu bir kez daha söylenmek isterim.
Tam olarak ne söylemek istediğime, Ticaret Bakanlığı’nın “Dış Ticaret İşlemlerine İlişkin Belge ve Maliyetlerin Azaltılması ve Bu Konudaki Farkındalığın Arttırılması Çalıştay Raporu-2018”de yer veriliyor. Öncelikle oldukça detaylı bu çalışma için Bakanlığımıza teşekkür etmek gerekir.
Çalışmada, ithalatta kullanılan belge sayısı 187; ihracatta ise 126 olarak tespit ediliyor. Toplam kullanılan belge sayısı 313. Bu belgelerin büyük çoğunluğu Ticaret Bakanlığı dışındaki diğer kurumlar tarafından temin edilmesi gereken belgeler. Çünkü eşya özelliğine göre diğer kurumlar tarafından izin/onay/lisans alınmadan ithalat veya ihracat işlemleri tamamlanamamaktadır. Diğer kurumlar kendi yetkilerinde olan bu izin sürecini gümrükler üzerinden tamamlıyor. Bu da gümrük işlemlerinin uzamasına ve gümrükte geçen sürenin artmasına neden oluyor. TPS, bu belgelerin hızlı temin edilmesi yönünde ciddi bir katkı sağlamış durumda. Örneğin ithalatta 143 adet belge TPS üzerinden temin edilebiliyor. Ama halen gidilecek yol var gibi duruyor.
Ne yapılmalı?
Geleneksel gümrükleme modelimizi kesinlikle değiştirmemiz gerekiyor. Bunun ana nedeni de belge sayısının fazlalığı ve tüm kontrol işlemlerinin de gümrükte yapılmaya çalışılması. Bu iki durum hem maliyet hem de süre konusunu ciddi anlamda olumsuz etkiliyor. Odaklanılması gereken konu da burası oluyor. Bunun azaltılması da çağdaş gümrük uygulamaları ile ancak mümkün oluyor. Bu noktada sadece YYS sahibi firma sayısını arttırmak yeterli olmuyor. YYS uygulamasının da tam manada (ithalatta yerinde gümrükleme gibi) hayata geçirilmesi gerekiyor. Yine riskli ürün grupları hariç piyasa gözetim ve denetiminin gümrükler yerine piyasa olması gerekiyor. Burada şirket özelinde (YYS gibi) veya ürün bazında bir ayrım yapılabilir. Ürünler gümrükte işlemleri tamamlandıktan ama piyasaya arz edilmeden önce bu denetimler yerine getirilebilir.