Doğal kaynakların hızla tükenmesi ve iklim değişikliğinin artan olumsuz etkileri, sürdürülebilirlik kavramının dünyada giderek daha fazla önem kazanmasına neden oluyor. Dünya çapında yapısal bir değişim sürecini tetikleyen bu gelişme, ticari faaliyetler açısından da belirleyici bir unsur haline gelmiş durumda. Son dönemde sürdürülebilirliğin tüm sektörlerde olduğu gibi mücevher sektörü için de gündemin ilk sıralarında yer aldığını görüyoruz. Mücevher sektörünün uluslararası rekabet gücünü doğrudan etkileme potansiyeline sahip olan sürdürülebilirlik, aynı zamanda sektörün büyüme hedefleri üzerinde önemli bir rol oynuyor.
Dünya mücevher sektöründe önde gelen oyuncular arasında yer alan ülkemizde de sürdürülebilirlik ile ilgili dikkat çeken gelişmeler yaşanıyor. Mücevher İhracatçıları Birliğimiz, Türk mücevher sektörünün uluslararası platformlarda temsilini yürütmek amacıyla daha önce Dünya Mücevherciler Konfederasyonu (The World Jewellery Confederation - CIBJO) üyeliğini gerçekleştirmişti. Bu vizyonun devamı olarak çok önemli bir üyeliğe daha imza attı ve mücevher sektöründe dünyanın en saygın kuruluşlarından biri olan Sorumlu Mücevher Konseyi’ne (RJC – Responsible Jewellery Council) üye oldu.
Madencilikten perakendeye kadar uzanan tüm süreçlerde etik ve sürdürülebilir uygulamaları teşvik eden RJC, dünya genelinde 1900'den fazla şirketi bünyesinde barındırıyor. Mücevherat endüstrisinde küresel bir organizasyon olan RJC, mücevherat üretim ve tedarik zincirlerinin daha sürdürülebilir olmasına yönelik çalışmalar yapıyor. RJC’nin en önemli özelliği, çağımızın en kritik meselelerinden olan sürdürülebilirlik konusunda mücevher sektörüne rehberlik edecek standartların oluşturulması. RJC üyesi kuruluş ve firmalar, bu standartlara bağlılıklarının göstergesi olan üyelik sertifikaları ile sosyal, ekonomik, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik duyarlılıklarını kanıtlamış oluyorlar. Firmalar bu sayede ilgili hassasiyeti paylaşan daha geniş bir kitle ile etkileşim kurabilme ve yeni pazarlara açılma imkânı yakalıyorlar.
Mücevher İhracatçıları Birliğimizin RJC üyeliği kapsamında 16 Eylül tarihinde her iki kurumdan üst düzey yetkililerin ve firma temsilcilerinin katıldığı bir lansman programı gerçekleştirildi. Bu önemli etkinlikte, RJC üyeliğinin Türk mücevher üreticilerine sunduğu avantajlar firmalara tanıtıldı. Sektörün geleceği için kritik bir adım niteliği taşıyan bu iş birliğiyle, Türk mücevher sektörü, uluslararası pazarda rekabet gücünü artırırken aynı zamanda çevresel ve sosyal sorumluluk ilkelerine uygun üretim kapasitesini güçlendirecek.
RJC üyeliği, mücevherat sektöründe faaliyet gösteren tüm şirketlere açık. Üyeler, RJC'nin belirlediği etik, insan hakları, sosyal ve çevresel standartlara uymayı taahhüt ediyorlar. RJC sertifikasyonu, bağımsız bir denetim sürecini tamamlayan üyelerin, bu standartlara uyduğunu gösteriyor. Sertifikasyon, şirketin şeffaflığına, sorumluluğuna ve sürdürülebilir uygulamalarına güven oluşturuyor. 2005 yılında kurulan RJC'nin temel standartları arasında, tedarik zincirinde etik iş uygulamalarını desteklemek, kaynağın izlenebilirliğini ve materyalin sorumlu kaynaklardan geldiğini doğrulamak, sürdürülebilir madencilik uygulamalarını teşvik etmek yer alıyor. RJC üyeliğinin sağladığı faydalar incelendiğinde ise, sorumlu kaynak kullanımı ile etik ve sürdürülebilir kaynaklardan gelen materyallerin kullanımının garanti edilmesi öne çıkıyor. Ayrıca müşterilere ve paydaşlara şirketin sorumluluk bilinciyle hareket ettiğinin gösterilmesi, RJC logosu sayesinde dünya genelinde tanınırlık sağlanarak marka imajının güçlendirilmesi de sağlanan diğer faydalar olarak sıralanabilir.
Mücevher İhracatçıları Birliğimizin RJC'ye üyeliği, sektörümüzde sorumlu ticaretin teşvik edilmesi açısından büyük bir adım. Bu üyelik, birlik üyesi firmaların küresel piyasalarda rekabet gücünü artıracak ve sektördeki güvenilirliklerini sağlamlaştıracak bir gelişme. RJC'nin standartlarına uyum sağlamak için gerekli çalışmaların yapılması bu açıdan önem arz ediyor. Birliğimizin RJC’ye katılımı, mücevher sektörümüzün sadece Türkiye’de değil, küresel ölçekte de en yüksek dürüstlük ve şeffaflık standartlarını korumaya yönelik kararlı duruşunu gösteriyor. Bu kapsamda RJC üyeliği, sorumlu mücevherat üretiminde örnek teşkil edecek bir adım olarak değerlendirilebilir.
Mücevher sektörümüz, ülkemizin küresel çapta en rekabetçi olduğu, büyük ihracat potansiyeli bulunan sektörlerinden biri. Mücevher sektörünün gelişimi ve gelecek dönemdeki başarısı için sürdürülebilirliğin sektörün ana hedeflerinden biri olarak belirlenmesi son derece önemli. Sektörümüzün bu konudaki farkındalığı her geçen gün artıyor. Mücevher sektöründe faaliyet gösteren firmaların, sürdürülebilirlik konusunu uzun vadeli yaklaşımlarla ele almaları bu alandaki tüketici taleplerini etkin biçimde karşılamalarını sağlayacak. Bu kapsamda mücevher tasarımında ve üretimde sürdürülebilirliğe giderek daha fazla ağırlık verildiğini görüyoruz. Mücevher sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin, çevresel etkiler gözetilerek sunulan yeni ürün ve hizmetlere yönelik girişimleri artış eğiliminde.
Türkiye mücevher sektörü, dünya mücevher piyasasındaki konumunu güçlendirme hedefine emin adımlarla ilerliyor. Bu kapsamda mücevher ihracatımızın artırılması, Türk mücevherinin uluslararası alanda marka değerinin ve prestijinin yükseltilmesi ile yakından ilişkili. Sürdürülebilirlik ile birlikte mücevher sektörü kapsamlı bir değişimden geçiyor. Artık tüketiciler için fiyat, kalite ve tasarımın yanı sıra ürünün çevresel ve sosyal etkileri de bir tercih sebebi olmaya başladı. Dünya ekonomisindeki gelişmelerin ve değişen tüketici tercihlerinin mücevher sektörünü çok yönlü olarak etkilediği bir ortamda, sürdürülebilirlik kapsamında yaşanan bu değişime en hızlı reaksiyon verebilen firmalar, global mücevher pazarında bir adım öne geçecekler. Bu sayede ülkemizin geleneksel yapısını ve kültürel zenginliklerini sürdürülebilir modern tasarımlarla yansıtan mücevher sektörümüz için belirlenen hedeflere ulaşma yolunda önemli bir mesafe katedilmiş olacak.