Taksim'de gerçekleşen bombalı terör saldırısı; Hemen ardından Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye ve Irak'a yönelik başlattığı Pençe Kılıç adlı hava harekatı;
Terörden çok çeken Türkiye, tam biraz rahatlamışken, 2023 seçimlerine sadece aylar kala, yeniden terör kıskacına mı giriyor?
İlk ve en önemli soru bu; Çünkü herkesin aklında 2015'te iki seçim arasında yaşanan o kanlı terör dalgası var.
Ancak bu kritik dönemde, sorular bundan ibaret değil elbette.
20 Kasım 2022'de gerçekleşen hava harekatıyla, hem Irak'taki PKK terör örgütü, hem de Suriye'nin kuzeyindeki PKK'nın uzantısı PYD kontrolündeki bölgelerin vurulması, akıllara "hava sahası meselesini" getirdi.
ABD VE RUSYA, SURİYE HAVA SAHASINI TÜRK UÇAKLARINA AÇTI MI?
Malum; Irak hava sahası büyük ölçüde ABD tarafından kontrol ediliyor. Suriye'de ise Fırat'ın doğusunda hava sahası ABD'nin, batısında ise büyük ölçüde Rusya'nın kontrolünde. Türkiye daha önce Irak'taki terör mevzilerine yönelik "Pençe" operasyonlarında savaş uçaklarını -ABD ile koordinasyon sağlayarak- kullanmıştı. Ancak Suriye'ye son dönemde yapılan operasyonlar büyük ölçüde sınırdan açılan topçu ateşi ve insansız hava araçları ile gerçekleştirilmişti.
Pençe-Kılıç adı verilen bu son operasyonda, Türk savaş uçaklarının Suriye'deki terör mevzilerinin de vurmuş olmaları, "ABD ve Rusya, Suriye'de hava sahasını Türk uçaklarına açtı mı" sorusunu gündeme getirdi.
Bu soru Türk yetkililer tarafından net olarak hiç yanıtlanmadı. Sızan ilk bilgiler, Türk savaş uçaklarının Irak'ın derinliklerine kadar girerek terör mevzilerini bombalarken, Suriye hava sahasına girmedikleri yönündeydi. Bilgiler, savaş uçaklarının Suriye'de sınırın hemen güneyinde kalan terör üslerini Türkiye tarafından bombaladıkları yönündeydi.
Bu soru doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a soruldu. Ancak Erdoğan da, Doha dönüşü uçakta sorulan bu yöndeki soruya, net bir yanıt vermekten kaçındı. Erdoğan sadece "burada varlık gösteren ülkelerle biz diplomatik ilişkilerimizi yaparak adımlarımızı ona göre attık ve atıyoruz" demekle yetindi. Bir başka ilginç nokta, operasyonun adıyla ilgili; Pençe operasyonları serisi bugüne kadar hep Irak'taki terör üslerine yönelik yapılmıştı. İlk kez Pençe- Kılıç operasyonu ile Suriye'nin kuzeyi de vuruldu. Yine de operasyona "Pençe" ön adının verilmiş olması, savaş uçaklarının Irak havasına girdiklerini, ancak Suriye'yi Türk sınırlarından vurmuş olabileceklerini akla getirdi.
ABD BAŞKONSOLOSLUĞUNDAN KRİTİK AÇIKLAMA
Türkiye'nin ABD ile operasyon öncesi koordinasyon yapıldığına ilişkin en somut gösterge ise, ABD'nin Erbil Başkonsolosluğu'nun Pençe-Kılıç'ın başlamasından sadece saatler önce Amerikan vatandaşları için yayınladığı bir uyarı mesajı oldu.
Konsolosluk uyarı mesajında gerçi "açık kaynaklardan edinilen bilgiye göre", olası bir Türk operasyonundan bahsedildi ; Ancak mesajın zamanlaması ve öncesinde Türk yetkililerinin sınırötesi operasyon konusunda herhangi bir açıklama yapmamış olmaları, "açık kaynakların ne oldukları" sorusunu da gündeme taşıdı.
İRAN'LA DA KOORDİNASYON YAPILDI MI ?
Pençe-Kılıç operasyonu konusunda yanıtlanmamış bir başka soru ise, operasyonun İran'la da koordine edilip edilmediği konusunda. İran, Pençe-Kılıç operasyonuyla neredeyse aynı saatlerde Erbil ve Süleymaniye yakınlarındaki, PKK terör örgütünün İran'da faaliyet gösteren kolu PJAK mevzilerini insansız hava araçlarıyla vurdu. Türkiye'nin de aynı bölgede, aynı saatlerde PKK terör örgütünü vurmuş olması, akla Tahran- Ankara koordinasyonunu getirdi.
ABD'DEN TÜRKİYE'YE FARKLI, İRAN'A FARKLI TEPKİ
Bir başka ilginç nokta, ABD yönetiminin aynı dönemde Irak'a yönelik gerçekleştirilen Türk ve İran operasyonları konusunda çok farklı tutum alması oldu.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Direktörü John Kirby, "Türkiye, güneyinde meşru terör tehdidi nedeniyle muzdarip olmayı sürdürüyor. Tabii ki her türlü kendilerini ve vatandaşlarını savunma hakları var" ifadesini kullandı.
Oysa İran'ın aynı bölgede PJAK'a karşı gerçekleştirdiği operasyona Washington'un tepkisi çok sert oldu. ABD ordusunun Ortadoğu'daki operasyonlarından sorumlu CENTCOM'un Komutanı General Michael Kurilla yaptığı yazılı açıklamada, İran'ın operasyonunu "yasadışı" olarak tanımladı ve sert ifadelerle kınadı. General Kurilla,"İran'ın Erbil yakınlarında gerçekleştirdiği operasyonu kınıyoruz. Bu hedef ayırt etmeden yapılan ve yasadışı saldırılar sivilleri tehlikeye atıyor, Irak'ın toprak bütünlüğünü hiçe sayıyor, Ortadoğu ve Irak'ın zor kazanılmış istikrarına zarar veriyor" ifadesini kullandı.
Sorular bu kadar da değil;
Fırat'ın doğusunu kontrol eden PKK uzantısı PYD-YPG'ye TIR'lar dolusu silah ve mühimmat gönderen, PYD-YPG militanlarına askeri eğitim veren ABD yönetiminin, Türkiye'nin bu bölgeye düzenlediği hava operasyonunu bu kadar "anlayışla" karşılaması da "neden" sorusunu akla getirmiyor değil.
Yanıt olarak ilk akla gelen ise, Kasım sonunda gerçekleşecek NATO toplantısı. ABD, Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya resmen katılımını çok istiyor. Bu ülkelerin üyeliğinin önündeki tek engel ise Türkiye'nin onayı...