Sevinçte bile birleşemeyen başka bir millet var mıdır, bilemiyorum. Buz gibi bir şampiyonluğun, dünya çapında bir başarının tadını çıkartmak yerine spordan dahi kamplaşmaya giden bir ülke düşünemiyorum. Tek tesellimiz; bu zihin yapısı azınlık durumda. “Aktivist Aydın” yazı serimize bu hafta devam etme planımıza rağmen konunun sıcaklığı ve öneminden dolayı kadın voleybol takımızın başarısını ele almak istedim. Yıllardır, global bir markamız var mı, Türkiye’den bir dünya markası nasıl çıkar tartıştık, durduk.
Artık global bir markamız var diyebiliriz sanırım: Filenin Sultanları
Son 5 yıldır neredeyse tüm göstergelerde yokuş aşağı koşarken ve onca krizle uğraşırken ülkeye güzel bir moral oldu. Kaderin cilvesi belki de en kara günlerimizde mutlaka tarihi zaferler ile ayağa kalkıyoruz. 99 depremi ve derin ekonomik buhranım akabinde dünya futbol turnuvasında 3.lük ve Galatasaray’ın UEFA kupasını kaldırması büyük motivasyondu.
Avrupa’da yaşayan birisi olarak söylüyorum: yurt dışında ülkenin imajı bozukken tam zamanında gelen ve itibarımızı tekrar ivmelendiren büyük bir başarıdır bu.Sadece bir kupa kazanmadık, dünyaya birçok mesaj verdik:
✔ Türkiye dünya ile entegre medeni bir ülkedir
✔ Kadınlar spor dahil hayatın her alanında vardır
✔ Kıyafet hürriyetinin olduğu bir memlekettir burası
✔ Kadınlara seçme ve seçilme hakkını dünyada ilk veren demokrasilerden olan Cumhuriyetimiz 100. yaşındadır
Üste üste 2 şampiyonluk başarının tesadüf olmadığını kanıtladı. Takımı sınırlı gözlemleme şansım olmasına rağmen inovasyon projeleri dahil tüm başarılı ekip çalışmalarındaki ortak şifreler göze çarpıyor:
✔ İnanmış ve adanmışlar
✔ Özgüvenleri yüksek
✔ Birlikte eğlenebiliyorlar
✔ Ülkelerini seviyorlar
✔ Birbirlerini seviyorlar
✔ ”Biz” diyorlar
✔ Farklılıkları zafiyet değil güç görüyorlar
✔ Profesyonellik ile duygusallığı dengelemişler
Başarılı insanları paçasından aşağı çekme huyumuzdan vaz geçip İstiklal marşında ağlayan birisine sarılalım. Başımıza nadir gelen güzel bir şeyin tadını çıkartalım. Boş lakırdıları bırakıp başarı mimarlarına sahip çıkalım. Erkek milli takımımız da böyle bir şampiyonluk getirseydi yine çok değerli olurdu ama bu kadar anlamlı olmazdı. Ayrışmak, bölüp parçalanmak yerine tek vücut sevinelim.
Bir trilyon dolara dayanmış bir ekonomi artık global markalar çıkartmalı. Bunun için tipik ticari hesapların ötesinde inovasyona uzun vadeli yatırım yapma cesareti gösterecek patronlar aranıyor. Galatasaray ve Türk Hava Yolları, global marka listemize eklenebilir mi sorusunun yanıtını size bırakarak kadınların elinden gelen bu muhteşem şampiyonluğun tadını çıkartmaya davet ediyorum herkesi.