Son yazımın üzerinden yaklaşık bir aydan fazla bir zaman geçti ve COVID-19 pandemi süreci altında geçirdiğimiz süre ülke olarak iki ayı aştı. Uzmanların görüşlerine göre salgınla mücadelede birinci aşama sonuçlandı ve kademeli olarak normalleşme sürecini de kapsayan ikinci aşamaya geçildi. COVID-19 pandemisi tüm dünyadaki ekonomik faaliyetlerin yavaşlamasına hatta durmasına yol açtı. Devletlerin tüm kurumları gerek ekonomik gerek ise sosyal anlamda salgın nedeniyle ortaya çıkan olumsuz sonuçların etkisini hafifletmek amacıyla çeşitli önlemler uygulamaya başladı. Gümrük ve dış ticaret alanında son dönemde ortaya çıkan en önemli gündem ise 2565, 2514 ve 2424 sayılı Kararlar ile pek çok eşyanın ithalinde ilave gümrük vergisi tahsilatı yapılmasına yönelik düzenlemeler oldu. Bu yazımızda ise kısaca ithalatta uygulamaya konulan ilave gümrük vergisi uygulamalarının etkilerini değerlendireceğiz.
Öncelikle en temel durumdan hareket etmekte fayda var. Herhangi bir eşyanın ithaline gümrük vergisi getirilmesi veya mevcut gümrük vergisi oranının arttırılmasının birinci etkisi o ürünün ithalat maliyetinin artmasına yol açmasıdır. İthalatçı firmalar ister ürünü girdi olarak kullansın ister olduğu gibi doğrudan piyasaya satışını gerçekleştirsin ithalat maliyeti artacağından bu artan maliyeti satış fiyatlarına yansıtmak zorunda olacaklardır. Bu sebeple nihayetinde ithaline ilave gümrük vergileri getirilen ürünlerin piyasa fiyatları yükselecek ve sonunda getirilen vergiler ürünleri satın alan tüketicilere yansıtılacaktır.
Uygulamaya konulan ilave gümrük vergilerinin sektörler üzerinden bir diğer etkisi ise ülkemizdeki ithalatçıların ticaret yaptıkları ülkelerin kompozisyonunu üzerinde olacaktır. Zira ilave gümrük vergisi menşe esaslı yani menşe kriteri gözetilmek suretiyle uygulanan bir ticaret politikası aracıdır. Avrupa Birliği ve ülkemizin serbest ticaret anlaşmasının olduğu ülkelerden ve bu ülkelerin menşeini taşıyan eşyanın ithalinde ilave gümrük vergisi ödenmeksizin ithalat işlemleri tamamlanabilmektedir. Dolayısıyla böylesi bir durumda ithalatçı firmaların tedarik zinciri yapılarını gözden geçirmeleri ve Avrupa Birliği ülkeleri ile serbest ticaret anlaşmamız bulunan ülkelerdeki alternatif tedarikçilere yönelmelerinin faydalı olacağını değerlendiriyorum.
İlave gümrük vergilerinin ilgili sektörler üzerindeki bir başka etkisi ise ithalatçıların gümrük ve dış ticaret mevzuatında vergi yönünden muafiyet sağlayan uygulamalara daha çok başvurmaları olabilir. Özellikle dahilde işleme rejimi bu anlamda ithalatçılara ithalat vergilerinin tamamı yönünden ithalatçılara vergilerin askıya alınması şeklinde kolaylık sağladığından iyi bir alternatif gibi görünmektedir. Yine yatırım yapan firmalar bakımından yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılacak ithalat işlemleri bu kapsamda muafiyet sağlayacak uygulamalardandır.
İlave gümrük vergileri getirilen ürünlerin ülkemizdeki üreticilerinin bu süreçten olumlu etkileneceklerini düşünüyorum. Çünkü getirilen vergiler sebebiyle ithalat görece pahalı konuma gelecek ve ithalatçılar aynı ürünleri Türkiye’de üreten sanayicilerden talep edebilecekler ve yerli sanayici bir anlamda desteklenmiş olacaktır. Son olarak ilave gümrük vergilerinin ithalatı daha maliyetli hale getirmesinden ötürü ithalatın kısılması ve bu suretle döviz talebinin azalması ile dış ticaret açığının düşmesini de sağlamasını öngörmek mümkün.
Herkese şimdiden mutlu bayramlar diliyorum.