Söktaş’ın rejeneratif pamuk üretimi dünyaya ilham veriyor

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Geçtiğimiz sene Glasgow’da düzenlenen 2021 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda, “Modanın Geleceği: Stella McCartney ile bir inovasyon sohbeti”ne katılan Türkiye’nin lüks pamuklu gömleklik kumaş üreticisi Söktaş, sürdürülebilirlikle ilgili uygulamalarını dünya arenasında anlatmıştı. Oturumun dinleyicileri arasında Prens Charles, Eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, Alphabet Inc. ve Google Finans Müdürü Ruth Porat, Amerikalı Aktör ve aktivist Leonardo DiCaprio, İngiliz oyuncu, model ve aktivist Emma Watson gibi isimler yer almıştı.

1971 yılında Aydın Sökeli hissedarlar tarafından iplik fabrikası olarak kurulan Söktaş, bugün aralarında Hugo Boss, Paul & Shark, Zegna, Stella Mc- Cartney, Massimo Dutti, Gucci ve Max- Mara’nın da bulunduğu üst segment perakende markalarına kumaş üretiyor. Ayrıca Efeler Çiftliği markası ile 766 dekar alan üzerine yayılmış tesislerinde büyükbaş süt hayvancılığı yapıyor. 30 Eylül 2021 itibariyle satış gelirleri 247 milyon TL ve aktif büyüklüğü 862 milyon TL olan Söktaş, 1995 yılından bu yana halka açık bir şirket olarak faaliyetlerine devam ediyor.         

Tekstil sektörünün ülkemizin genel ekonomisinde önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Söktaş Genel Müdür Yardımcısı Baran Kayhan, “Yeşil dönüşüm kavramının iklim değişimi, su güvenliği, kimyasal kullanımı, enerji tüketimi, atık gibi birçok alt başlığı var. Bunlardan bazılarında tekstilin payı küçük, bazılarında büyük” diyor.

Dünyada tekstilde öne çıkan öncelikleri; atık azaltması, enerji sürdürülebilirliği ve geri dönüşüm olarak sıralayan Kayhan, “Dünyada 1 yılda yaklaşık 40- 50 milyar adet giysi üretiliyor. Yarısından fazlası da ne yazık ki çöpte bitiyor. Üretim süreçlerinde kullanılan hammaddelerin, suyun ve elektriğin çevreye etkisinin azalması adımlarıyla, daha bilinçli tüketim el ele yürümezse, hem ekonomik hem doğal dengeler kontrol dışına çıkacaktır” yorumunu yapıyor. Baran Kayhan ile, tekstil sektöründeki dönüşümü ve Söktaş’ın çalışmalarını konuştuk:       

Geri dönüşümden kazanılan iplikler, mantardan üretilen deri

“Stella McCartney başından beri çevre konusuna en önem veren modacı diyebiliriz. Kendisi bizim müşterimiz. Ürünlerini sürdürülebilir hammaddelerden üretmeyi en başından beri hedefl eyen örnek bir marka. Hem kendi etki alanını hem de bağlı olduğu dünyanın en büyük lüks ürün grubu LVMH ile birlikte bu konu üzerinde bilinilirlik yaratmaya çalışıyor. Glasgow’da düzenlenen COP26’da geri dönüşümden kazanılan iplikler, mantardan üretilen deri ve Söktaş’ın rejeneratif pamuk ürünlerini tanıttı. Burada, tekstil ve modada hem çevrenin, hem de dönüşüme girmemiş işletmelerde çalışanların üzerindeki etkilerinden bahsettik. Değindiğim bir nokta da ‘karbon vergisi, ceza’ gibi caydırıcı önlemlerin yanında devletlerin verebileceği destekler ve teşviklerin sektörde ve girişimciler için çok daha hızlandırıcı bir etkisi olacağıydı.”

Daha sürdürülebilir üretim, daha sürdürülebilir tüketimden geçiyor “Ülkemizde iklim değişikliğini etkileyen sektörlerin başında aslında tekstil ve sanayi değil, enerji sektörü geliyor. Daha doğrusu kömür santralleri… Ancak gerek sanayi gerekse tekstil sektörü ülkemizde bol ve ucuz bulunan kömür kaynaklı enerji üretimini sık kullandığı için elbette tekstilin de endirekt sorumluluğu var. Tekstilde kullanılan kömür ve kömür kaynaklı elektiriğin daha sürdürülebilir kaynaklarla değiştirilmesi önemli. Tekstilde sürdürülebilirlik dediğimizde iklim, atık ve aynı zamanda işçi sağlığı, üretimde şeff afl ık, hammaddede sürdürülebilirlik ve yakın coğrafyalardan ithalat ve ihracat gibi konular alt başlıkları oluşturuyor.            

Kömür tüketimimizi bu yıl itibariyle bitiriyoruz

“Uzakdoğu’dan Avrupa ve Amerika’ya gelen hazırgiyim, tekstil ve hammaddelerin çoğuna yakını uzun deniz, hava ve karayollarından geçerek geliyor. Bu, Yeşil Mutabakat sürecinde hem mantıksız, hem güvensiz, hem de ekonomik riskler taşıyor.               

Türkiye’de pamuk üretimi, hazır giyim sektörü ve kumaş üretiminin aynı yerde olması, ayrıca moda merkezlerine yakın olması nedeniyle tedarik zincirinin dönüşümü konusu doğal olarak daha da önem kazanacak. Söktaş olarak kömür tüketimimizi bu yıl itibariyle bitiriyoruz. Onun dışında kullandığımız elektriğin tamamını geçtiğimiz yılbaşından beri I-REC sertifikasıyla alıyoruz. Bu da yüzde 100 sürdürülebilir kaynaklardan üretilen elektriği tüketiyoruz demek. Su tüketimimizi azaltmak için projelerimiz var. Reverse osmosis sistemiyle su geri kazanımı sağlıyor olacağız. Tükettiğimiz suyun yüzde 60- 65’ini tekrar kullanıyor olacağız. Söktaş, su arıtma tesisini tekstil sektöründe ilk kuran şirketlerden biri.”            

Biyoçeşitliliği koruyarak pamuk yetiştiriyoruz

“Bölgemizde normalde pamuk öncesi buğday ekilerek yılda çift üretim yapılır. Biz ise rejeneratif tarım için ayırdığımız arazilere kışın buğday ekmiyoruz. Yetişen pamuk yerel olarak imal ettiğimiz özel makinalarla toplanıyor. Toprağı daha az işlediğimiz için daha az traktör ve ekipman kullanıyor böylece pamuk üretimi sırasındaki karbon emisyonunu da azaltıyoruz. Doğanın döngüsü içinde, biyoçeşitliliği koruyarak pamuk yetiştiriyoruz. Sahip olduğumuz yönetim sistemleri kapsamında kaynak kullanımını düşürme ve atık oluşumunu azaltma çalışmalarımız devam ederken oluşan atıklarımızı öncelikli olarak kendi içimizde değerlendiriyoruz. Daha sonrasında da geri kazanmanın yollarını arıyoruz. Başka bir çalışmamızda tekstil üretiminde su tüketiminin en fazla olduğu prosesleri tespit ederek buraları iyileştiriyor, buna alternatifler üretiyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu çalışma ile su tüketimimizi birkaç yıl içinde yüzde 37 oranında azaltmış bulunuyoruz. Aydın Söke’deki fabrika binalarımızın çatılarına 1.5 MW kurulu güce sahip güneş enerjisi santrali (GES) kuruyoruz.”

Hızlı moda belki bitmeyecek ama büyük şirketler daha da üst standartlara uyacak

“Fast Fashion kavramının değişmesi uzun zaman alacak, çünkü tüketici trendlerinin ve kültürünün değişmesi çok zor. Ancak bunu dengeleyen bir konu da tüketici bilinci. Artık gelişmiş ülkelerde tüketiciler alışveriş yaptıkları markaların kendi değerleriyle uyuşmasını bekliyor. Buna bağlı olarak bu yatırımcılar da bu faktörleri önemsiyor. Hızlı, ucuz moda belki bitmeyecek ama en büyük şirketler daha da üst standartlara uymaya mecbur kalacak. Tedarikçilerinin sorumlu üretim yapıp yapmadığını, ne kadar atık ürün ürettiği, ne kadar sürdürülebilir hammaddeler kullandığı hem tüketiciler hem yatırımcılar nezdinde önemli.”

Tüm yazılarını göster