Söktaş 'onarıcı pamuğu' COP28’de anlattı

Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Söktaş Tekstil CEO’su Muzaffer Kayhan, 4,5 yıl öncesinde Stella McCartney ile gerçekleştirdikleri işbirliği çerçevesinde, dünya tarımını düzeltmek ve moda sektörünün karbon ayak izini azaltmak adına başlattıkları bir uyg ulama olan ‘onarıcı tarım’ ve ‘onarıcı pamuk’ projelerini COP28’de anlattı.

Lüks ve premium moda markaları için pamuklu kumaş tasarlayıp üreten, ‘onarıcı tarım ve onarıcı pamuk’ gibi sürdürülebilir projeleriyle dikkat çeken Söktaş Tekstil, Dubai’de gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler 28. İklim Değişikliği Konferansı COP28’e katıldı ve dünya arenasında sürdürülebilir uygulamalarını tanıttı.

Bloomberg Green’in COP28 için düzenlediği özel bir panele konuşmacı olarak katılan Söktaş Tekstil CEO’su Muzaff er Kayhan, 4,5 yıl öncesinde Stella McCartney ile gerçekleştirdiği işbirliği çerçevesinde, dünya tarımını düzeltmek ve moda sektörünün karbon ayak izini azaltmak adına başlattıkları bir uygulama olan ‘onarıcı tarım’ ve ‘onarıcı pamuk’ projelerini anlattı.

Söktaş Tekstil, Stella McCartney’nin gerçekleştirdiği enstalasyondaki tek Türk şirket olurken, yüzde yüz izlenebilir ilk tekstil ürünü Stella McCartney tarafından bu sezon üretildi.

“Dünyada 1 milyar 350 milyon hektar tarım alanı mevcut. Biz bunun 3’te 1’ini onarıcı tarıma çevirebilirsek şayet, insanlığın atmosfere saldığı bütün karbondioksiti yok edebiliyoruz. Bu, karbon negatife giden yolda ciddi bir inovasyon. Çevresel etkisi bakımından onarıcı pamuğa olan ilginin arttığını gözlemliyoruz” diyen Söktaş Tekstil CEO’su Muzaff er Kayhan ile Söktaş’ın çalışmalarını konuştuk:

Yeşil dönüşüm izlenebilirlik ve şeffaflıkla mümkün

“Faaliyetlerimizi gerçekleştirirken bulunduğumuz yöreye ve gezegenimize karşı sorumluluğumuz nedeniyle doğaya, çevreye olan etkimizi en aza indirmeyi yıllar önce politikamız olarak belirlemiştik. Bu kapsamda faaliyetlerimizi gerçekleştirirken, doğal kaynak tüketimini azaltmayı, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmayı, yeniden kullanım ile atık oluşumunu azaltmayı, oluşan atıkları geri dö nü ş ü m ile değerlendirmeyi ve faaliyetlerimiz sonucu oluşan karbon ayak izimizi azaltmayı sürdürülebilirlik stratejimizdeki ana maddeler olarak konumlandırdık. Tekstil tedarik zinciri aslında çok opak olabilen, geniş coğrafyalara yayılmış bir sektör. Veriler ve süreçler ölçülmeden, iyileştirme ve geliştirme adımlarına ilerlemek maalesef imkansız. Yeşil dönüşüm ancak izlenebilirlik ve şeff afl ığın oturtulmasıyla gerçekleşebilir. Bu da Avrupa birliği regülasyonlarının, sektörü bu yöne zorlaması ve tüketicinin talebinin eş zamanlı desteğiyle olabilir. Bu anlamda da bilimsel hedefl er, güvenilir raporlama ve sürdürülebilir işbirlikleri yeni iş modellerinin olmazsa olmazı.”

“Sürdürülebilir hammaddeye geçiş konusunda şirketlerin yaptığı büyük ve önemli taahhütler var. Ancak Boston Consulting Group’un Textile Exchange ile yaptığı son araştırmaya baktığımızda, bu talebi karşılayacak bir tedarik maalesef göremiyoruz. Aksine sürdürülebilir materyaller söz konusu olduğunda dev bir hammadde açığı görüyoruz. Çok ciddi ve odaklı bir yatırım stratejisi olmazsa bu taahhütlerin gerçekleşmesi olanaksız. Markaların tedarik zincirlerine ciddi destekte bulunması, bunu zorunlu kılacak politikaların devreye girmesi ve uzun soluklu adımların atılması inovatif hammaddelerin geniş ölçekte üretilebilmeleri için şart.”

Onarıcı pamuğun temelinde yatan değer, toprağı geri kazanmak

“Sürdürülebilir pamuk üretimi konusunda Söktaş olarak çok uzun yıllardır çalışıyoruz. Pamuğa ve bulunduğumuz topraklara bağlılığımızın bir temel sebebi 3. nesil üyesi olduğum Söktaş kurucu ailesinin, neredeyse 200 yıldır aynı topraklarda pamuk çiftçiliği yapıyor olması. Pamuk konusunda dönüm noktası olarak tabir edilebilecek iki projemiz mevcut. Birincisi tohumdan pamuğa, ipliğe ve kusursuz kumaşa uzanan uzun elyafl ı pamuk projemiz Meander 71, üzerinde çalıştığımız AR-GE projeleri arasında üstün kalite tutkumuzu en iyi şekilde yansıtan çalışmalarımızdan biri. Türkiye Pamuk Araştırmaları Enstitüsü ile ortak yürütülen uzun soluklu bu proje, dayanıklı olduğu kadar ince ve ipeksi elyaf üretebilen yeni bir pamuk türünün yaratılmasını sağladı. Meander 71 pamuğu, Mısır Giza pamuk türüne rakip olacak üstünlükte ve kalitede. İkincisi ise 2019 yılında 5.5 hektar ile başladığımız ve geçtiğimiz yıl neredeyse 100 hektara ektiğimizi rejeneratif yani onarıcı pamuk projemiz. Bu projeye 2019 yılında Stella McCartney’nin desteği ile başladık. Daha sonra projemize WWF de katıldı. Amacımız; önümüzdeki yıl 250 hektara çıkarken, bölgemizdeki bütün diğer pamuk çiftçilerini de bize katılmaya ikna edebilecek bir çerçeve kurabilmek. Onarıcı pamuğun temelinde yatan değer, toprağı geri kazanmak. Onarıcı sistemler toprak sağlığını onarıyor ve canlandırıyor, karbon emisyonlarını tutuyor ve iklim değişikliğiyle mücadele ediyor. Biyoçeşitlilik, suyun korunması ve kalitesi, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve geçim kaynaklarının iyileştirilmesi ile ilgili çok sayıda ek ve birbiriyle ilişkili yan faydası da var. Toprak testlerimizden çıkan sonuçlar, beklenen değerlerin neredeyse 15 katı kadar bir karbon asimilasyonu gösteriyor. Bu durum, dünyadaki tüm ekilebilir alanları düşündüğümüzde bizlere ümit veren bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor.”

Tüm yazılarını göster