İttifaklar, partiler, uzun müzakereler, sert tartışmalar, farklı siyasi partilerle aynı listede buluşma zorunluluğuyla, parti içi küskünlüklere göğüs gererek hazırladıkları milletvekili aday listelerini YSK’ya sundular. Türkiye’nin 87 seçim bölgesi için tek tek ince hesaplar yapıldı, siyasi planlar “toplanabilecek en fazla oyla 28.dönem TBMM’de sandalye sayımızı nasıl artırırız ?” sorusuna yanıt aranarak oluşturuldu. Türk siyasi hayatında örneğine rastlamadığımız “uzlaşma, birlikte hareket etme” çabasıyla, çok farklı tabanlara, görüşlere, siyasi iddiaya sahip partiler 3 büyük seçim ittifakının çatısı altında buluştu.
Siyasi hayatımız yeni nesil “siyasi yoldaşlık” kavramıyla tanıştı. Cumhurbaşkanlığı seçimine paralel olarak şimdi Cumhur ittifakı, Millet ittifakı, Emek ve Özgürlük ittifakı ve bileşenlerinin siyaset arenasına sunduğu siyasi akıl planları 14 Mayıs’ta seçim terazisine çıkacak. Seçmen nezdinde bu planların nasıl karşılık bulduğunu hep birlikte göreceğiz.
Ak Parti 28.döneme büyük değişimle hazırlanıyor
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin uygulandığı 27.dönemde iktidar partisinin TBMM’de ezici çoğunluğa sahip olması halinde Meclis denetiminin nasıl etkisiz hale geldiğini yaşayarak gördük. Cumhur ittifakının amiral gemisi Ak Parti 21 yıllık iktidar gücünü 28.dönem TBMM’de de sürdürebilmek için kapsamlı bir değişime hazırlanıyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay başta olmak üzere, kabinedeki tüm bakanları milletvekili aday listelerine koyan Ak Parti, tüzüğündeki 3 dönem kuralını işleterek 73 dolayında eski milletvekilinden vazgeçiyor. Yeniden aday gösterilmeyecek öteki milletvekilleri de düşünüldüğünde Ak Parti milletvekili listelerindeki değişimin yüzde 60’ı bulduğu tahmin ediliyor. Cumhur ittifakı içindeki MHP ve BBP gibi partilerin TBMM seçimine kendi başlarına girmeleri daha uzun erimli bir stratejiyle bundan sonraki seçimler için şimdiden pozisyon aldıkları şeklinde değerlendiriliyor.
Millet ittifakı ağırlıklı olarak CHP listelerinde
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu ortak Cumhurbaşkanı adayı olarak belirleyen Millet ittifakının iddiası ise çok farklı. Daha önce ittifak içinde önemli seçim başarıları kazanmış CHP ve İyi parti büyük iller dışında çok sayıda ilde ortak listeyle seçime giriyor. Bu iller ve dışındaki tüm seçim bölgelerinde SP, Deva, Gelecek ve DP adayları CHP listelerinde yer aldı. Elbette bu zorunlu durum aday listelerinde yer bulamayan partililerde rahatsızlık yarattı. CHP tabanına hep şu mesaj verilmeye çalışıldı:
“Ak parti’nin eski 2.genel başkanı ve başbakanına, eski ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısına, Milli Görüş’ün bugünkü liderine, Menderes ruhunu temsil eden siyasetçilere ve arkadaşlarına listelerimizde yer vermek zorundayız. Kurucu meclis benzeri bir yapı oluşturma zorunluluğumuz var.”
İttifaklar içinde en geniş siyasi yelpazenin Millet ittifakında olduğunu hep akılda tutmak gerekiyor.
Emek ve özgürlük ittifakı
Seçim sonucunda oluşacak Meclis’te dengeleri etkileyebilecek uzlaşma arayışlarının ve “siyasi yoldaşlık” buluşmalarının değişik bir örneği de Emek ve Özgürlük ittifakı listelerinde gözlendi. İttifakın en büyük partisi HDP kapatılma olasılığını dikkate alarak bu seçime Yeşil Sol Parti adıyla girdi. İttifakta yer alan 6 partiden 5'i seçime Yeşil ve Sol Parti listesinden, Türkiye İşçi Partisi (TİP) ise 49 ilde kendi listesiyle seçime giriyor. Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) seçimlere 81 ilde Yeşil ve Sol Parti çatısı altında seçime girdi.
Kadın istihdamı artmazsa mühendisler “forklift” kullanacak
Seçim yarışı, adaylık tartışmaları bizim için elbette ki seçim süreciyle sınırlı. EKONOMİ gazetesi olarak temel gündemimiz olan, zaten siyasetin de çözüm üretmek zorunda olduğu, üretim ve istihdam konularındaki gelişmeleri, derdi iş ve aş olan kesimlerin sesini yansıtmayı sürdürüyoruz. İttifakların, partilerin seçim bildirgelerini de bu duyarlılıkla irdeleyeceğiz.
Ülkemizin sağlıklı bir üretim yapısına kavuşabilmesi ve en önemlisi üretimin artırılması için atıl kadın işgücünün kullanılmasına bağlı olduğu gerçekliği önümüzde duruyor. Geçen hafta Ankara’da düzenlenen toplantılarda sanayi ve ticaret kesiminde bu farkındalığın nasıl yükseldiğine tanık olduk.
İlk olarak ASO yönetim kurulu üyesi ve ANGİAD Başkanı Ertuğrul Onat gazetecilere verdiği iftarda kadın istihdamının artırılmasının ne kadar önemli olduğunu kendi işyerinden verdiği örneklerle anlattı. Gazetecileri kadın yönetim kurulu üyeleri ve çalışanlarıyla ağırlayan Onat, eleman temininde güçlük çektikleri alanlara kadın çalışanları yönlendirdiklerini söyledi. Onat, fabrikasındaki forkliftleri kadın çalışanların kullandığını, onları bu alanda lisans almaya teşvik ettiklerini söyledi. Ertuğrul Onat’ın “Kadın istihdamını artıramazsak, 10 yıl sonra mühendisler forklift kullanacak.” uyarısını dikkatle not ettik.
Geçen hafta ASO koordinatörlüğünde çalışmalarını sürdüren TOBB Ankara Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi genel kurulunda da kadın işgücünün üretime kazandırılmasının önemi vurgulandı. Kadın istihdamının artırılması konusunu sürekli dile getiren ASO Başkanı Seyit Ardıç ve ATO Başkanı Gürsel Baran da toplantıda önemli mesajlar verdiler.
Kadın istihdamının artırılmasının, siyasetin seçim bildirgelerinde bu konuya nasıl yaklaştığının takipçisi olacağız.