“Ankara’da ülkelerin ulusal gün resepsiyonlarında boy göstermeye alışkın diplomatların çoğu bize 29 Ekim için neden görkemli bir 100.Yıl daveti almadıklarını sordular.”
Cumhuriyetin ikinci yüzyılına başlarken iktidarıyla muhalefetiyle siyasetin içinde bulunduğu ruh halini denetimli coşku olarak nitelemek mümkün görünüyor. Mayıs seçimleri öncesinde seçim bildirgelerinden, seçim meydanlarından yansıyan siyasetin kuvvetli ve enerjik Cumhuriyetin ikinci yüzyılı vurgusu, geleneksel 29 Ekim kutlamaları içinde daha düşük tonda yer alıyor. Devletin açıklanan resmi kutlama programları iktidarın seçim öncesi dile getirdiği coşkuyu yansıtmıyor. Geçen hafta Ankara’da ülkelerin ulusal gün resepsiyonlarında boy göstermeye alışkın diplomatların çoğu bize 29 Ekim’de neden görkemli bir 100.Yıl daveti almadıklarını sordular. Yanı başımızda, gelişmelere çok duyarlı olduğumuz bölgede,
İsrail-Filistin çatışmasında bebek, çocuk ve kadınların ağırlıkta olduğu siviller katledilirken şenlikli kutlamalardan kaçınıldığı resmen açıklanmasa da hissettirilmeye çalışıldı. Ancak baktığımızda çatışmanın başladığı 7 Ekim’den önce de zaten devlette görkemli bir kutlama hazırlığı ve niyeti olmadığını da gördük. Ana muhalefet CHP de cumhuriyetin yüzüncü yılını genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun JW Marriott Ankara’da verdiği sade davetle kutladı. Mayıs seçimlerinin iç hesaplaşmalarını hala sürdüren muhalefet partilerinin ülke sorunlarıyla ilgili dikkat dağınıklığı sürüyor. Ancak toplum genelinde, şirketler, sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri, işçi-işveren örgütleri eğitim kurumları, vatandaşlar düzenledikleri toplantılar, tüm mecralarda yayımlanan mesajlarla yüzyıllık coşkuyu yansıtmaya devam ediyorlar.
▌Anıtkabir’de yüzüncü yıl coşkusu…
Türkiye’deki vatandaşların çoğunun, aklının ve yüreğinin merkezinde saydığı Anıtkabir’de de Cumhuriyet’in Yüzüncü Yılı coşkusu yaşanıyor. Anıtkabir Komutanlığı’ndan aldığımız bilgiye göre, yüzüncü yılda kurumsal olarak Atatürk’ün mozolesine çelenk bırakmak isteyen sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri, şirketler eğitim kurumları aylarca önceden organize olup komutanlığa başvurmuşlar. Anıtkabir’de yoğun bir ziyaret trafiği yaşanıyor.
▌Murat Ülker’in çalışma hayatı mesajları
Enflasyonun yüksek seyrettiği, hayat pahalılığının can yaktığı, ücret artışlarının enflasyonla başa çıkamadığı günlerde 80 bin işçi çalıştıran bir patronun Türkiye’nin en büyük işçi örgütlerinden birinin toplantısında çalışma barışı mesajları veriyor olması çok önemliydi. Hakİş konfederasyonunun hem kuruluşunun 48. yılı, hem de cumhuriyetimizin 100 yılı devirmesi vesilesiyle düzenlediği Cumhuriyetimizin 100. Yılında Türk Çalışma Hayatı Sempozyumu ele aldığı konular, önemli konuk ve konuşmacılarıyla iz bıraktı.
Sempozyumun kapanış oturumunda onur konuğu olarak işçilere seslenen global kuruluşlar Pladis ve Godiva’nın Yönetim Kurulu Başkanı ve Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker endüstri ilişkileriyle ilgili kulaklara küpe olacak mesajlar verdi. Murat Ülker “Türkiye Yüzyılında İşin Geleceği” oturumunda işin sırrının “Açık iletişim ve güven” olduğunu söyledi. Ülker, sadece “açık iletişim”in tek başına endüstri ilişkilerinde, ekonomide, birçok sorunun çözümünü kolaylaştırdığını, deneyimlerinin hep bunu gösterdiğini vurguladı. İşçiler Murat Ülker’in kendi şirketlerinde sendikayı “endüstri ilişkileri birimi” gibi görmek istediklerini belirten sözlerini coşkuyla alkışladılar.
Ülker’in “Türkiye’deki işçilerimizin emeği olmasa yurtdışında milyarlarca dolarlık yatırım yapamazdık” mesajı da nokta atışla salondaki işçilerin, sendikacıların yüreğindeki yeri buldu. Murat Ülker, sunumu sonrasında yaptığımız sohbette de 25 ülkede 15 binin üzerinde çalışanları olduğunu, bu ülkelerin çoğunda Türkiye kadar olmasa da enflasyon sorunu bulunduğunu söyledi. Ücret artışlarının zorunlu olduğunu belirten iş hayatı duayeni Ülker’in “Şirketlerimizde bunu verimlilik artışları, kârlı alanlara yönelimle, tasarrufla karşılamaya çalışıyoruz” sözleri hep akılda tutulmalı. Murat Ülker’in tasarrufun nasıl yapılacağını gösteren “2 özel uçağımı sattım, artık tarifeli uçuyorum” sözlerini de dikkatle not ettik.
▌İktidar ve muhalefetin ikinci yüzyıl iktisat kongresi yarışı anılarda…
Yüzyıllık dönemlerin önemi ve değeri Mayıs seçimleri öncesi iktidar ve muhalefetin İzmir’deki ikinci yüzyılın iktisat kongresi yarışında da hissedilmişti. Hazine ve Maliye Bakanlığı-İzmir Valiliği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği farklı kongreler, Cumhuriyetin ilanından hemen önce Atatürk’ün engin vizyonuyla geleceğe ışık tutan İzmir İktisat Kongresi’nin 100. yıldönümünde iktidar ve muhalefetin politika önerilerine sahne oldu. İktidar alternatifi olmaya çok yaklaşan Millet İttifakı (6’lı masa) ekonomi politikaları önerilerini ve vaatlerini iktisat kongresinde dillendirdi. Ekonomide yaşanan büyük sıkıntıların, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığının, yolsuzluk iddialarının, deprem felaketinin, seçmen davranışında muhalefetin beklediği etkiyi yaratmadığı görüldü. İktidar seçim ekonomisiyle kendi yarattığı sorunların çözümü için seçmenden yine yetki aldı.
▌Gümrük Birliği’nin güncellenmesini Almanya da istiyor
Geçen hafta Ankara’da Almanya rüzgârı esti. Almanya Başbakan Yardımcısı Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck, Türkiye-Almanya Ekonomi ve Ticaret Ortak Komisyonu (ETOK/JETCO) IV. Dönem toplantısı için geldiği Ankara’da önemli temaslarda bulundu. Türkiye-Almanya ticaret hacminin 2023 yılında yeni bir rekora gittiğinin müjdesini veren Habbeck’in “Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki mevcut Gümrük Birliğinin iyi işlemediği durumlarda nasıl daha iyi çalışmasını sağlayabileceğimizi, nasıl geliştirebileceğimizi konuştuk” sözleri yankı uyandırdı.
Habbeck’in Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği organizasyonuyla Atakule’de verdiği alışılmadık davet de çok ses getirdi. Çalışma hayatı ve akademik kariyerinin önemli bölümünde AB Gümrük Birliği uzmanlığıyla yer alan Ticaret Bakanı Ömer Bolat da gümrük birliğinin güncellenmesin görüşmelerde geniş şekilde ele alındığını söyledi.
Bolat, Başbakan yardımcısı Habbeck’in işaret ettiği rekorun iki ülke ticaret hacminin bu yıl 50 milyar doları aşması olduğunu söyledi. Bolat, ilk kez gazetecilere duyurduğu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 17-18 Kasım’da Almanya’ya yapacağı resmi ziyarette gümrük birliği anlaşmasının da masada olacağını belirtti. Gümrük Birliği konusunda görüşünü sorduğumuz Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da “Gümrük Birliği teknik bir konu. AB bunu politize etmemeyi tercih ederse bu konuda mesafe alabileceğimizi düşünüyoruz” diyerek topun Ticaret Bakanlığı’nda olduğunu ima etmişti.