Ülkeleri yöneten siyasetçiler, hem devlet işlerini düzenlemek ve yönetmek hem de ülkelerinin dünya genelinde söz sahibi olabilmesi için farklı şeyleri siyasallaştırarak bunları siyasi (politik) enstrümanlar kullanır.
Üretim ve satış ile ilgili teknik bir konu olarak görülen tedarik zinciri, bugün siyasallaşarak yeni bir siyasi enstrüman olmaya başladı ve siyasetçiler, tedarik zinciri ile siyaset yapıyor. Hatta bazı ülkeler, dünya genelinde söz sahibi olmak için tedarik zincirini konuşuyor.
Joe Biden, Başkan olur olmaz “daha fazla yerli ve milli üretim” için “the Future Is Made in All of America by All of America’s Workers (25.01.2021)” Başkanlık Kararnamesini yayınladıktan sonra buna yönelik tedarik zincirini destekleyecek “America’s Supply Chains, Supply Chain Disruptions Task Force, Ocean Shipping Reform Act of 2022, Action Plan for America’s Ports and Waterways, Plan to Revitalize American Manufacturing and Secure Critical Supply Chains in 2022, Securing Defense-Critical Supply Chains ve Freight Logistics Optimization Works (FLOW)” gibi yasal düzenlemeler yaptı. Ayrıca “United States Strategy for Central Asia 2019- 2025: Advancing Sovereignty and Economic Prosperity” Raporuna göre ABD, özellikle OBOR güzergahında bulunan Orta Asya ülkeleri için ABD’nin faydasına olacak şekilde yeni stratejiler geliştirmelidir.
Xi Jinping, “International Forum on Resilient and Stable Industrial and Supply Chains (Hangzhou, 19.09.2022)” toplantısının açılışına gönderdiği mektubunda “küresel tedarik zincirlerinin esnekliğini ve istikrarını korumanın, dünya ekonomisinin gelişimi ve tüm insanlarının ortak çıkarı için çok önemli olduğunu; güvenli, istikrarlı, kapsayıcı ve karşılıklı yarar sağlayan küresel tedarik zincirini oluşturmak ve korumak için Çin’in diğer ülkelerle birlikte çalışmak istediğini” yazarak aslında satır aralarında Covid-19 etkisiyle üretim ve tedarik zinciri aksamaları nedeniyle ABD ve Avrupa Birliği (AB) tarafından sıklıkla gündeme getirilen “tersine küreselleşme ve bölgesel üretim” söylemlerine ve özellikle ABD’nin “Chips Act (25.08.2022)” Başkanlık Kararnamesine karşı “Çin’in avantajlarını kaybetmek istemediği” mesajını (endişe) veriyor.
Öyle ki “EU Chamber of Commerce in China - The European Business in China Position Paper 2022/2023” Raporunda “Çin’in artık daha az öngörülebilir, daha az güvenilir ve daha az verimli olacak olması nedeniyle Çin merkezli tedarik zincirlerinde sorun olabileceği ve bunun da Çin yatırım cazibesini kaybetmesine yol açacağı; Avrupalı firmaların, Çin’de uzun süre kalmayı düşünmediği (ki direkt yatırım yapan Avrupalı firma sayısında azalma var)”, “IMF - World Economic Outlook April 2022” Raporunda “Çin’de ekonomideki yavaşlamanın tahmin edilenden fazla olacağı ve “DHL Trade Growth Atlas 2022” Raporunda “2026 yılına kadar Çin’in küresel ticaret büyümesindeki payının %26’dan %13'e düşeceği” gibi Xi Jinping’in bu endişesinin sebebi olabilecek bilgiler vardır.
AB, “zorla (köle) işçiliğin” önlenmesi amacıyla ABD’nin “Products Made by Slave Labor in Xinjiang (13.01.2021)” kararına benzer “Prohibiting products made with forced labour on the Union Market” yasa önerisini üye ülkelerin onayına sundu (14.09. 2022). Emmanuel Macron, Fransız Büyükelçilerle konuşmasında (01.09. 2022), “Tedarik zincirlerini kıran Pandemi, bize uluslararası ticaret (üretim) ve mal dolaşımın sürdürülebilir olamayacağını gösterdi ve bundan sonra küresel üretim ve tedarik zinciri yerine bölgesel üretim ve tedarik zinciri olacağına inanıyorum” dedi.
Yukarıdaki örnekler, tedarik zincirinin de siyasi enstrüman olarak kullanıldığını gösteriyor. Siyasetçiler, hem kendi ülkelerindeki devlet yönetimi hem de dünya genelinde söz sahibi olmak için tedarik zincirini siyasallaştırarak siyaset yapıyor. Diğer bir ifade ile siyasetçiler, “siyaset” yapmak için artık tedarik zincirini kullanıyor ve tedarik zincirini siyasallaştırıyor.
Dolayısıyla tedarik zincirinin hareketini sağlayan lojistik, tedarik zinciri gibi siyasallaşmalı (olumlu) ve siyasi bir enstrüman olarak devlet yönetiminde ve hatta dünya yönetiminde söz sahibi olmak için kullanılmalıdır.
Coğrafik avantajı ve üretim yetkinliği (bilgi, beceri, tecrübe, kalite, insan kaynağı) ile Türkiye, tedarik zincirini ve lojistiği siyasallaştırarak (olumlu) devlet yönetimi ve uluslararası ilişkilerde söz sahibi olmak için “siyasi” amaçlı kullanmalıdır.